"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1215 E., 2022/831 K.
DAVA TARİHİ : 15.06.2015
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2015/493 E., 2019/1106 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı adına edinilen 34 R 2191 plakalı araç, 3045 parsel sayılı ve 5299 ada 8 parsel sayılı taşınmazlar ile çeşitli bankalarda paralar olduğunu, boşanma davasından kısa süre önce 3045 parsel sayılı taşınmazı mal kaçırma amacıyla davalının kardeşine devrettiğini, aracın da müvekkilinin alacağının azaltılması amacıyla davalı tarafından devredildiğini belirterek; taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL katılma alacağının yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 26.09.2019 tarihli dilekçesinde; mal rejiminin tasfiyesine ilişkin belirsiz alacak davasında 20.06.2019 tarihli bilirkişi raporu ile katılma alacağının toplam 166.207,72 TL olduğunun belirlendiğini belirterek; 166.207,22 TL katılma alacağının yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının hiçbir zaman çalışmadığını, malların edinilmesine katkısının olmadığını, müvekkiline ait tek taşınmaz bulunduğunu, müvekkilinin ilk aldığı taşınmazı satarak, ailesinden borç alarak ve birikimlerini kullanarak 3045 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, aracın da müvekkilinin birikimleri ve kazancı ile alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı erkek vekili 12.03.2018 tarihli dilekçesinde; 5299 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 1999 yılında satın alındığını, ancak yüklenicinin hak sahipleri oyaladığı için tapunun geç verildiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 34 R 2191 plakalı aracın 19.06.2012 tarihinde davalı adına tescil edildiği, edinilmiş mal olduğu, davalının aracı 05.11.2013 tarihinde davacının alacağını azaltmak kastıyla kardeşine devrettiği, aracın devredildiği tarihteki bedeli olan 29.355,00 TL'nin 1/2 bedeli olan 14.677.50 TL davacının katılma alacağı olduğu; 5299 ada 8 parsel sayılı taşınmazın her ne kadar 28.05.2003 tarihinde tapuda davalı adına tescil edilmiş ise de taşınmazın 1999 tarihinde ferdileştiği, fiilen davalıya teslim edilip kullanılmaya başlandığı, bedelinin de 1999 tarihinde ödendiği İSKİ sözleşmesi ve müteahhitle imzalanan sözleşmeden 01.01.2002 tarihinden önce ferdileştirilerek davalıya teslim edildiği, işbu taşınmazın davalının kişisel malı olduğu, davacının ancak katkı payı alacağı talep edebileceği ancak davacının talep konusu taşınmaza kişisel mal ile çalışarak katkıda bulunduğu iddiasında bulunmadığından davacının bu taşınmazda katkı payı alacağı bulunmadığı; 3045 parsel sayılı taşınmazın ise 08.11.2013 tarihinde davalı adına tescil edildiği, edinilmiş mal olduğu, her ne kadar davalı kardeşinden borç aldığını 5299 ada 8 parsel sayılı taşınmazı satarak bu taşınmazı aldığını beyan etmiş ise de, taşınmazı kardeşine 28.10.2011 tarihinde sattığı, 3045 parsel sayılı taşınmazın 26.08.2002 tarihinde dokuz yıl önce alındığı, davalının bu iddiası Mahkemece kabul görmediği, davalının kardeşinden borç aldığını da herhangi bir belgeye dayandırılmadığından itibar edilmediği, 3045 parsel sayılı taşınmazın keşif tarihi itibari ile değerinin 300.000,00 TL olduğu, davacının 150.000,00 TL katılma alacağı olduğu; Ziraat Bankası'nda davalının 3.060,45 TL bakiyesinin olduğu ve davacının da 1.530,22 TL katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 34 R 2191 plakalı araçtan dolayı 14.677,00 TL, 3045 parsel sayılı taşınmazdan dolayı 150.000,00 TL ve banka hesabından dolayı 1.530,22 TL olmak üzere toplam 166.207,22 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren faiz ile birlikte tahsilini, sair taleplerin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; 1999 yılında satın alınan 5299 ada 8 parsel sayılı taşınmazın satış bedeli ve alınan borç ile edinilen 3045 parsel sayılı taşınmaz için yapılan hesapta, kişisel maldan edinilmiş mala değer kayması nedeniyle denkleştirme yapılması gerektiğini, komşudan alınan borcundan denkleştirilmesi gerektiğini, tanık beyanlarının iddia ve savunmalarını doğruladığını, her iki taşınmazın güncel tasfiye değerleri bulunduktan sonra ayrıştırılması ve buna göre denkleştirme - mahsup yapılması gerektiğini, bu durumda ise davacı tarafın en fazla taşınmaz yönünden 44.840,00 TL olmak üzere toplam 61.047,50 TL katılma alacağının olabileceğini, araç ve banka hesabı yönünden hükmedilen alacak miktarlarına itirazlarının bulunmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; evlilik birliği içinde edinilen 5299 ada 8 parsel sayılı taşınmazın edinilmiş mal niteliğinde olmadığının davalı tarafça resmi belge ile kanıtlanamadığını, yüklenici ile yapılan sözleşmenin tarihsiz olduğunu, İSKİ kayıtlarının sadece su aboneliğini gösterdiğini, kira ilişkisinde de su aboneliği olacağına göre taşınmazın mülkiyetine dair tarih tespitine esas alınamayacağını, kaldı ki davalı tarafın bu delile dayanmadığını; hesap bakiyesinin 20.11.2013 tarihine göre belirlendiğini, boşanma davasının ise 25.11.2013 tarihinde açıldığını, davalının