Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9347 E. 2023/258 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, erkeğe yüklenen psikolojik şiddetin istinaf kapsamında değerlendirilip değerlendirilmediği ve kadına maddi-manevi tazminat ödenip ödenmeyeceği hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanacak hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin niteliği, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçeler usul ve yasaya uygun olduğundan, taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler bozma nedeni olarak görülmeyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki erkek tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların internetten tanışıp nişanlandıklarını, eş tayini için 01.06.2018'de nikahlandıkları, düğünlerinin ise 08.09.2018'de yapılmasının planlandığı ancak davalının evlenmekten vazgeçtiğini bildirmesi ile düğünün iptal olduğunu, nikahtan sonra aynı çatı altında birlikte yaşamadıklarını, evlenme hazırlıkları sırasında davacının evlenmeden önce çektiği kredi nedeniyle bankaya borcu olduğunu davalıya söylediğini ve davalının bu kredi borcunu kendisinin ödeyebileceğini ve düğünü de kredi çekerek yapabileceklerini belirttiğini ve buna ilişkin davalının birkaç kez para da gönderdiğini, davalının abisinin çokça borçlu olduğunun ortaya çıktığını ve davalının davacıdan bu borcun ödenmesi için davacının babasının evinin satılmasını dahi teklif ettiğini, davalının araba alınmasını talep etmesi üzerine araba alımı için tarafların ...' ya geldiklerini ancak bu sırada abisinin araması üzerine davalının acele ile gittiğini ve davacının aramalarında hakaretler ile karşılaştığını, davacının kendi ailesini çağırarak olayları konuşmak için davalı tarafın ailesi ile buluştuklarını, burada davalının ailesinin taraflar arasında ki telefon mesajlaşmalarını gördükleri ve mahrem konuşmalardan rahatsız olup düğünü iptal ettiklerinin ortaya çıktığını ancak davacının uygunsuz bir mesaj göndermesinin söz konusu olmadığını, bu esnada da davalı ve ailesinin hakaret ve tehditlerine maruz kaldıklarını, davacının davalıya güven ve inancı kalmadığını belirterek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının düğün öncesi kaba ve tutarsız davrandığını, mesajlar çekerek psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, davacının dedesinden kalan ev için kredi çekildiğini ailesinin borcu olduğunu söylediği için davalının 40.000,00 TL civarı parayı davacıya gönderdiğini ancak davacının ailesiyle tanışıldığında ailesinin davacıdan para istemediğinin ve davacının kendi istekleri için parayı harcadığının ortaya çıktığını, davacının baskıcı tutumu yanında davalı yana cinsel içerikli mesajlar attığı gibi cinsel birlikteliğe de zorladığını, ağır hakaretler ettiğini, maddî, manevî, fiziksel, psikolojik ve cinsel istismara maruz kaldığını, evlilik birliğinin kurulamaması ve temelinden sarsılmasında davacının kusurlu olduğunu belirterek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına lehine 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ayrıldıkları gün aralarında herhangi bir kavga, tartışma yaşanmadığı, davalıya araba alma ve gelecek planları yaptıkları, davalının abisinin telefonla çağırması üzerine ailesinin yanına gittikten sonra eşinin telefonlarına dahi çıkmadığı, davacı meraklanıp davalının abisini arayınca tehdit, hakaret edildiği, davacının babasını arayıp yardım istemesi üzerine, babası, davalının abisine ulaşınca davacıdan için "köpeğinizi kapımızdan çekin, yoksa kafasını kopartırım" gibi sözler söylediği, davacının babası, dedesi, yengesi konuşmak için ...'dan ...'na geldiklerinde davalı tarafın eve kabul etmedikleri, dışarıda parkta konuşmaya çağırdıkları, davalı tarafın yapıcı yaklaşmadığı, davacının ...'dan ailesi gelinceye kadar karakola gidip eşine ulaşabilmek için yardım istediğinde davalının abisi ve yakınlarının yanında boşanmak istediğini söylediği, davalının, öncesinde eşler arasında kavga, tartışma, şiddet olayı yaşanmamış olmasına, dışarda buluşup kahvaltı yaparken davalının abisinin çağırmasıyla davacının yanından gitmesine göre davalının yakınlarının baskısı altında olduğunun anlaşıldığı, davalı tarafın maddî talepleri, tehditleri, hakaretleri, saygısız tutumu, eşler arasında ayrı şehirlerde yaşamaları nedeniyle karşılıklı bankadan para transferleri yapılmasına göre, davalı abisinin davacı tarafından ödenecek paranın davalının değil kendi hesabına yatırılmasının istenmesi, ayrıca zaten evli olan taraflar cinsel birliktelik yaşadı diye fazladan para ödenmesinin istenmesi karşısında davalının bağımsız hareket edemeyip, ailesinin eşine karşı olan olumsuz tutumuna sessiz kalması nedeniyle kusurlu olduğu, davacının da davalı tarafın geleneksel muhafazakar aile yapısına saygı duyması gerekirken henüz aynı çatı altında yaşamadan eşiyle sürekli para muhabbeti ve transferi için de olması, evlilikte güven ilişkisinin kurulmasına engel olduğundan kusurlu olduğu, her iki tarafında bağımsız aile oluşturma bilinci içerisinde olamadıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına ve davalının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davacı erkeğe yüklenen kusurlarının yanında nikahtan sonra davalı kadını ailesi ile tatile göndermemek, kılık kıyafetine karışmak gibi baskıcı tutumları ile gerçekleştirdiği, psikolojik şiddetin de ispatlanmış olup, usulünce dayanılan bu eylemlerinde erkeğe kusur olarak eklenmesi gerektiği, tanık anlatımlarına göre ailelerin bir araya gelip konuşmaları esnasında davalının olmaması, para hususunda anlaşma sonrası notere gelip kısa sürede ayrılması ve davalının, ailesi ile davacı arasında yaşanan tartışma sırasında hazır bulunmadığı dikkate alındığında davalı kadına verilen ailesinin davacıya karşı olumsuz tutumlarına sessiz kalmak kusurunun da kadından çıkarılması gerektiği gerekçesiyle davalı tarafın istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, gerçekleşen kusurlara göre evlilik birliğinin sarsılmasında davacı erkeğin ağır, davalı kadının az kusurlu olduğuna, kadının boşanmakla en azından eşinin desteğini yitireceği, kişilik haklarına saldırı oluştuğu gerekçesi ile tazminat taleplerinin kabulüyle kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, davalının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının kusurlu olduğunu, psikolojik şiddet vakıasının müvekkiline kusur olarak yüklenmemesini davalı istinaf etmediği halde Bölge Adliye Mahkemesince bu kusurun müvekkiline yüklenmesinin hatalı olduğunu belirterek; kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının asli ve tek kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurlu bir davranışının ispat edilmediğini belirterek; kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, istinaf aşamasında erkeğe yüklenen psikolojik şiddet vakıasının kadın tarafından istinaf dilekçesine konu edilip edilmediği, kadına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.