Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9229 E. 2023/113 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece erkeğe yüklenen kusurların bir kısmının ispatlanamamış olması ve kadının boşanma sonucu yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, diğer kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davacı-karşı davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün tamamı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; ekonomik sıkıntılar nedeniyle kadının psikolojik baskılarının olduğunu, hakaret ettiğini, müvekkilinin idaresinde yürütülen işleri kendisinin daha iyi yürüteceğini iddia ederek müvekkilinin saygınlığını ve onurunu kırıcı şekilde davrandığını, müvekkilinin baskılara dayanamayarak evden ayrıldığını ve 2014 yılından beri müşterek evde kalmadığını, davalının işletmenin yürütülmesi işini çocukları ile kendisinin yapmaya başladığını ancak müvekkilini işletmeye sokmadığını, müvekkilini işletmeye girmeye çalıştığı sırada fiilen yaraladığını ve saldırıda bulunduğunu, müvekkilinin sevk ve idaresindeki ekonomik sıkıntıları, davalı tarafın daha çok büyüttüğünü belirterek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili için aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, müvekkili lehine 25.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin evlilik birliği içerisinde sadakat göstermediğini, ticaretle uğraştığı dönemlerde ekonomik sıkıntıya düştüğünü, müvekkiline ve çocuklarına şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, işlerin idaresini ve devrini müvekkili üzerine bıraktığını, müvekkilinin balık alıp verdiği müşterilerine küfürler ederek tehdit ve saldırılarda bulunduğunu, müvekkilinin davacının üzerine olan borçları kendi üzerine alarak çektiği krediler ile ödemeye çalıştığını, davacı tarafın işleri bozmak amacıyla müvekkilinin müşteri çevresini, iş yaptığı insanları tehdit ettiğini, ağza alınmayacak hakaretler ettiğini, hatta fiili saldırılarda bulunarak müşteri çevresini dağıttığını, işlerini bozduğunu, iş yerindeki işletme için gerekli demirbaşları kırıp dökerek maddî zararlar verdiğini belirterek, öncelikle erkeğin davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, yine müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, boşanmadan sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 16.07.2020 tarih ve 2018/87 Esas ve 2020/184 Karar sayılı kararı ile; dava dilekçesinde boşanma sebebi olarak gösterilen hadiselerin hem 4721 sayılı Kanun'un 162 nci hem de 166 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki boşanma sebebini teşkil ettiği, tanık beyanları, dosyaya sunulan fotoğraflar, taraflar arasındaki soruşturma dosyaları, ceza dosyaları, uzaklaştırma kararları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, boşanma sebebi olan hadiseler kanıtlanmış, evlilik birliğinin devamında menfaat olmadığına kanaat getirilmiş, erkeğin kadına karşı pek kötü davranış ve onur kırıcı davrandığı ve bu sebeplerle 4721 sayılı Kanun'un 162 nci, hem de 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği karşı dava kabul edilmiş ancak kısa kararda sehven 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesinin yazılmadığı, bu boşanma sebebine dayalı olarak da davanın kabul edildiğine gerekçede değinilmediği, kısa kararla gerekçeli kararın çelişmemesi için gerekçeli karara dokunulmadığı belirtilerek iddialarını ispatlayamayan erkeğin davasının reddine, kadının davasının ise iddialarının kanıtlandığı belirtilerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulüne, kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş ancak erkeğe yüklenen kusurlar karar gerekçesinde gösterilmemiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek vekili tarafından mahkemenin kadının yerine geçerek taleple bağlılık ilkesine ters düşecek şekilde dava konusunu hem 4721 sayılı Kanun'un 162 nci hem de 166 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirmesi, kadının dava dilekçesinde hangi boşanma sebebine dayandığının netleştirmemesi, boşanma davasındaki kabulün daha sonra boşanmaya bağlı hak taleplerinde kesin hükme konu edilebilecek olduğundan dava sebebi ve kusur kabulünün çekişme yaratacak şekilde hüküm altına alınması, kararda denetime olanak verecek şekilde deliller tartışılarak ret ve üstün tutma sebepleri gösterilmediği, vakıalarla ilgili herhangi bir tespitte bulunulmadığı gibi, hangi olayların sabit olduğu yani tarafların hangi iddialarının ispatlanmış olduğu ve tarafların kusur durumları kararda belirtilmediği, bu haliyle soyut ve yetersiz gerekçe ile asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek her iki dava yönünden kararı istinaf etmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2021 tarih ve 2021/137 Esas ve 2021/135 Karar sayılı kararı ile mahkemece hükmün hangi delillere dayanılarak verildiği, hangi olayların sabit olduğu ve tarafların kusurlu davranışlarının neler olduğu kararda belirtilmediği, kararın