"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1368 E., 2022/812 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/899 E., 2020/459 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı ... ile vekilleri Avukat ... ve ...ile karşı taraf davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düşünsel farklılıkların olduğunu ve bu durumun şiddet içeren davranışlara dönüştüğünü, erkeğin süreklilik gösteren sert ve olumsuz tavırları olduğunu, kadın için evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, erkeğin, ailesinin istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda isteksiz davrandığını, yeterli maddî gücü olmasına rağmen onların ihtiyaçlarını önemsemediğini, kadının sağlık sorunlarıyla ilgilenmediğini, eşine ve çocuklarına karşı sert davrandığını, ilgi göstermediğini, eve geç geldiğini, baskıcı davrandığını, sinirli olduğunu ve bu durumu eşine çocuklarına yansıttığını, sinirlendiğinde cep telefonunu fırlattığını, kadının çalışmasına izin vermediğini, "Sende memur kafası var, sen para kazanmaktan ne anlarsın, ben para kazanıyorum" diyerek aşağıladığını, kadını bir çok ortamda küçük düşürdüğünü, bir keresinde diş hekimine ödenecek parayı duyunca benim hanım bu kadar eder mi, para yerine hanımı versem olur mu dediğini, başka bir sefer ise komşularının bulunduğu bir ortamda benim hanım eskidi hanımı yenilemem lazım dediğini, erkeğin ve abisinin, kadını çocukları iyi yetiştirememekle suçladığını, tarafların 2017 yılı Ramazan Bayramının ikinci gününden bu yana fiilen ayrı yaşadıklarını, erkeğin evinde bakıcılık ve temizlik işleri yapan ... adlı kişiyle sık sık görüştüğünü belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya ÜFE/TÜFE ortalaması oranında artış uygulanmasına, yasal faiziyle birlikte 900.000,00 TL maddî tazminata, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasındaki farklılıkların şiddete dönüşmediğini, kadının oturduğu evi küçümsediğini, çocuklarının ve ailesinin her türlü ihtiyaçlarını karşıladığını, ekonomik açıdan hiç bir şeylerini eksik etmediğini ve kendilerine destek olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, maddî manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ispatlanamadığından davanın reddine, kadın lehine aylık 4.000,00 TL tedbir nafakasına, davacı kadın lehine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 169 uncu maddesi kapsamında ortak konutun tahsisi kararının karar tarihi itibarıyla kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin cevap ve ikinci cevap dilekçesinde delil bildirmediğini, buna rağmen delilleri toplanılarak karar verildiğini, bu duruma muvafakatlarının olmadığını, erkeğin tahkikat aşamasında dosyaya sunduğu bir kısım delillerin de hükme esas alınmasının yine usul hükümlerine aykırı olduğunu, erkeğin ilişkisi olduğu iddia edilen Ş.A isimli kadının çalışmalarına ilişkin SGK kayıtlarının getirtilmesine yönelik taleplerinin reddedilmesinin savunmalarının doğruluğunun tespiti açısından yanlış olduğunu, Avea'dan HTS kayıtlarının eksik getirtildiğini, maddî tazminatın miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmadığını, kusur belirlemesinin doğru olmadığını, davanın ispat edildiğini, erkeğin Ş.A isimli kadınla sadakatsiz davranış içerisinde olduğunun HTS kayıtları ve davacı tanıkları Görkem ve Perihan'ın beyanları ile ispat edildiğini, erkeğin hastalandığı dönemde kadın ile ilgilenmediğini, kadını aşağılayıcı ve yok sayan davranışlarının da tanık beyanı ve erkeğin ikrarı ile ispat edildiğini, hükmedilen tedbir nafakasının düşük olduğunu ileri sürerek; davanın reddi, tedbir nafakasının miktarı, ortak konutun tahsisi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda davalı erkek, cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesinde netice-i talep bölümünde deliller başlığı altında delil bildirmemiş ise de, dilekçelerin içeriğinde özellikle ikinci cevap dilekçesinde (1) nolu bölümde "Mahkeme huzurunda dinlenecek tanıklarla ...latıldıktan sonra", aynı dilekçenin üçüncü sayfasında "Mahkeme huzurunda tanıklar dinlenirken" şeklindeki açıklamalarından davalı erkeğin dilekçelerin teatisi aşamasında tanık delilline dayandığının kabulü gerektiği, davalı vekiline tanık listesini ibraz etmek üzere süre verilmeden önce ön inceleme duruşmasında tanık listesini ibraz etmiş olduğu, Mahkemece davalı tanıkları dinlenilerek hüküm kurulmasında usul ve kanuna aykırı bir yön görülmediği, davacı vekili davalının ön inceleme duruşmasından ve delilleri bildirmek üzere kesin sürenin verilmesinden sonra tahkikat aşamasında bir kısım deliller bildirdiğini, bu delillerin de hükme esas alındığını iddia etmiş ise de, Mahkemece davacı vekilinin bildirdiği kredi kartları ve diğer belgelerin hükme esas alınmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere, delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine, özelikle davacının, aynı zamanda eltisi olan tanığı ...ile 2017 yılı ramazan bayramının ikinci günü birlikte konsere gitmeleri üzerine eşlerinin (davalı ve kardeşi) onlara tepki göstererek Kuşadasındaki yazlık konutlarından ...'daki ortak konutlarına gittiklerinin tanık beyanları ile anlaşılması nedeniyle tanık ...ve davalı arasında husumet oluştuğunun