Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10144 E. 2024/6889 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak maddi-manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tarafları eşit kusurlu kabul etmesi ve bu durumda 4721 sayılı TMK'nın 174. maddesi uyarınca maddi-manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle tazminat taleplerini reddetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak, davacı kadın vekilinin temyiz itirazları reddedilmiş ve yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1300 E., 2023/1360 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/696 E., 2017/855 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların görücü usulü ile 2007 yılında evlendiklerini, ortak 3 çocukları olduğunu, tarafların 3 ay nişanlı kaldıklarını, davalının ailesinin düğün yapmak istemediğini, müvekkilinin babasının masrafları karşılaması ile düğün yapıldığını, düğünden sonra takılan takıları davalının davacıdan zorla aldığını, tarafların evlendikten sonra davalının annesine çok yakın yerde yaşadıklarını, davalının annesinin evliliğin ilk günlerinden itibaren davacıya karşı olumsuz tutumlar sergilediğini, küfür ve hakaret ettiğini, sık sık tarafların evine gelerek sorun çıkarttığını, tarafların kavga etmelerine neden olduğunu, davalının, annesinin de etkisinde kalarak evliliklerinin ilk gününden itibaren sürekli davacıya karşı şiddet uyguladığını, davacıya hakaret ve küfrettiğini, davacının ilk hamileliği ve doğumu esnasında da davalının annesinin davacıya karşı olumsuz tutumlar sergilediğini, bu hamilelik sırasında davalının annesinin davacıyı ortak evden kovduğunu, davacının dışarıda beklediğini, daha sonra akrabaların araya girerek davacıyı eve aldırdıklarını, davalının bu olaylarda davacıya yaşananları ailesine anlatırsa boşanmakla tehdit ettiğini, davacıyla ilgilenmediğini, davalının davacıya ailesinin evlerine gelmesini istemediğini söylediğini, davalının en basit konuyu dahi kavga sebebi sayarak davacıya şiddet uyguladığını, davacının darp nedeniyle vücudunda oluşan yaraları ailesinden gizlemek zorunda kaldığını, davacının evliliği süresince eşi ve eşinin ailesi tarafından sürekli aşağılandığını, dışlandığını, geliri ve güvencesi olmadığı için tüm tehdit ve hakaretlere boyun eğmek zorunda kaldığını, davalının her geçen gün uyguladığı şiddetin derecesini arttırdığını, sürekli hakaret ettiğini, küfrettiğini, şiddet uygulamak için bahaneler aradığını, sabahlara kadar bilgisayarda uygunsuz filmler seyretmeye başladığını, ilerleyen günlerde bu uygunsuz filmleri davacıya da izlettirdiğini, filmlerdeki gibi cinsel davranışlarda bulunması için zorladığını, davacının bunların bir kısmına cevap verdiğini, bir kısmına uygun olmadığı için direndiğini, davalının davacıyı uygun olmayan livata şeklindeki ilişki için zorladığını, davacı karşı gelince şiddet uygulayarak isteğini gerçekleştirdiğini, davalının çocuklarının yanında da cinsel davranışlar sergilemeye başladığını bildirerek tarafların boşanmalarına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ile 400,00 TL tedbir-yoksulluk, çocuklar için 200,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesini, evlilik birliği içerisinde edinilen malların paylaştırılmasına karar verilmesini, düğün ve nişanda takılan ziynet eşyalarının aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde bedellerinin faiziyle tahsiline, tüm bedellere doğduğu tarihten itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; geçimsizlik sebebi olarak gösterilen olayların asılsız olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, boşanmaya karar verilmesi halinde çocuklarının velâyetini istediğini, evlilik birliği içinde ona isnat edilebilecek hiçbir kusur olmadığını, kusurlu tarafın ailesinin baskı ve tesiri altında kalarak ailesine gerekli tepki ve direnci göstermeyen davacı taraf olduğunu, davacının ondan maddî ve manevî tazminat talep etme hakkı olmadığını, kusurlu olan davacının nafaka talebine hakkı bulunmadığını, davacının düğünden sonra takılarının tamamını ailesine verdiğini, davacının evden ayrılırken ortak hanede bulunan ev eşyalarının tamamını aldığını, kendisinin davacı ve ailesi tarafından darp edildiğini, hakarete uğradığını, maddî ve manevî eziyet ve zararlara maruz kaldığını, bu sebeple 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat istediğini bildirmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar eşit kusurlu kabul edierek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı annelerine verilmesine, davalı baba, kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için dava tarihinden itibaren aylık 200,00'er TL tedbir nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar kesinleştiğinde nafakaların iştirak nafakası olarak devamına, davacı için dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar kesinleştiğinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, koşulları oluşmadığı için tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur, belirlemesi ve reddedilen tazminatlar yönünden istinaf dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmadığından hükmün boşanmaya ilişkin bölümü ve velâyet ve nafakalara ilişkin bölümleri 03.06.2021 tarihinde kesinleştiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; eşi hakkında tartışma sırasında kadının anne ve babasına "kızınız deli, alın götürün" diyen, "Seni boşayacağım, çocukları alıp seni süründüreceğim" diyen erkek az; anne ve babasının evliliklerine müdahalesine engel olmayan, anne babasının davalıya şiddet uygulamalarına ses çıkarmayan ve engel olmayan ve eşine annemden ayrılmam, kocamdan ayrılırım diyen kadın daha ağır kusurlu ise de, mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilmiş ve bu yön erkek tarafından istinafa getirilmediğinden aleyhe hüküm kaldırma yasağı dikkate alınarak yanılgıya işaret edilmiş ve tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekmiş, eşit kusurlu kadın lehine 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun 174/1-2 maddesindeki maddî ve manevî tazminat koşulları oluşmadığından maddî manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi bu nedenle doğru olduğu gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden temyiz dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 389 uncu ve devamı maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.