"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1438 E., 2022/1483 K.
DAVA TARİHİ : 22.11.2019
KARAR : Başvurusunun kısmen kabulü ile yenide esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/694 E., 2022/250 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı kadın vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden davalı ... vekili Avukat Ekin Kapağan geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalının, sadakatsiz olduğunu, kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili 08.03.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, olmadığı takdirde anılan Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarına boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek yasal süre içerisinde davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların evlendikten sonra davalının kök ailesi ile birlikte yaşadıkları, davacının bu durumu ilk başta kabul ettiği, sonrasında yaşanan sorunlar nedeniyle tarafların bağımsız konuta taşındıkları fakat maddî sorunlar nedeniyle tekrar davalının kök ailesi ile yaşamaya başladıkları, davacının, davalıdan bağımsız konut talebinde bulunduğu, davalının bağımsız konut temin etmediği, evlilik birliği içerisinde güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalının, davacı kadına ve davacı kadının kök ailesine yönelik tehdit, hakaretlerde bulunduğu, bu nedenle ceza davalarının bulunduğu, davalının evin giderlerini, davacı ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamayarak davacı kadına ekonomik şiddet uyguladığı davalı erkeğin bu eylemleri nedeniyle kusurlu olduğu, davalı erkeğin süresi içinde cevap dilekçesi vermediği ve kadının kusuruna yönelik bir iddiada bulunmadığı dikkate alınarak davacı kadının kusurunun tespit edilemediği, bu hali ile davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, çocuğun doğumundan itibaren tüm bakımının anne tarafından yerine getirilmiş olduğu, davacının çocuğa karşı ihmal, istismar eylemlerinin tespit edilmediği, çocuğun yaşı itibari ile anne ilgi ve şefkatine muhtaç olduğu dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verildiği, boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren davacı ve onun yanında bulunan ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedildiği, velâyeti anneye verilen ortak çocuğa karşı babanın bakım borcunun devam ettiği, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetilerek çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedildiği, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz olduğu tespit edilen davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedildiği, boşanmaya neden olan olaylar yüzünden davacının mevcut veya beklenen menfaatlerinin hukuka aykırı şekilde zedelendiği, davacı kadının en azından eşinin desteğini yitireceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kişisel halleri davacının yaşı, yeniden evlenme şansı gibi durumlarını zedeleyen mevcut ve beklenen menfaatlerin yoğunluk ve ağırlığı, evliliğin devam süresi, eşlerin eğitim durumları eşler arasındaki mal rejimlerinin sona ermesi nedeniyle yoksun kalınan menfaatler, ölüme bağlı temlik ve tasarruflardan yoksun kalma gibi nedenlerle kaybedilen veya yararlanılamayan menfaatler dikkate alınarak hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı kadının maddî tazminat talebi ile davacının evlilik birliği içinde gördüğü psikolojik şiddetin, davalının güven sarsıcı davacının iç dünyasında yarattığı etki, duyduğu acı ve üzüntü ve kişilik haklarında yarattığı etki dikkate alınarak davacının manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile kadının zina sebebine dayalı davasının reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, her yıl dini bayramların 2. gün sabah saat 09.00'da alınıp, 3. akşam saat 18.00'da iade edilmek, her ayın 1. ve 3. hafta sonu cumartesi sabah saat 09.00'da alınıp, pazar akşam saat 18.00'da iade edilmek, her yıl sömestre tatillerinin 1-7. günleri, 1. gün sabah saat 09.00'da alınıp, 7. gün akşam saat 18.00'da iade edilmek ve her yıl 1-15 Temmuz tarihleri arasında 1 Temmuz günü sabah saat 09.00'da alınıp, 31 Temmuz günü akşam saat 18.00'da iade edilmek üzere baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yarraına 25.000,00 maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, zina sebebine dayalı davanın reddi, kusur belirlemesi, ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmü sair yönlerinin usul ve kanuna uygun olduğu, buna karşın boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davacı kadın yararına, maddî tazminat ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına manevî tazminat takdir edilmesi yerinde ise de miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekilinin maddî ve manevî tazminatın miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, davacı kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; zina sebebine dayalı davanın reddi, ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki, nafaka ve tazminatların miktarı
yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, zina sebebine dayalı davanın ispat edilip edilmediği, kabulü gerekip gerekmediği, ortak çocuğun velâyet düzenlemesi ve kişisel ilişkinin şekli ve süresi, ortak çocuk ve kadın yararına hüküm altına alınan nafakalar ile kadın yararına hükmedilen tazminatların koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde bulundurulması gereken temel ilke, “Çocuğun üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m.l; 4721 sayılı Kanun'un md. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md.4/b). Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12 inci ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir.
3.Somut uyuşmazlığa gelince; tarafların ortak çocukları olan ... (2014) inceleme tarihi itibariyle idrak çağındadır. Yargılama aşamasında davacı anne tarafından sunulan ceza yargılaması dosyası, Sivas Valiliği Şiddeti Önleme Merkezi'nin danışmanlık tedbirine esas dosyası, çocuğun duruşmadaki beyanı ve tüm bilgi ve belgeleri hep birlikte değerlendirilip, idrak çağında bulunan ortak çocuğun görüşünün uzmanlarca sorulması, anne ve babanın beyanlarının uzmanlar tarafından tespiti ile kişisel ilişki kurulması konusunda; psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzmanlardan ortak çocuğun baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte heyet raporu alınması ve tüm deliller, tarafların bu husustaki iddia ve savunmaları da irdelenip, dosya kapsamı birlikte değerlendirilip, baba ile çocuk arasında düzenlenecek kişisel ilişkinin şekli ve süresi hakkında karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'dan alınarak ...'a verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.