"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/592 E., 2022/1386 K.
DAVA TARİHİ : 25.04.2016
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Cizre 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/367 E., 2021/688 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyize den davacı ... vekili Av. Burak Koca ve karşı taraf davalı T.Finans Katılım Bankası A.Ş. Vekili Avukat Şevval Karaaslan geldiler. Diğer davalı gelmedi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 17.01.2024 Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davacının haberi olmadan davalı eşin mülkiyeti kendisine ait taşınmaza diğer davalı banka lehine ipotek tesis ettirdiğini, dava konusu yerin altı katlı bina olduğunu, bu binanın 6 ncı katında 9 nolu dairede eşlerin birlikte oturduklarını, davacının ipotekten yeni haberinin olduğunu, davacının rızası olmadan yapılan ipotek işleminin geçersiz olduğunu belirterek taşınmazın aile konutu olması nedeni ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
Cizre Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.01.2018 tarihli ve 2016/255 Esas, 2018/23 Karar sayılı ilamı ile; davaya konu ipotek işleminde davacının kefalet miktarının açıkça gösterildiği, ipoteklerin resmi şekillere riayet edilerek tesis edildiği, taşınmazların tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığından davalı bankanın tapu siciline güven ilkesinden istifade edeceği, davacının eşinin rıza beyanındaki imzasının sahte olup olmamasının sonucu etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 23.05.2019 tarih ve 2018/2063 Esas, 2019/1040 Karar sayılı kararı ile; davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf itirazının kabulüne, kabul sebebine göre davacının diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2019 tarihli ve 2019/397 Esas, 2019/687 Karar sayılı ilamı ile; davaya konu taşınmazın aile konutu olduğu, aile konutu üzerinde lehine ipotek tesis edilen davalı bankanın, ipotek tesisine ilişkin işlemden önce, konut üzerinde hak sahibi olan kocadan, eşinin işleme rızasının gerektiğini bildirerek, bu rızayı gösteren yazılı belge istediği, konut üzerinde hak sahibi olan davalı kocanın da, eşinin ipotek tesisine rızası bulunduğuna dair imzalı muvafakatname sunduğu, buna dayanılarak ipotek tesisinin gerçekleştirildiği, dosyaya ibraz edilen muvakatnamede banka ismi ile ipotek konulacak taşınmazın açıkça belirtildiği, muvafakatname tarihinin işlem tarihi ile örtüştüğü, ayrıca muvafakatnamenin “Kimlik tespiti yapılarak huzurda imza alınmak suretiyle” temin edildiği, davalı bankanın üzerine düşen özen ve yükümü yerine getirdiğinin kabulü gerektiği, imzanın karakteristik özellik taşımaması sebebi ile davacıya ait olup olmadığının tespit edilememesinin tek başına söz konusu muvafakatnameyi sakatladığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 26.06.2020 tarih ve 2020/595 Esas, 2020/867 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın tapuda arsa vasfıyla ve davalı eş adına kayıtlı olduğu, inşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda, taşınmaz üzerinde ruhsatı olmayan 3-B yapı sınıfında yaklaşık 5 yıllık, zemin katı asma katlı olmak üzere, bodrum kat hariç 6 katlı bir yapı bulunduğu, yapılan gözlem sonucu davacı ve davalı eşlerin beraber oturduğu belirtilen dairenin söz konusu yapının 6 ncı katında bulunan 9 numaralı daire olduğu, ancak ibraz edilen raporlarda taşınmazın aile konutu olarak kullanılan bölümünün gösterilmediği, dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerektiği, Mahkemece ipoteğe ilişkin banka tarafından ipotek sırasında yapılan kıymet takdiri ve ipoteğe esas teşkil eden kredi sözleşme örneklerini de içerecek şekilde tüm belgelerin davalı bankadan celbedilmesi, ilgili ticaret sicil müdürlüğünden davalı kocanın lehine ipotek verdiği dava dışı şirketin ipotek ve dava tarihi itibarıyla ortaklarını belirtir ticaret sicil dosyasının getirtilmesi, mahallinde keşif yapılarak ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden aile konutu olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenmesi ve bu şekilde toplanan tüm deliller dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda belirtilen gerekçelerle kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf sebebine göre davacının diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
E.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıktaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kayıtlarında arsa vasfında görüldüğünün, bu itibarla aile konutu olamayacağı ve varsa üzerindeki binanın ruhsatsız olduğu hususunun iddia edildiği, Mahkemece yapılan keşifte taşınmazın 6 kattan oluştuğu, aile konutu olarak kullanılan bölümün 6 ncı katta bulunan 9 nolu bağımsız bölüm olduğu ve hali hazırda kullanıldığı hususunun gözlemlendiği, davalı banka tarafından sunulan ipoteğe esas kredi sözleşmeleri ile ekspertiz raporunun incelenmesinde binanın ruhsatsız olduğunun tespit edildiği ayrıca ekspertiz raporuna ekli fotoğrafların incelenmesinde aile konutu olduğu iddia edilen bağımsız bölümün inşaat halinde olduğu, ipotek tesis tarihi itibarıyla evin içerisinde yaşanmadığı, evin yaşanılabilir durumda bulunmadığı, zeminlerin yapılı olmadığı hususlarının açıkça anlaşıldığı, tapu kayıtlarında taşınmazın arsa niteliğinde görünmesi, ekspertiz raporunun alındığı ve ipotek tesis tarihi itibarıyla bağımsız bölümün içinin henüz tamamlanmadığı ve içinde yaşayanın bulunmadığı, ipotek tesis tarihi itibarıyla aile konutu olarak kullanılmadığı gerekçesiyle aile konutu olduğu iddiası ile ipoteğin kaldırılması yönündeki davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek; davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın ret gerekçesinin doğru olduğu, davacının davasını ispat edemediği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ipoteğin kaldırılması davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı bankaya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.