Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9348 E. 2024/296 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Artık değere katılma rejimi tasfiyesinde, taşınmazın satış bedeli üzerinden hesaplanan katılma alacağı miktarının ve faiz başlangıç tarihinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, taşınmazın edinilmesinde kullanılan kredi borcunun ödenen kısmı ve davacının taşınmazın değerini kabul beyanı göz önünde bulundurularak hesaplanan katılma alacağı miktarını onaması ve faiz başlangıcını doğru belirlemesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz istemi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1858 E., 2022/320 K.

DAVA TARİHİ : 07.04.2015

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/584 E., 2019/610 K.

Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile 57.174,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiğini, davacı kadın tarafından davalı erkek aleyhine Ankara 4. Aile Mahkemesinin 2014/1330 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, dava konusu taşınmazın davalı erkek adına kayıtlı, aile konutu vasfında olduğunu ve taşınmazın satın alınabilmesi amacıyla davalı erkek tarafından konut kredisi kullanıldığını, kredinin aylık ödemesinin 1.931,96 TL olduğunu ve düzenli olarak ödendiğini, taşınmazın edinilmiş mal niteliğinde olduğunu, davacı kadının katılma alacağı hakkı olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın değerinin hesap edilerek katılma alacağının hesaplanması ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL katılma alacağı bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi, davalı erkeğe usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın davalı adına 02.04.2014 tarihinde tescil edildiği, taşınmaz üzerinde Türkiye Halk Bankası yararına 393.000,00 TL mebağlı ipotek bulunduğu, banka kayıtlarına göre davalının 120 ay vadeli 131.000,00 TL kredi çektiği, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle 27 taksit ödemesinin yapıldığı, davalı tarafça kredi borçlarının ödenmemesi üzerine taşınmazın Ankara 5.İcra Müdürlüğü'nün 2015/24299 sayılı takip dosyası üzerinden satışa çıkartıldığı, taşınmaz bedelinin icraca 260.000,00 TL olarak tespit edildiği, taşınmazın 220.100,00 TL bedelle ihale edildiği, davacı vekilinin 28.11.2017 tarihli oturumda, taşınmaz değerinin icra dosyasında belirlenen 260.000,00 TL üzerinden yapılmasını ve keşif talebi bulunmadığını bildirdiği, dava dosyasının hesap uzmanı bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 14.02.2019 tarihli raporda; davacının artık değere katılma alacağının, kredi borcunun mahsubu suretiyle yasaya uygun şekilde 57.174,00 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 57.174,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı erkeğin, davacı kadının zararına olacak şekilde hareket ettiği, taşınmazın satılmasına sebebiyet verdiği, taşınmazın değerinin eksik tespit edildiği, taşınmazın değerinin tespiti konusunda keşif yapılmasına gerek bulunmadığı, icra dairelerinde erkeğin borçlu olduğu dosyalarda kadının katılma alacağı miktarı hesaplanırken dikkate alınması gerektiği, faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği belirtilerek dava konusu taşınmazın değeri ve faiz başlangıç tarihi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriği, İlk Derece Mahkemesince deliller değerlendirilerek karar verildiği ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazın davalı tarafından 175.000,00 TL'ye satın alındığı, bedelin 44.000,00 TL'sinin peşin olarak verildiği, kalan 131.000,00 TL miktarı yönünden banka kredisi kullanıldığı, kredinin 27/120 oranındaki bölümünün evlilik birliği içinde ödendiği ve ödemeler edinilmiş mallardan karşılandığı, bu bölüm yönünden davacının edinilmiş mallara katılma rejimi uyarınca katılma alacağı hakkı bulunduğu, taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri davacı tarafından imzalı beyanı ile 260.000,00 TL olarak kabul edilmesi yönündeki talebi gözetilerek, yapılan hesaplama sonucu davacının katılma alacağı miktarı belirlendiği, davalının kişisel borçları hesaplamada gözetilmediği, belirlenen miktarın ve hesaplama biçimi usul ve yasaya uygun bulunan hesap bilirkişi raporunda açıklanmış olduğu, yapılan hesaplama sonucu davacının 57.174,00 TL katılma alacağı bulunduğu tespit edildiği, bu miktarın karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, bilirkişi raporunun somut verilerden uzak, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı, dava konusu taşınmazın peşinatında kadına ait ziynetlerin bozdurulduğu ve buna ilişkin iddia ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, ziynet eşyalarının kadının kişisel malı olduğu ve bu kapsamda değerlendirme yapılması gerektiği, katılma alacağına işletilen faizin dava tarihi ile işletilmesi gerektiği, davalı erkeğin, davacı kadının zararına hareket ettiği ve kötü niyetli olduğu belirtilerek dava konusu taşınmazın değeri ve faiz başlangıç tarihi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, artık değere katılma alacağı istemine ilişkin olup uyuşmazlık, kişisel mal savunması, faiz başlangıç tarihi, güncel değer ve bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.