Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9919 E. 2023/489 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların kusurlu davranışları ve evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin daha ağır kusurlu olduğu, bu durumun göz ardı edilerek eşit kusurlu sayılmalarının ve kadının tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının kusur belirleme ve tazminat talepleri yönünden bozulmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına tedbir nafakası ödenmesine, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının aşırı sinirli ve kıskanç bir yapıda olduğunu, erkeğe karşı sinkaflı küfürler ettiğini, hakarette bulunduğunu, erkeğin yakınlarına ve tanıdıklarına sözlü şiddet uyguladığını, belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacının annesinin evliliğe müdahale ettiğini, kadının ve ailesinin onurunu inciten söz ve davranışlarda bulunduklarını, erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, erkeğin ailesinin tarafların düğününü engellemeye çalıştığını, düğün öncesinde erkeğin kadına takılan altınları istediğini, kadının bu teklifi kabul etmemesi neticesinde erkeğin düğünü iptal ettiğini ileri sürerek asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ve 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların birbirlerine karşı hakaret ve aşağılayıcı sözlerde bulundukları, kadının kıskanç olduğu, erkeğin ailesinin tarafların ilişkilerine ve evliliğine müdahalede bulunduğu gerekçesi ile tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduklarından bahisle asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, davalı-davacı kadın yararına 200,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının çalıştığı ancak kendi isteği ile işten çıktığı göz önüne alınarak kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduklarından bahisle kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadına yüklenen kusurların ispatlanamadığını, kadının çalışabilecek durumda olmasına rağmen çalışmamasının yoksulluk nafakasının reddine dair yeterli bir gerekçe oluşturmadığını ileri sürerek, kararın kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kaldırılmasına, dava dilekçesindeki talepleri gibi davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla dosya içeriğinde ispatlanan bir kusurunun bulunmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu beyanla kararın kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta her ne kadar İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve davalı-davacı kadının reddedilen tazminat talepleri yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadının reddedilen tazminat talepleri yönünden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,

3. Davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.