"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/78 E., 2022/935 K.
DAVA TARİHİ : 01.10.2018 - 09.10.2018
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kuruma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/747 E., 2020/454 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı-davacı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden ... ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklaması dinlendi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; evliliğin başından beri erkeğin, kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, annesinin müvekkilini sürekli aşağıladığını, erkeğin müvekkiline ve ailesine tehditler savurduğunu, aile bireylerine karşı saygısız ve seviyesiz davrandığını, küfürler ettiğini, müvekkilinin evden çıkmasına izin vermediğini, ailesinin yanına göndermediğini, eşine karşı ilgisiz ve sevgisiz davrandığını, taraflar arasında 23.09.2018 tarihinde gerçekleşen son olayda erkeğin, müvekkilini "sen ve aileniz hırsızsınız, o..punun kızı ailen ve sen şerefsizsin, seni mahvedeceğim" diyerek darp ettiğini, akabinde kapı dışarı attığını, bunun öncesinde de haftanın 5 günü akşamları dışarı çıktığını, küfür ve hakarette bulunduğunu, aşağıladığını, alay ettiğini, küçük düşürdüğünü, erkeğin annesinin kadına "üç çocuk da doğurmuş olsan seni oğlumdan boşayacağım, aşağılık" diyerek küçük düşürüp hakaret ettiğini, erkek istemediği için kadının ailesinin son 5 yıldır tarafların evine gelemediğini, erkeğin savurgan olduğunu, ailenin devamı için zaruri harcamaları ise yapmadığını, evin ve çocukların ihtiyaçlarının kadının babası tarafından karşılandığını, erkeğin evin masrafları için kadına "git köpek babandan al" diyerek konuştuğunu, erkeğin gizli olarak mal varlığı edindiğini, kadını evde tek başına bırakıp kendi ailesi ile ve ortak çocuklarla birlikte köye gittiğini, sürekli iş değiştirdiğini, evin maddîihtiyaçlarının karşılanması için kadının evlere temizliğe gitmek zorunda kaldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuklar için aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddîve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; 23.09.2018 tarihinde evde çocukların da olduğu zamanda kadının vazo ile erkeğe vurmaya başladığını, akabinde erkeğe zarar verdiğini, bu olay esnasında bulunan hapları içerek intihar etmeye çalıştığını, psikolojik ilaçlar kullandığını, ortak çocuklara karşı devamlı şiddet kullanarak veya bu yönde tehditte bulunarak hakaretle yaklaştığını, çocuklarda korku ve kaygı yarattığını, kadının annesinin erkeği benimsemediğini, kadının müvekkilinin ablasına, annesine, babasına çok ağır hakaretlerde bulunduğunu, bu hakaretleri ortak çocukların yanında dahi yüksek sesle yapmaktan çekinmediğini, kadının evdeki eşyaları kırıp döktüğünü, evin balkonundan arabanın camına saksı atarak kırdığını, ortak çocuklardan ...'ya "sen fahişesin, büyüyünce o..pu olursun" şeklinde bağırıp bu çocuğa karşı fiziksel şiddet uyguladığını, bu eylemlerinin süreklilik arz ettiğini, ortak çocuklar ... ... ve ...'ya da şiddet uyguladığını, çocukları anne şefkatinden mahrum bıraktığını, çocukların bütün işlerinin müvekkili tarafından yapıldığını, en ufak bir tartışmada sinirlenip, müvekkiline çocukların yanında "şerefsiz, ahlaksız" diye küfrederek ağır hakaretlerde bulunup şiddet uyguladığını, yine küçük bir tartışmada bıçak çekerek ve eşyaları kırarak kendine zarar vereceği tehdidinde bulunduğunu, müvekkilini iş arkadaşlarının eşleri ile yakıştırdığını, bunu da çocukların yanında söylediğini, zaman zaman müvekkilini müşterek eve sokmadığını, son olayda evde huzursuzluk çıkarıp, evde bulunan tüm ilaçları alarak içmeye çalıştığını, eline vazo alıp kafasına vurmaya çalıştığını, müvekkilininden gizli para biriktirdiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklardan ... için aylık 750,00 TL, ... için aylık 500,00 TL ve ... için aylık 250,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadına hakaret ettiği, vaktinin çoğunu dışarıda geçirdiği, eve geç geldiği, kadını evde tek başına bırakıp ortak çocuklar ve kendi ailesi ile tatile gittiği, kadının ailesini müşterek eve kabul etmediği, annesinin kadına olan kötü davranış ve hakaretlerine karşı çıkmadığı, kadının ailesi hakkında ileri geri konuştuğu, kadının da erkeğe karşı fiziksel şiddet uyguladığı, taraflar arasında meydana gelen son olayda ilaç içerek intihar etmeye kalkıştığı, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, ağır sözlerle hakaret ettiği, erkeğe ve aile bireylerine de hakaret ettiği, tüm bu sebeplerle evlilik birliğinin artık devamı her iki taraf için de kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmayı gerektiren olaylarda her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu, taraflar eşit kusurlu kabul edilmiş olduklarından kadının maddî-manevî tazminat, erkeğin manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddinin gerektiği, tüm dosya kapsamına, tanık beyanlarına, sosyo ekonomik durum araştırmalarına göre kadının sabit bir işinin ve gelirinin bulunmadığı, ailesinin desteği ile yaşadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuklardan ...'nın yargılamanın devamı