gerekçesiz olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca açılmış bir dava olmadığı halde karar gerekçesinde bu maddeye dayalı olarak boşanma kararı verildiğinin belirtilmesinin de usul ve kanuna aykırı olduğu gibi bu yönden kısa kararla gerekçeli kararın çelişmemesi için gerekçeli karara dokunulmadığının belirtilmesiyle de gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratıldığı, gerekçe ile hüküm arasında oluşan çelişkinin tek başına kararın kaldırılması sebebi olduğu gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun belirtilen nedenlerle kabulü ile esası incelenmeksizin yerel mahkemenin istinaf incelemesine konu kararın kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 11.11.2021 tarih ve 2021/107 Esas ve 2021/454 Karar sayılı son kararı ile; erkeğin müşterilere buradan balık alırsanız karınızı kızınızı sinkaf ederim diyerek dükkanın işleyişine engel olduğu, buzhanedeki ve balıkhanedeki mallara zarar verdiği, kadına yönelik şiddet meyli olduğu, erkeğin içerisinde kadınların olduğu araç kazasına karışması neticesinde sadakate aykırı davrandığı, toptancıları tehdit ettiği için kadının mal alamadığı, borçların bu sebeple arttığı, şiddet sebebiyle erkeğin uzaklaştırma kararının bulunduğu, erkeğin borçlanamaması sebebiyle kadının borçlanıp kredi çektiği, orospu, bu dükkanı bırakacaksın yoksa seni sinkaf ederim, kiminle yatıp kalktın sözleri ile kadına tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, geçmişte evde mermi sıkıp huzursuzluk çıkardığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin ise iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına kadının kusursuz olması ve boşanma sonucu ekonomik zorluğa düşecek olması gerekçesiyle kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ispatlanamayan vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, hatalı kusur belirlemesine dayalı olarak kadının boşanma davası ve fer'îlerinin kabulü ile asıl davası yönünden verilen ret kararının hatalı olduğunu belirterek kararı her iki dava yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının davasının kabulü ile boşanma kararı verilmiş olmasında ve bu şekilde kadının feri taleplerinin de kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak her iki tarafın da balıkçı esnafı olup başkaca gelirlerinin bulunmadığı, sosyal ve ekonomik durumlarının birbirine yakın olduğu, kadının, kocasına ait evde yaşadığı ve ayrıca kira ödemediği, yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazının kabulü ile kadının yoksulluk talebinin reddine, erkeğin sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki iddialarını tekrarla kararı her iki dava yönünden temyiz etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde; erkeğin emekli olması ve bu gelirinin sürekli ve sabit bir gelir olması yanında müvekkilin asgari ücretle bir işte çalışıyor olması birbiri ile kıyaslanmayacak nitelikte olduğu gibi asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması yoksulluk nafakasının bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilemeyeceğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesince reddedilen yoksulluk nafakası yönünden kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kadın lehine nafaka ve tazminat verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen erkeğin içerisinde kadınların olduğu araç kazasına karışması neticesinde sadakate aykırı davrandığı vakasına yönelik kadın tanıklarının beyanları soyut nitelikte olup ayrıca anlatılan olayın zamanın da belirsiz olduğu, sonrasında evliliğin devam edip etmediğinin dahi anlaşılamadığı, bu nedenle, erkeğe bu kusurun yüklenilmesinin doğru olmadığı, yine erkeğe yüklenen geçmişte mermi sıkarak huzursuzluk çıkardığı vakasından sonra evlilik birliğinin devam ettiği bu nedenle bu vakıada erkeğe kusur olarak yüklenemeyecek ise de mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Bölge Adliye Mahkemesince, somut olayda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise kusurunun bulunmadığı ancak her iki tarafın da balıkçı esnafı olup başkaca gelirlerinin bulunmadığı, sosyal ve ekonomik durumlarının birbirine yakın olduğu, kadının, erkeğe ait evde yaşadığı ve ayrıca kira ödemediği, yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilerek erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazının kabulüne karar verilmiş ise de yapılan soruşturma ve toplanan delillerden kadının sağlık sorunları nedeniyle çalışamadığı, sürekli işi olmadığı, yaşadığı evin erkeğe ait olduğu, bu nedenle bu evde oturmasının sürekliliğinin olmadığı gibi mahkemece erkeğe yüklenen kusurlardan da anlaşılacağı üzere erkeğin kadının çalışmasına engel olduğu da anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği açıktır. O halde, kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile yoksulluk nafakasının reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran ...'ye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.