Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9487 E. 2023/2070 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi, davalı kadın yararına nafaka ve tazminat miktarı, ortak çocuk için nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı ile davacı erkek yararına manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu, davacı erkek adına aktif motorlu araç kaydı bulunmamasına karşın tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile mahkemenin kusur belirlemesi nazara alınarak davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarında isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1705 E., 2022/1649 K.

DAVA TARİHİ : 08.01.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/13 E., 2022/417 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davalı asıl ... geldiler. Vekilleri gelmedi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından daha önce açılan boşanma davasının reddedildiğini ve kararın 19.12.2017 tarihinde kesinleştiğini, kararın kesinleştiği tarihten sonra tarafların tekrar bir araya gelmediklerini, ortak hayatın yeniden kurulmadığını, davalı kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, odasını ayırdığını, müvekkili tarafından evin değişik yerlerinde muskalar bulunduğunu, davalının saldırgan ve asabi tavırlarının olduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilini asılsız iddialar ile mesleğinden ihraç ettirmekle tehdit ettiğini, davalı kadının asılsız şikayetleri nedeniyle müvekkilinin ceza aldığını, usulsüz şikayetler nedeniyle müvekkili hakkında uzaklaştırma kararı verildiğini, davalı kadının fiili ayrılık döneminde kusurlu davranışlarının devam ettiğini, davalı kadının müvekkiline tehdit ve hakaret mesajları gönderdiğini, ortak çocuklarla görüşmesini engellediğini, müvekkilini dost ve akrabaları nezdinde ... düşürdüğünü iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi 4 üncü maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, davacı ve müşterek çocuklar yararına nafakaya hükmedilmesi durumunda belirlenen nafakaların her yıl TEFE-TÜFE oranında arttırılmasını talep ve dava etmiştir.

2.Davalı erkek vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla, davalı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, davalı kadın yararına nafaka ve tazminat koşullarının oluşmadığını, davalı kadının geliri olduğunu, talep edilen iştirak nafakasının müvekkilinin gücünün çok üzerinde olduğunu beyanla, dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, davacı erkeğin evini, eşini ve çocuklarını ihmal ettiğini, bazı zamanlar eve hiç gelmediğini ya da geç geldiğini, başka bir kadın ile ilişki yaşayarak sadakatsiz olduğunu, başka bir kadınla dini nikahlı olarak yaşamaya devam ettiğini, yıllarca davacı erkeğin müvekkiline sözel ve fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli aldattığını, odalarını ayırdığını, davacı erkeğin ortak çocuklar ile ilgilenmediğini, arayıp sormadığını, muskaların davacı erkek tarafından eve getirildiğini, evlilik birliğinin son bulmasında kusurun tamamen davacı erkekte olduğunu iddia ederek, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk Nisa Tuana için aylık 800,00 TL, Meryem Tuğçe için aylık 900,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde öne sürdüğü iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, tarafların 2013 yılından beri ayrı yaşadıklarını, davalı erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiğini, sadakatsiz olduğunu, davacı tarafın kusurunun ilk açılan ve red ile sonuçlanan dava ile kesinleştiğini belirterek cevap dilekçesindeki boşanmanın feri niteliğinde taleplerini tekrarlamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkek tarafından açılan ve reddedilen davanın kesinleştiği 19.12.2017 tarihinden itibaren tarafların bir araya gelmediği ve eldeki davanın 3 yıllık süreden sonra açıldığı, davalı kadının kusurlu bir davranışının ispat edilemediği, davacı erkeğin ise dayanak boşanma davası ve eldeki dosyada tanık anlatımları itibari ile davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, ... sarsıcı davranışlarda bulunduğu, eşine ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmediği gerekçesiyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin tamamıyla kusurlu olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı madesi 4 üncü maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu Nisa Tuana'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, iştirak nafakasının yıllık TÜFE oranında arttırılmasına, ortak çocuk Meryem Tuğçe ergin olduğundan iştirak nafakası talebinin reddine, davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, davacı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu bir davranışı bulunmadığını, davalı kadın tarafından delil olarak sunulan sosyal medya çıktılarının müvekkiline ait olmadığını, müvekkiline yüklenen kusurlu davranışlardan sonra evlilik birliğinin devam ettiğini, asıl kusurun davalı kadında olduğunu, davalı kadının müvekkiline iftira attığını, aşırı kıskanç olduğunu, muska yaptırdığını, ... düşürdüğünü, fiili ayrılık döneminde davalı kadının müvekkilini tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, bu sebeple davalı hakkında uzaklaştırma kararları verildiğini, davalı kadının ortak çocuklar ile babayı görüştürmediğini, tazminatın yasal koşullarının oluşmadığını, davalı kadının sigortalı bir işte çalıştığını belirterek, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, tazminatlar, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı erkeğin tamamen kusurlu bulunmasına rağmen davanın kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, sosyal inceleme raporundaki belirlemeye rağmen baba ile çocuk arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, çocuk yararına takdir edilen nafakanın yetersiz olduğunu, müvekkilinin deneme süreli olarak bir işte çalıştığını, tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kabul edilmesi gerektiği, asgari ücret düzeyinde gelirin müvekkilini yoksulluktan kurtarmayacağını, ortak çocuk Meryem'in ergin olması nedeniyle nafakaya hükmedilmemesinin ... olmadığını, çocuğun üniversite sınavına hazırlandığını, tam kusurlu davacı yararına yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği, müvekkili yararına kabul edilen tazminatlar yönünden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini tazminat taleplerinin tamamıyla kabul edilmesi gerektiğini belirterek, davanın kabulü, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, maddî ve manevî tazminatın miktarı, iştirak nafakasının miktarı, çocuk ile baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulması, ortak çocuk Meryem Tuğçe için iştirak nafakasına hükmedilmemesi, aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti, hüküm altına alınan tazminatlar nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının asgari ücret düzeyinde geliri bulunduğu, aylık 750,00 TL kira ödediği, davacı erkeğin ise Polis Meslek Yüksek Okulunda öğretim görevlisi olduğu, 3 aracının bulunduğu, tarafların gelir durumu nazara alındığında, davalı kadının gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarmayacağı bu nedenle lehine tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumu, beklenen menfaatleri ile yaş durumu, evlilik süresi ve kişilik haklarına saldırının niteliği nazara alındığında maddî ve manevî tazminatın düşük belirlendiği, ergin olan ortak çocuk Meryem'in dava tarihinde ergin olması nedeni ile iştirak nafakasına hükmedilmemesinde, davanın kabul edilmesi nedeniyle davacı yararına vekâlet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, belirtilerek, davalı kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü davalı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının her yıl TÜFE oranında arttırılmasına, davalı kadın yararına 80.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata, davalı kadının sair, davacı erkeğin tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvurusu dilekçesinde belirtilen hususların yanında, müvekkilinin adına 3 adet araç bulunduğu belirlemesinin ... olmadığını, bu araçların davadan önce satıldığını, davalı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakas koşularının oluşmadığını, maddî ve manevî tazminatın fahiş olarak belirlendiği, iştirak nafakası kararının da usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2. Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla, davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin tamamıyla kabul edilmesi gerektiği, tam kusurlu davacı yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği belirtilerek, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı ile aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti ile lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi, davalı kadın yararına nafaka ve tazminat, ortak çocuk için nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı ile davacı erkek yararına manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin 4 üncü maddesi, 174 üncü, 175 ... ve 182 ... maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... ve 371 ... maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gibi davacı erkek adına aktif motorlu araç kaydı bulunmamasına karşın, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile mahkemenin kusur belirlemesi nazara alınarak davalı kadın yararına hüküm altına alınan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarında isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.