"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/58 E., 2022/487 K.
KARAR : Kısmen kabul kısmen ret
Taraflar arasındaki iptal ve tescil, mümkün olmaması halinde katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı erkek eş adına taşınmaz ve araç edinildiğini, davalı erkeğin boşanma davasının açıldığı gün araç ve taşınmazı mal kaçırma amacıyla diğer davalılara muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek trafik kaydının ve tapu kaydının iptali ile 1/2 hissesinin müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araç için 15.000,00 TL, taşınmaz için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 35.000,00 TL katılma alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; davacı vekili 25.04.2022 tarihli dilekçesiyle talep miktarını taşınmaz için 222.750,00 TL, araç için 97.818,00 TL olmak üzere toplam 320.568,00 TL'ye yükselterek toplam 320.568,00 TL katılma alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'ten alınarak müvekkilene verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmaz ve aracın davacının bilgisi dahilinde satıldığını, ödenmesi gereken borçlar için ipotekli olması nedeniyle malların zorunlu olarak tanıdıklara satıldığını, muvazaalı satış olmadığını, iptal ve tescil istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.10.2013 tarihli ve 2013/41 Esas ve 2013/1200 Karar sayılı kararı ile, davanın tapu iptali ve tescil davası olduğu davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde talep halinde görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 20.01.2016 tarihli ve 2015/21341 Esas, 2016/618 Karar sayılı ilamı ile, maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme hakime ait olduğu, davanın terditli olarak açılmış mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hakka dayalı tapu ve trafik kaydının iptali ile tescil, bu mümkün olmadığı takdirde ise alacak istemine ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesine bağlı haklara dayalı davalar aile mahkemelerine ait olduğu, uyuşmazlığın hatalı nitelendirilmesi sonucu, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tasfiye konusu aracın 09.06.2010 tarihinde davalı adına satın alındığı, 26.12.2012 tarihinde diğer davalı Muhtedir'e satıldığı, aracın edinilmiş mal niteliğinde olduğu, aracın devir tarihi ve boşanma davasının açılış tarihi birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadının katılma alacağını azaltma kastıyla yapıldığı kanaatine varıldığı, ayni hak talebinde bulunulamayacağı, araçtan kaynaklı olarak evlilik birliği içinde ödenen kredi taksitleri dikkate alınmak suretiyle ve boşanma dava tarihinden sonra ödenen kredi taksitleri mahsup edilerek dava konusu araçtan kaynaklı davacının 97.818,00 TL katılma alacağı olduğu; tasfiye konusu taşınmazın da 26.01.2010 tarihinde davalı adına satın alındığı, 28.12.2012 tarihinde diğer davalı ...'e satıldığı, taşınmazın edinilmiş mal niteliğinde olduğu, taşınmazın devir tarihi ve boşanma davasının açılış tarihi birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadının katılma alacağını azaltma kastıyla yapıldığı kanaatine varıldığı, taşınmazın alımında kredi kullanıldığı, evlilik birliği içerisinde ödemelerin yapılmaya başlandığı, evlilik birliği içinde kredi çekildikten sonra boşanma davasının açıldığı tarihe kadar toplam 35 adet kredi taksit ödemesinin yapıldığı, evlilik birliği içinde ve tasfiye tarihi olan boşanma dava tarihine kadar yapılan taksit ödemesi çıktıktan sonra kalan miktarın davalının kişisel malı ve taşınmazın borcu olduğu, boşanma dava tarihinin tasfiye tarihi olduğu, tasfiye tarihinden sonra ödenen kredi taksitlerinin davalının kişisel malından ödenmiş olduğu, bu nedenle mal rejiminin tasfiye tarihinden sonra yapılan kredi ödemeleri bakımından gerekli oranlama ve denkleştirmeler yapılmak suretiyle davacının taşınmazın alımında kullanılan ve evlilik birliği içerisinde ödenen kredi ödemesinden kaynaklı olmak üzere toplamda 222.750,00 TL katılma alacağı bulunduğu, ayni hak talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle aracın trafik kaydının iptali ve yarı hissesinin davacı adına tescili talebinin reddine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve yarı hissesinin davacı adına tescili talebinin reddine, araçtan kaynaklı olarak 97.818,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'ten tahsiline, taşınmazdan kaynaklı olarak 222.750,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'ten tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili davalı ... vekili ve temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; araç ve konutun müvekkilinin kredi ve kredi kartı borçlar nedeniyle olduğunu, aracın satış bedeli ile taşınmazın kredi borcunun kapatılarak taşınmazın devredildiğini, müvekkilinin maaşı ile ödemekle yükümlü olduğu taksitler düşünüldüğünde, müvekkilinin mal kaçırma amacının olmadığını, malların boşanma dava tarihinden önce satıldığını, satış bedelleri ile kredi borçlarının ödendiğini, malların devir tarihindeki değerlerinin dikkate alınması gerektiğini, taşınmazın değerini etkileyen somut etkenlerin değerlendirilmediğini, davacının muvazaalı satışı ispatlayamadığını, eksik araştırma ve incelemeyle karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; iptal ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, katılma alacağının eksik hesaplandığını, aracın kredi ile alınmadığını, taşınmaz için yapılan kredi oranlamasının da hatalı olduğunu, talep artırımın sadece davalı ... yönünden yapıldığını, diğer davalılar yönünden davanın dava dilekçesinde değere göre reddedilen miktar belirlenerek vekâlet ücretinin belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmalık, tasfiye konusu malların eklenecek değer olup olmadığı ve ispatı, malların edinilmesinde kredi kullanıp kullanmadığı, kişisel mal denkleştirmesinin ... yapılıp yapılmadığı ve davalılar lehine hükmedilip vekâlet ücretinin ... belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 ... maddesi, 438 ... maddesinin yedinci, sekizinci ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 ... maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 ... maddesi, 235 ... maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 ... maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı, anlaşılmakla; davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
İş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.