"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; kaçarak evlendiklerini, devamlı fiziksel şiddet, hakaret ve aşağılamalarının olduğunu, seni istemiyorum diyerek kovduğunu, bağımsız konut temin etmediğini, annesiyle yaşamaya zorladığını, küs kalınca ayrı yattığını, ters ilişkiye zorladığını, en son tehdit ederek anlaşmalı boşanmaya zorladığını ve erkeğin babasının annesinin evine götürdüğünü evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî tazminat ve 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, sadece 20-25 gün süren evlilikte, kadının kadınlık görevini yerine getirmediğini, evde temizlik, yemek yapmak bir yana en ufak bir sorumluluk almadığını, her konuda sorun çıkardığını, müvekkilimizi aşağılayıp hakaretlerde bulunduğunu, evlilik birliğinin kendine yüklediği sorumluluktan kaçtığını, devamlı dışarda zaman geçirmek istediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalının tam kusurlu olduğunu belirterek, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı kadının sürekli gezmeyi isteyerek bu konuda eşini zorladığı ve huzursuzluk çıkardığı, evlilik birliğinde ev işleri yönünden üzerine düşen sorumluluğu yeterince yerine getirmediği, davalı-karşı davacı erkeğin ise kadına fiziksel şiddet uyguladığı, bağımsız müşterek konut tahsis etmediği, kendi annesinin evinde yaşamaya zorladığı, pasaklı diyerek hakaret ettiği, anlaşmalı olarak boşanmaya ikna etmek için eşine bıçakla tehdit ettiği, ayrıca son olayda erkeğin kendi babasına da bıçak çektiği ve kadına yine fiziksel şiddet uyguladığı, bunun üzerine erkeğin babasının kadını annesinin evine götürdüğü, tarafların bu şekilde fiilen ayrıldıkları ve tekrar bir araya gelmedikleri, tarafların karşılıklı olarak açılan ... bu boşanma davalarındaki diğer iddialarını ise ispatlayamadıkları, bu haliyle evlilik birliğinde temelden sarsılmasında davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu, davacı-karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu ve 175 inci maddesi koşulları oluşan, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın için aylık 450,00 TL tedbir, 600,00 TL yoksulluk nafakasına, kusuru daha ağır ve eşit olmayan boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın yerinde olmadığını, erkeğin tanıklarının beyanlarına yakın akraba oldukları için itibar edilemeyeceğini, kadına yüklenen kusurların ispatlanamadığını, erkeğin boşanmada tam kusurlu olduğunu, erkeğin dönmesini istemesi nedeni ile kadını affettiğini, belirterek erkeğin kabul edilen davası ve hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararı istinaf etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin kusur tespitinde hata yaptığını, erkeğin fiziksel şiddet uygulamadığını, mahkemenin bu konuda beraat kararı verdiğini, ev tahsisine ilişkin erkeğe kusur yüklenemeyeceğini, haksız olan kadın lehine tazminat ve nafakaya hükmedilmemesi gerektiğini, hükmedilen nafakanın yüksek olduğunu, ses kayıtlarının hukuka aykırı ele geçirildiğini, erkeğin kusursuz olduğunu, kadının kusurlarının gözetilmediğini, kadının nafaka artış talebi olmadığı halde üretici fiyat endeksi oranında artışa karar verildiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının lehine yoksulluk nafakası takdirinde bir isabetsizlik olmadığı ancak tarafların evlilikte geçirdikleri süre, müşterek çocukların bulunmaması ve yaşları itibariyle yeniden evlenme ihtimallerinin yüksek olması hususları dikkate alınarak kadın lehine toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu, yine kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, evliliğin devam ettiği süre, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında az olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın için bir defaya mahsus olmak üzere 15.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına ve 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek davacı-karşı davalı kadının tazminat miktarları, davalı-karşı davacı erkeğinin ise yoksulluk nafakası yönünden istinaf talepleri kabul edilmiş ve tarafların sair istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın yerinde olmadığını, erkeğin tanıklarının beyanlarına yakın akraba oldukları için itibar edilemeyeceğini, kadına yüklenen kusurların ispatlanamadığını, erkeğin boşanmada tam kusurlu olduğunu, erkeğin dönmesini istemesi nedeni ile kadını affettiğini, ileriye yönelik gerçekleşmesi tamamen ihtimal dahilindeki olaylar değerlendirilerek toptan yoksulluk nafakasına hükmedilerek nafaka hakkının hukuka aykırı olarak elinden alındığını belirterek erkeğin kabul edilen davası ve hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı ve yoksulluk nafakasına toptan olarak hükmedilmesi yönünden kararı temyiz etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin kusur tespitinde hata yaptığını, erkeğin fiziksel şiddet uygulamadığını, mahkemenin bu konuda beraat kararı verdiğini, ev tahsisine ilişkin erkeğe kusur yüklenemeyeceğini, haksız olan kadın lehine tazminat ve nafakaya hükmedilmemesi gerektiğini, hükmedilen nafakanın yüksek olduğunu, ses kayıtlarının hukuka aykırı ele geçirildiğini, erkeğin kusursuz olduğunu, kadının kusurlarının gözetilmediğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur durumları ve buradan varılacak sonuca göre tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı açtıkları davaları, maddî-manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygun olup olmadığı gibi toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi,166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi hükümleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.