Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9844 E. 2023/628 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin açtığı boşanma davasında, davalı kadından kaynaklanan kusurlu bir davranış olup olmadığı, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği ve tedbir nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların savunmaları değerlendirildiğinde, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, davalı kadına isnat edilebilecek bir kusur bulunmadığı ve tedbir nafakası şartlarının oluştuğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 2014 yılından bu yana ayrı yaşadıklarını, kadının cinsel birliktelikten kaçındığını, müvekkilinin kendi annesi ve kardeşleri ile görüşmesini istemediğini, kayınvalidesini evde istemediğini, 2004-2005 yılında davalının müvekkilinin annesi ve kız kardeşi ile görüşmemesi için büyü yaptırdığını, hakaretler ederek aşağıladığını, kardeşini ve onun sevgilisini kendi yatak odalarında yatırdığını, davalının evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkili müşterek haneyi terke zorladığını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının eve sürekli alkollü geldiğini, şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu, davacının 08.04.2014 tarihinde sabah işe gidiyorum diyerek evden ayrılarak kadınla kaçtığını ve bir daha eve dönmediğini, kendisini ve çocuklarını mağdur bıraktığını iddia ederek davanın reddine, mahkeme boşanmaya karar vermesi halinde 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 manevî tazminat, 2.500,00 TL tedbir nafakasının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 2014 yılından beri ayrı yaşadıkları, davacı tarafından her ne kadar davalının davacının annesine kötü muamelede bulunduğu iddia edilmiş ise de davacının annesinin ölümünden önceki son zamanlarında davalının kayınvalidesinin yanında refakatçi olarak kaldığı, bakımı ile ilgilendiği tanık beyanları ile sabit olduğu, davacı ve davalının 2014 yılından itibaren bir araya gelmediği, davacının evlilik birliği devam ederken G.Ü adlı kadınla yaşamaya başladığı ve halen de yaşamaya devam ettiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği davacının evden ayrıldıktan bu zamana kadar davalı ve müşterek çocukları arayıp sormadığı, maddî ve manevî olarak ilgilenmediği dolayısıyla evlilik birliğinin sarsılmasında davacının tam kusurlu bulunduğu, bunun karşısında davalıya dosya kapsamında atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı erkek vekili; davalı kadının tam kusurlu olduğunu, mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili; tedbir nafakası miktarının talepleri gibi artırılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinde ileri sürülen maddî vakıa yönünden, taraflar arasında geçimsizliğe ilişkin doğrudan görgüye dayalı bir beyan olmadığı gibi, geçimsizliğin varlığı ve davalının kusurlu olduğu konusunda da bilgi sahibi de olmadıkları, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi oluşturmayacağı, davacı tarafça, dava ve cevaba cevap dilekçesinde ileri sürülen davalıya yönelik boşanmayı gerektirir kusurlu davranışların ispat edilemediği, sadakat görevine aykırı davranan davacının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının yerinde olduğu, davalı kadın tarafından boşanma davası kapsamında tedbir nafakasına hükmedilmesi talebinde bulunulduğu, mahkemenin 30.11.2020 tarihli ara kararı ile daha önce kadın lehine hükmedilen ve devam eden aylık 750,00 TL tedbir nafakası bulunduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, gerekçeli kararda bu hususta yeniden bir değerlendirme yapılmadığı, kadın tarafından boşanma davasından önce açılan bağımsız tedbir nafakası davası sonucunda Çaycuma 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/421 Esas 2014/828 Karar sayılı ilamı ile kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği ve halen devam ettiği anlaşılmış ise de; bu nafaka eldeki boşanma dava dosyasında 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi uyarınca talep edilen tedbir nafakasının istenmesine ve Mahkemece hüküm kurulmasına engel olmadığı, mükerrer tahsil edilmemek üzere bu konuda tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumu, nafakanın niteliği, önceki nafakaya hükmedildiği tarihten sonra geçen süre dikkate alınarak, esasa ilişkin değerlendirme yapılması gerekirken kadının dosyada talebi de bulunduğu halde, Mahkemece bu konuda bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalı kadının kendisi için tedbir nafakasına hükmedilmemesi kararına yönelik istinaf talebinin kabulü ile; Çaycuma 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/421 Esas, 2014/828 Karar sayılı ilamı hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakası ile mükerrer tahsil edilmemek kaydıyla; aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, davacı erkek tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir .

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davalı kadının tam kusurlu olduğunu, davanın reddinin ve kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın reddi ve tedbir nafakası yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin ekonomik durumu dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tedbir nafakası miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklı bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka miktarının şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.