Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1326 E. 2023/1033 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlatlık ilişkisinin, evlat edinenin ölümünden sonra, mirasçıları tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 317, 318 ve 319. maddelerine dayanılarak kaldırılıp kaldırılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Evlatlık ilişkisinin evlat edinenin ölümünden sonra mirasçıları tarafından kaldırılması talebinde, evlat edinme kararının kesinleşmesinden sonraki bir yıllık hak düşürücü süre, evlat edinme kararının iptal sebeplerinin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı ve somut olayda evlat edinme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kazan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 05.05.2011 günlü 2011/137 Esas ve 168 Karar sayılı ilamı ile ...'ın davalı ... ... ...'i evlat edinmesine karar verildiğini, ancak anılan evlat edinme kararının mal kaçırma amaçlı olarak yapıldığını ve bu nedenle yok hükmünde olduğunu, muris ...'ın 07.01.2015 tarihinde vefat ettiğini, evlat edinme kararının kanunun aradığı şartları taşımadığını, gerekli araştırmalar yapılmadan karar verildiğini, evlat edinilenin muris ile değil kendi anne babasıyla yaşadığını, davalının evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmadığı ve eğitilmediğini, ...'ın uzun yıllardır hasta olup, bakıma muhtaç olduğunu, davalının annesi ...'in ise ...'in maaşlı bakıcısı olduğunu, evlat edinme kararının yasaya açıkça aykırı olduğunu, evlat edinenin çocuğu olmadığı için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 Sayılı Kanun) 316 ncı maddesine göre mirasçılarının tavır ve düşüncelerinin tespiti gerekirken, bu hususun da yerine getirilmediğini, evlat edinme kararında davalının kötü niyetli olduğunu, evlat edinme davasının ...'in mal varlığını ele geçirmek amacıyla açıldığını beyan ederek, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davalının mahkememe kararı ile ... tarafından evlat edinildiğini bu kararın 05.05.2011 tarihinde kesinleştiğini, ...'ın da 07.01.2015 tarihinde vefat ettiğini, tarafların ... ölünceye kadar birlikte yaşadıklarını ve müvekkilinin ona baktığını, her türlü ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, mahkeme kararının usulüne uygun bir şekilde verildiğini, davacı ...'ın evlatlığın kaldırılmasını isteme hakkının bulunmadığını, davacının saklı paylı mirasçı olmadığını, kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, evlat edinen ve edinilenin evlat edinenin ölüme kadar birlikte yaşadıkları, evlat edinenin bekar ve çocuksuz olduğu, davacının mirasta saklı payının bulunmadığı, davacının evlat edinenin ölümüne kadar bu ilişkiyi bilmemesinin evlat edinenle bağının olmadığına karine teşkil ettiği, evlatlık ilişkisinin kaldırılması halinde evlat edinenin menfaatlerinin ağır biçimde zedeleneceği, evlat edinenin rızası ve isteğine de aykırı bir durum oluşturacağı, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 8 Hukuk Dairesinin 08.04.2019 tarihli kararı ile; davacı ... ile evlatlık ilişkisinin kaldırılması istenilen ... arasında nüfus kayıtlarına göre soybağının bulunmadığı, davacının evlat edinene mirasçı olup olamayacağı, dolayısıyla dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin Mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesi ve hak düşürücü sürenin evlat edinme kararının kesinleşmesinden itibaren başlatılarak, davadan önce evlat edinme ilişkisini ve iptal sebeplerini davacının öğrendiğine ilişkin iddia ve ispat bulunmadığına göre, hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmuştur.

3. Davalı vekilince süresinde kararın düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur.

4.Yargıtay 8 Hukuk Dairesinin 25.09.2019 tarihli kararı ile; bozma ilamında hem taraf sıfatının olup olmadığına yönelik usul bozması hem de işin esasına yönelik olarak açılan dava da hak düşürücü sürenin geçmediği yönündeki saptama ile bozma yapılmış ise de öncelikle dava şartlarının incelenmesi daha sonra işin esasının incelenmesi gerektiğinden yeniden yapılan incelemeye göre dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacı ... ile evlatlık ilişkisi kaldırılması istenen evlat edinen ... arasında soybağının bulunmadığı anlaşılmakla, davacının evlat edinene mirasçı olup olamayacağı, dolayısıyla dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin Mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile bozma kararının kaldırılarak hükmün öncelikle dava şartının incelenmesine yönelik değiştirilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece evlat edinme davasında evlat edinilen çocuğa kayyım atanmadığı, kararın aile mahkemesi sıfatıyla verilmediği ve kanunda düzenlenen bakım şartının yeteri kadar araştırılmadan evlat edinme kararı verilmiş olduğu, bu nedenle davacının davasında haklı olduğu kanaatiyle davanın kabulü ile evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 01.03.2022 tarihli 2021/5926 Esas 2022/1930 Karar sayılı kararı ile; çocuk ile velisi arasında çıkar çatışması olduğunda çocuğun kayyım tarafından temsil edilmesi hususunun çocuğu korumak için kabul edilmiş bir düzenleme olduğu, 17 yaşını bitirmiş bir çocuğa kayyım atanmamış olması gerekçe gösterilerek istemin kabulünün evlat edinilenin menfaatini ağır biçimde zedeleyeceği, evlat edinme kararını veren mahkemenin duruşma tutanaklarında aile mahkemesi sıfatıyla ibaresinin bulunması ve bakım şartının gerçekleştiği hususunun kesinleşen mahkeme kararında yer aldığı bu nedenle kesinleşmiş bir mahkeme kararının başka bir mahkeme tarafından yok sayılamayacağı, Mahkemece davanın kabulüne dayanak yapılan hususların esasa ilişkin eksiklik olarak kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur.

3. Davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.

4. Dairemiz 13.06.2022 tarihli 2022/5018 esas ve 2022/5637 karar sayılı kararı ile; temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı kanun) 440 ıncı maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 2021/5926 Esas, 2022/1930 Karar sayılı bozma ilamı gerekçesi de dikkate alınarak, davalı ...'ın evlat edinme işleminde herhangi bir hukuka aykırı durum tespit edilmediği, yapılan evlat edinme işleminin hukuka uygun olduğu kanaatiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ve ... arasında evlatlık ilişkisi kurulan kararın usul ve kanuna aykırı olduğu, kararın yetkisiz mahkemece verildiği, davaya aile mahkemesi sıfatı ile bakılmadığı, davacının özel vekaletnamesinin bulunmadığı, yeterli araştırmanın yapılmadığı, kararın esasa ilişkin de eksik olduğu, aynı gün karar verildiği, temyizden feragat ile kararın kesinleştirildiği, bu nedenle kararın yok hükmünde olduğu ileri sürerek; hükmün tümü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı kanunun 317 nci, 318 inci ve 319 uncu maddelerinde düzenlenen evlatlık ilişkisinin kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı kanunun 317 nci, 318 inci ve 319 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370'inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.