anlaşılmasına, davalının yazlık konuttan ortak konuta gelmesinin evi terk olarak değerlendirilemeyeceği gibi terk sebebine dayalı boşanma davasının bulunmadığı hallerde fiili ayrılığın tek başına kusur sebebi sayılamayacağına, davacının iddiaları ve tarafların ortak çocuğu olarak dinlenen Görkem'in beyanlarından Görkem ile davalı arasında da husumet doğduğunun anlaşılmasına, davalı tanık beyanlarının somut, yer ve zaman içeren olaylar olması nedeniyle Mahkemece üstün tutularak hükme esas alınmasında bir yanlışlık görülmemesine, davacının, davalı erkeğin sadakatsiz davrandığını iddia ettiği Ş.A isimli kadının SGK kayıtlarına dilekçelerin teatisi aşamasında açıkça delil olarak dayanmadığı gibi bu kayıtların getirtilmesinin davacının iddialarını ispat edecek nitelikte bulunmadığından SGK kayıtları getirtilmeden hüküm kurulmasında herhangi bir yanlışlık görülmemesine, davacının, davalı erkeğin sadakatsiz olduğunu iddia ettiği Ş.A isimli kadının kullandığı telefon hattına ilişkin HTS kayıtlarının eksik gönderilmiş olmasının, davalı erkeğe ait telefon hattının davacının talep ettiği 3 yıllık döneme uygun olarak Turkcell den gönderilmiş olup davacı tarafından da bu kayıtların incelenmiş olması nedeniyle sonuca etkisinin bulunmamasına, adı geçen bayanın gerek bir kısım davacı gerekse davalı tanık beyanlarına göre davalı ve geniş ailesinin annesinin bakıcılığı, çocuklarının bakıcılığı ve ev işlerinde çalıştığı, buna göre 3 yıllık süreçte bu kişi ile davalının değişik zamanlarda ancak günün uygun saatlerinde ve kısa süreli görüşmelerinin, yine, ailenin mirasen gelen ortak taşınmazlarının anılan bayan ve kızına belirli süreli olarak ücretsiz olarak tahsis edilmesinin tek başına davalı yönünden güven sarsıcı davranış olarak kabul edilemeyeceğine, davacının iddia ettiği bir kısım olayların özellikle ortak çocukların meslek seçimi gibi vakıaların eski tarihli olup evlilik birliğinin devam etmesi ve ortak çocukların da ergin olması nedeniyle davalıya kusur olarak yüklenemeyeceğine, davalı erkeğin, davacı kadının babasının tedavi amacıyla da olsa bakım evine yatırılmasına yönelik beyanları ile kendi babasının ölümünden sonra bir kaç gün önce ameliyat olan eşinin babasının taziyesi sırasında yanlarında bulunmamasına ilişkin sözlerinin de hakaret yada aşağılama kastı ile değil , sitem mahiyetinde olmasına göre, davacının davasının ispat edemediği, davalıdan kaynaklı boşanmayı gerektirir bir kusur bulunmadığı, böylece mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön görülmediği, yine davacı adına Kuşadasında kayıtlı yaşayabileceği yazlık konutunun bulunması, mahkemece davanın reddine ilişkin kararın Dairece yerinde görülmesi nedeniyle ... merkezde bulunan ortak konutun davacıya tahsisine yönelik tedbir kararının hükümle birlikte kaldırılmasına karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı kadının dava dilekçesinde aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası talebinde bulunduğu, Mahkemece aylık 4.000,00 TL'ye hükmedildiği, dosya kapsamından, davacı kadının tedbir nafakası dışında kira gelirinin bulunduğu, ayrıca davalı erkeğin emekli maaşını kullandığı, Mahkemece hükmedilen tedbir nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle davanın reddi, tedbir nafakasının miktarı, ortak konutun tahsisi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadın tarafından açılan boşanma davasında tüm delillerin toplanıp toplanmadığı, kadının davasını ispat edip etmediği, tedbir nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak konutun davacıya tahsisi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 255 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.
3.Değerlendirme
1.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesindeki "Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır." hükmü dikkate alındığında tedbir nafakası ve ortak konutun tahsisi yönünden alınan tedbirlerin değişen koşullara göre yeniden değerlendirilebileceğinin anlaşılmasına göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (HMK, md. 255). Mahkemece, davalı erkek ile davacının bir kısım tanıkları arasında husumet bulunduğu gerekçesi ile beyanlarına itibar edilmediği belirtilmiş ise de; öncelikle dosya içeriğinde davalı ile bir kısım tanıklar arasında husumet olduğuna dair ciddi ve inandırıcı bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden de, davalı erkeğin, evlilik birliği süresince eşine karşı ilgisiz olduğu, ailesiyle zaman geçirmediği, eve geç geldiği, eşinin hastalığıyla ilgilenmediği, çalışmasına izin vermediği, baskıcı tutumlar içerisinde olduğu, eve yeterli para bırakmadığı, parayı kadının yüzüne çarptığı, "Sen para kazanmaktan ne anlarsın" dediği, sürekli aşağıladığı, agresif davrandığı ve sinirlendiğinde eşyaları etrafa fırlattığı, birlik görevlerini ihmal ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı kadın, dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK, md.166/1) karar verilecek yerde, hatalı gerekçeyle kadının davasının reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve davanın reddi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve davanın reddi yönünden BOZULMASINA,
3. Davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.