"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/120 E., 2022/866 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1204 E., 2021/1286 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ipoteğin kaldırılması davasının kabulüne, aile konutu şerhi davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan ...'ın 1999 yılından bu yana evli olduğunu, tarafların tapuda davalı eş adına kayıtlı ...Yolu Mahallesi G 522 Sk. No: 40 D: 9
.../İstanbul adresindeki gayrimenkulü aile konutu olarak kullandıklarını, tapuda davalı eş adına kayıtlı fakat tarafların müşterek maliki olduğu ve aile konutu olarak özgülenen dava konusu gayrimenkul üzerine, diğer davalı banka lehine ... ve Mustafa ... adına 29.12.2017 tarih ve 83598 yevmiye no ile tesis edilen ipotek ile aile konutu üzerindeki hakların, davacının açık izni olmaksızın sınırlandırıldığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince gayrimenkul üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına, dava konusu taşınmazın kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Davacı cevaba cevap dilekçesinde özetle; banka tarafından sunulan muvafakat belgesini kabul etmediklerini, imzanın kendisine ait olmadığını belgenin sahte olduğunu iddia etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; ipoteklerde eş muvafakati ile ilgili hususun bankanın sorumluluğunda olduğunu, ... Tapu Müdürlüğü'nün davada taraf olamayacağından pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı banka vekili süresinde kabul edilen cevap dilekçesinde özetle; banka ile ...Ticaret Toptan Gıda Ürünleri-Mustafa ... arasında 17.08.2017 tarihinde akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi gereğince davalı ...'a ait olan İstanbul ili, ... Köyü, F21d-24b-2c parfta nolu, 598 ada, 6 parselde 6/100 arsa paylı 9 numaralı bağımsız bölüm üzerine banka lehine ipotek tesis edildiğini, davalı ...'ın eşi olan davacının söz konusu ipotek ile ilgili olarak 27.12.2017 tarihli EK: 16 başlıklı muvafakatnameyi imzalayarak Ambarlı Şubesine teslim ettiğini, davacının iş bu davayı açmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı gibi davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanları, adres kayıtları dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun doğruladığı, davalı tarafın da taşınmazın aile konutu olduğuna herhangi bir itirazının bulunmadığı, davalı bankanın davacıdan muvafakat alındığına ilişkin belge ibraz ettiği, davacının ise imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmesi üzerine imza incelemesi yapan Adli Tıp Kurumu raporunda muvafakatnamedeki imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, denetime elverişli Adli Tıp Kurumu raporuna itibar edildiği, yine 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrası 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Kanunla değiştirilmiş ve yapılan değişiklikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebileceğinin kabul edildiği, bu değişiklik nedeni ile davacı tarafından aile konutu şerhi verilmesi talebinin hukuken veya fiilen yerine getirilmediğini belgelendirmediği anlaşılmakla davacının aile konutu şerhi verilmesine ilişkin davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davacının dava konusu taşınmaza konulan ipoteğin kaldırılmasına yönelik davasının kabulü ile dava konusu İstanbul ili, ... İlçesi, 598 ada, 6 parsel, 9 nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmaza davalı banka lehine konulan 29.12.2017 tarihli 83598 yevmiye numaralı 380.000,00 TL bedelli ipoteğin kaldırılmasına, davacının dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi işlenmesine yönelik talebinin dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, davalı ... Müdürlüğüne karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının muvafakatnamedeki imzanın kendisine ait olmadığını, banka şubesine hiç gitmediğini iddia etmesine karşın banka uygulamaları çerçevesinde bu durumun imkansız olduğunu, dosya kapsamında dinlettiği tanıkların da muvafakat için imza atılması gerektiğinde bu işlemin şubede yapıldığını beyan ettikleri aksi halde hukuki ve cezai sonuç doğacağını Adli Tıp Kurumu raporunun tanık beyanları ile çelişkili olduğunu, denetime elverişli hazırlanmadığını, Emniyet Kriminal Polis Laboratuvarı ya da bu konuda uzman bir heyetten yeniden bir rapor alınmasını talep ettikleri halde mahkemece kabul edilmediğini ve eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ipoteğin kaldırılması kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı banka tarafından davacının 27.12.2017 tarihli ipoteğe muvafakat belgesinin dosyaya sunulduğunu, davacı kadının muvafatnamedeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin raporu ile söz konusu belgedeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edildiği, yasal mevzuat, Yargıtay içtihatları, dosya kapsamına göre mahkemece yapılan inceleme ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporun yeterli olduğu, davalının bankanın uygulamaları, tanık beyanları ile Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki olduğuna ilişkin iddiaları ve yeniden rapor alınması talebinin yerinde olmadığı, kararın dayandığı deliller ve gerekçeye göre davanın kabulü kararının yerinde olduğu gerekçesi ile davalı bankanın istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; karara dayanak teşkil eden raporun yeterli olmadığını, Yargıtay içtihatlarında Adli Tıp Kurumu raporlarının imza incelemesinde son merci olarak kabul edilmediğini, davacının muvafakatnamedeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının banka uygulamaları çerçevesinde imkansız olduğunu, muvafakat için imza atılması gerektiğinde bu işlemin şubede yapıldığını, aksi halde hukuki ve cezai sonuç doğacağını Adli Tıp Kurumu raporunun tanık beyanları ile çelişkili olduğunu, denetime elverişli hazırlanmadığını, Emniyet Kriminal Polis Laboratuvarı ya da bu konuda uzman bir heyetten yeniden bir rapor alınmasını talep ettikleri halde mahkemece kabul edilmediğini ve eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi kapsamında ipoteğin kaldırılması için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, dosyada imza incelemesi için alınan raporun yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddesi...
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.