"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1368 E., 2023/1286 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/694 E., 2022/637 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davası ile erkeğin karşı davasının reddine, erkeğin birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının asıl davasının kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmediğinden, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası erkek yönünden kesinleşmiş olup, erkek tarafından istinaf edilmeyen ve yeniden esas hakkında hüküm krulmayan bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin maddî ve manevî sorumluluklarını yerine getirmediğini, tarafların evlilik süresince erkeğin ailesi ile altlı üstlü oturduğunu, yeme içmenin hep bir arada olduğunu, erkeğin ve ailesinin hakaretler ederek kadını kovduklarını, erkeğin ailesini desteklediğini, erkeğin aldığı maaşı babasına teslim ettiğini, kadına harçlık vermediğini, kadının annesinin ameliyat olması nedeniyle 29.11.2018 de ailesinin yanına geldiğini, iki gün sonra erkeğin kadını ablasının kolyesini çalmakla suçladığını, erkeğin babasının kadının babasını arayarak kadının gelmemesini söylediğini, hakaretler ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddî, 200.000.00 TL manevî tazminata, ziynet ve çeyiz eşyası davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının evlendikten sonra tamamen değiştiğini, kaprisli ve dengesiz tavırlar sergilediğini, erkeğin ailesi ile görüşmek istemediğini, yemek ve temizlik yapmadığını, son aylarda erkek ile birlikte olmak istemediğini, sürekli rencide ettiğini, zaman zaman kadının kriz geçirerek kapıları çarpıp evden gittiğini, nereye gittiğini söylemediğini, ablasına ait kolyenin kadının takı kutusundan çıktığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin aldatıldığını öğrendiğini, erkeğin bilgisayarında kadının mail kutusunun açık olduğunu, bu maillerinde kadının ... isimli kişiye çiçek sepetinden aşk mesajı içeren bir not ile birlikte hediye aldığını ve bir otelde rezervasyon yaptırdığını gördüğünü belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 163 üncü maddeleri uyarınca tarafların boşanmalarına, 200.000,00TL maddî, 200.000.00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının kendi adına hediye tesbih sipariş ettiği, hediye kartında “Sen benim gökyüzüne bakıp dilediğim gökyüzünde gerçekleşmiş Duamsın.. İyiki hayatıma girdin iyiki benimsin. Kocaman İyi’kim.. Ömrümden Heyşeyime.. ...” yazılı olduğu, kadın ile dava dışı ...'in aynı otelde ardışık numarayla rezervasyon yaptırmaları, kadının çift kişilik, ...'in ise tek kişilik odada ve yakın odada konaklaması, otelden birlikte çıkmaları, cinsel birlikteliğe karine kabul edildiğinden zina eyleminin sabit olduğu, taraflar arasında yaşanan olaylardan sonra tarafların barıştıkları, ancak bir araya gelmeden kadının boşanma davasını açtığı, erkeğin de karşı davayı ikame ettiği, tarafların mutlak boşanma nedenlerinden zina nedeniyle boşanmalarına karar verildiğinden asıl ve karşı boşanma davalarının reddine karar verildiği, kadının haysiyetsiz hayat sürdüğünün ispatlayamadığı, bu talebin reddinin gerektiği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, erkeğin 163 üncü madde uyarınca boşanma talebinin reddine, kadın yararına aylık 200,00TL tedbir nafakasına, erkek yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, hükmedilen tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin karşı davasının reddi ile birleşen dava kapsamında haysiyetsiz hayat süreme nedenine dayalı boşanma talebinin reddine ilişkin kararların istinaf edilmeyerek kesinleştiğini, tarafların ardışık numaralı odalarda konaklamaları nedeniyle zinanın ispatlandığının kabulünün yerinde olduğu, bununla birlikte erkeğin kadını ailesiyle birlikte yaşamaya zorladığı (erkeğin ailesinin evinin üst katında ayrı bir konut bulunmasına rağmen, yemeklerin erkeğin ailesinin evinde birlikte yendiği, aile ile ortak yaşam benimsendiği, müşterek evin bağımsız aile konutu niteliği kazanamadığı), kazandığı maaşı babasına verdiği, ekonomik olarak kadına bağımsız bir aile ekonomisi sunmadığı, ihtiyaçları karşılamadığı, kadını istemediğini ve çirkin bulduğunu söylediği anlaşılmakla bu davranışların erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, bu halde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu, kadının asıl davasının kabulü gerektiği gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi ve asıl davanın kabulüne yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadının asıl davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin birleşen davanın ve tüm taleplerinin reddi gerektiğini, kadının işi nedeniyle kaldığı otelde tek başına konakladığını, zinanın ispatı için aynı odada konaklamak gerektiğini, erkek tarafından hukuka aykırı olarak sunulan flash bellekteki kayıtların delil niteliğinin bulunmadığını,erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, asıl davanın reddi gerektiğini, asıl davanın kabulü ile aleyhe hükmedilen vekâlet ücretinin haksız olduğunu, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması gerektiğini, kadının çalışıyor olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davaların kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci, 163 üncü maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı erkek vekilinin tedbir nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.