boşanma davasından kısa süre önce malvarlığını elden çıkardığı, nitekim 08.11.2013 tarihinde de 6.500,00 TL para çekildiği düşünüldüğünde hesap hareketlerinin değerlendirilmesi ve 6.500,00 TL paranın da hesaba dahil edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 3045 parsel sayılı taşınmazın 26.08.2002 tarihinde satış sebebiyle davalı adına tescil edildiği, boşanma davasından 2 hafta önce davalı tarafından kardeşine satış yoluyla devredildiği, yapılan bu devrin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 229 uncu maddesi uyarınca eklenecek değer niteliğinde olduğu, uzman bilirkişi tarafından tasfiye anı itibarı ile sürüm değerinin 300.000,00 TL olarak tespit edildiği; 5299 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 28.05.2003 tarihinde satış edinme sebebiyle davalı adına tescil edildiği, 28.10.2011 tarihinde de üçüncü kişiye satış yoluyla tapuda devredildiği, diğer daire sahipleri gibi taşımazın yüklenici ile 1999 yılında yapılan sözleşme ile satın alındığı, arsa sahibi - yüklenici arasındaki sorunlar nedeniyle tapu kayıtlarının ancak 2003 yılında devredilebildiği, bu daire ile ilgili İSKİ aboneliğinin de davalı adına 1999 yılına ilişkin olduğu, bu durumda taşınmazın 01.01.2002 tarihinden önce edinildiği ve kişisel mal niteliğinde olduğu, davacı tarafça bu taşınmazın edinimine para ya da para ile ölçülebilen maddî veya hizmet değeriyle katkıda bulunduğunun kanıtlanamadığı; 34 R 2191 plakalı aracın 20.11.2013 tarihinde davalı adına tescil edildiği, uzman bilirkişi tarafından rapor tarihi itibarı ile sürüm değerinin 38.100,00 TL olarak tespit edildiği; bankada da boşanma dava tarihi itibarı ile 3.060,45 TL para bulunduğu anlaşılmakla, mal ayrılığı rejiminde edinildiği için kişisel mal niteliğindeki 5299 ada 8 parsel sayılı taşınmaza katkı iddiasının kanıtlanamamış olmasına, 3045 parsel sayılı taşınmaz, araç ve banka hesabındaki paranın edinilmiş mal olmaları nedeniyle bilirkişilerce yöntemine ve somut olaya uygun belirlenen artık değerlerinin yarısı oranında katılma alacağı bulunduğunun, davalı tarafça borç almak suretiyle katkı iddialarının, davacı tarafça da daha fazla alacağın bulunduğuna dair iddiaların kanıtlanamadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararının esası yönünden isabetsizlik bulunmadığı; kamu düzenine ilişkin harç yönünden yapılan incelemede ise; davacının adli yardımdan yararlanması nedeniyle daha önce peşin harç yatırılmadığı ve davanın toplam 166.207,22 TL yönünden kabul edilmesi nedeniyle ‰ 68,31 oran üzerinden 11.353,61 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiği anlaşıldığından, kararın harç yönünden hatalı olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin başvurularının sair yönlerden esastan reddine, taraf vekillerinin başvurularının harç yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile, 34 R 2191 plakalı araçtan dolayı 14.677,00 TL, 3045 parsel sayılı taşınmazdan dolayı 150.000,00 TL ve banka hesabından dolayı 1.530,22 TL olmak üzere toplam 166.207,22 TL katılma alacağının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, sair taleplerin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; evlilik birliği içinde edinilen 5299 ada 8 parsel sayılı taşınmazın edinilmiş mal niteliğinde olmadığının davalı tarafça resmi belge ile kanıtlanamadığını, yüklenici ile yapılan sözleşmenin tarihsiz olduğunu, İSKİ kayıtlarının sadece su aboneliğini gösterdiğini, kira ilişkisinde de su aboneliği olacağına göre taşınmazın mülkiyetine dair tarih tespitine esas alınamayacağını, kaldı ki davalı tarafın bu delile dayanmadığını, delilin süresinde sunulmadığını; hesap bakiyesinin 20.11.2013 tarihine göre belirlendiğini, boşanma davasının ise 25.11.2013 tarihinde açıldığını, davalının boşanma davasından kısa süre önce malvarlığını elden çıkardığı, nitekim 08.11.2013 tarihinde de 6.500,00 TL para çekildiği düşünüldüğünde hesap hareketlerinin değerlendirilmesi ve 6.500,00 TL paranın da hesaba dahil edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; 1999 yılında satın alınan 5299 ada 8 parsel sayılı taşınmazın satış bedeli ve alınan borç ile edinilen 3045 parsel sayılı taşınmaz için yapılan hesapta, kişisel maldan edinilmiş mala değer kayması nedeniyle denkleştirme yapılması gerektiğini, komşudan alınan borcundan denkleştirilmesi gerektiğini, tanık beyanlarının iddia ve savunmalarını doğruladığını, her iki taşınmazın güncel tasfiye değerleri bulunduktan sonra ayrıştırılması ve buna göre denkleştirme - mahsup yapılması gerektiğini, bu durumda ise davacı tarafın en fazla taşınmaz yönünden 44.840,00 TL olmak üzere toplam 61.047,50 TL katılma alacağının olabileceğini, araç ve banka hesabı yönünden hükmedilen alacak miktarlarına itirazlarının bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, talep, kişisel mal savunması ve buna ilişkin delillerin süresinde ileri sürülüp sürülmediği ve ispatı, eklenecek değer hususu, denkleştirme noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 141 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.