sırasında 27.12.2019 tarihinde ergim olduğu, bu nedenle ortak çocuk ... hakkında velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakasına ilişkin karar verilmesinin mümkün olmadığı, tarafların ayrı yaşadıkları süreçte ortak çocuklardan ...'nın baba ile ... ...'in ise anne ile birlikte yaşadıkları, ...'nın baba yanında, ... ...'in ise anne yanında alıştıkları ortam ve düzenlerinin bulunduğu, ortak çocuklardan ...'nın 10.03.2006 doğumlu ve yaşı itibariyle idrak çağında olup mahkeme huzurundaki beyanında annenin kendisine şiddet uyguladığını, ağır sözlerle hakaret ettiğini, taraflar boşandıktan sonra da babası ile birlikte kalmak istediğini, boşanma sürecinde de kendi isteği ile babası ile birlikte kaldığını söylediği, ortak çocuklardan ... ...'in ise yaşı itibariyle anne şefkat ve ilgisine muhtaç olduğu, alınan uzman raporlarında da ortak çocuklardan ... ile anne arasındaki iletişimin negatif olduğu, ortak çocuk ... ...'in ise yaşamını anne ile birlikte sürdürmesinde ortak çocuk açısından sakıncalı bir durum olmadığı yönünde görüş bildirildiği, her ne kadar kardeşlerin birlikte büyümelerinin onların kişisel, psikolojik ve sosyal gelişimleri üzerindeki olumlu etkisi inkar edilemez ise de boşanma sürecinde ortak çocuklar ... ve ... ...'in ayrı ebeveynler ile yaşamaları, uzman raporu, ortak çocukların yaşları, idrak çağındaki ortak çocuk ...'nın mahkeme huzurundaki beyanları gözetilerek ortak çocuklardan ...'nın velâyetinin babaya, ... ...'in velâyetinin ise anneye verilmesinin, velâyet kendisine bırakılmayan taraf ile ortak çocuklar arasında, kardeşlerin de birbirlerine en ziyade görebileceği şekilde kişisel ilişki kurulmasının, yine ortak çocuk ... ... için tarafların sosyo ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, ortak çocuk ... ...'in yaşı itibariyle muhtemel tüm masrafları gözetilerek uygun miktarda iştirak nafakasına hükmolunmasının uygun olacağı, her ne kadar ortak çocuk ...'nın velâyeti babaya bırakılmış ve ortak çocuk ... için iştirak nafakası talep edilmiş ise de annenin düzenli olarak çalışmadığı, sabit bir iş ve gelirinin bulunmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği kabul edilerek lehine yoksulluk nafakasına hükmolunduğu, yoksulluk nafakası talebi kabul edilen annenin ortak çocuk ... için iştirak nafakası ile yükümlü kılınamayacağı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklardan ...'nın velâyetinin babaya, ... ...'in velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ... ergin olduğundan velâyeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ... ... için aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'nın velâyet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafakaların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve reddedilen manevî tazminat talebi, ortak çocuk ... ...'in velâyeti, ortak çocuklar ... ve ... için nafakaya hükmedilmemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, tüm dosya kapsamı, Mahkeme kararının dayandığı deliller ve gerekçeye göre, taraflara yüklenen kusurlar yerinde olmakla birlikte, ayrıca erkeğin kadını evden kovduğu, kendisinin çocukları alarak evi terk ettiği tanık beyanlarıyla sabit olmakla, kararın kusur gerekçesi erkek aleyhine düzeltildiği, boşanmaya neden olan olaylarda kadının hafif, erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumları, uzman raporu, ortak çocukların yaşları ve beyanı ile dava sürecindeki yaşamlarına göre ...'nın velâyetinin babaya, ... ...'in velâyetinin anneye verilmesinde isabetsizlik görülmediği, velâyet düzenlemesinin çocukların yüksek yararına uygun olduğu, ortak çocuk ... ...'in yaşı, ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesine göre belirlenen tedbir ve iştirak nafakası yerinde olduğu, kadının düzenli işi, geliri olmaması nedeniyle babayla kalan kız çocukları ile velâyeti verilen ... için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmemesinde isabetsizlik olmadığı, dava açılmakla ayrı yaşama hakkı bulunan, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yerinde, yoksulluk nafakasının ise az olduğu, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut veya beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı, hakkaniyet ilkesi uyarınca kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesi ile kadının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası miktarı ile reddedilen maddî ve manevî tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kararın kusur gerekçesinin erkek aleyhine düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda kadının hafif, erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitine, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'nın velâyeti, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, ortak çocuk ...'un velâyet düzenlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, ortak çocuklar.... ve ...'un velâyet düzenlemesi, kadın yararına hüküm altına alınana nafaka ve tazminatların koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 182 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00TL vekâlet ücretinin Cengiz'den alınıp Sibel'e verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.