Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1388 E. 2023/1820 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların müşterek çocuğunun 18 yaşını doldurması sebebiyle iştirak nafakasının sona ermesi üzerine açılan yardım nafakası davasında, çocuğun gelir elde edip etmediği ve yardım nafakasına ihtiyacı olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üzerine kayıtlı şirketten gelir elde ettiği, her davanın açıldığı tarihteki şartlara tabi olduğu ve bu nedenle karar tarihinden sonra hisselerin devredilmesinin karara etkisinin bulunmadığı, yardım nafakası bağlanması için yasal koşulların oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2094 E., 2022/2024 K.

DAVACILAR : 1-... 2-... vekilleri Av. ... vd

DAVA TARİHİ : 25.12.2017

KARAR : Bozma sonrası hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen iştirak nafakasının artırımı ve yardım nafakası davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; Davacılardan ...'nun ve davalının iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine, Davacı ...'nın yardım nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle davacı ...'nın yardım nafakası davasının reddine, Davacı ...'nın yardım nafakasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...'na velâyeten ... vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ... velisi Ulviye ile davalının Beykoz Aile Mahkemesinin 16.10.2008 tarihli ve 2007/92 Esas, 2008/684 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, ortak çocuğun velâyetinin annesine verildiğini, davalının, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası ödemesine ilişkin karar verildiğini, kararın 10.05.2010 tarihinde kesinleştiğini, küçüğün 2000 doğumlu olduğunu Özel Lise'de eğitim gördüğünü, küçüğün yaşı ile beraber eğitim giderlerinin de arttığını takdir edilen nafakanın ihtiyaçlarını karşılamadığını, davalının ekonomik olarak çok üst seviyede varlık ve gelire sahip olduğunu ileri sürerek nafakanın aylık 25.000,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama aşamasında ortak çocuk ... olmakla kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirerek, ... olduğu tarihten sonra davanın yardım nafakası davası olarak görülmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı annenin kötü niyetli dava açtığını, tarafların boşandıklarında davacının davalıya ait tüm mal varlığına el koyduğunu, davalının aylık 3.000,00 TL maaş aldığını, bu maaşın 1.000,00 TL'sini nafaka olarak ödediğini, davacı annenin ortak çocuğun üzerine hileli şekilde şirket devrettiğini, böylelikle ortak çocuğun şirket sahibi olduğunu, davacının üst düzeyde geliri olduğunu, 17 yaşında bir çocuğun giderinin 25.000,00 TL olmasının Türkiye şartlarına uymadığını ve inandırıcılıktan uzak olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.01.2020 tarihli ve 2017/941 Esas, 2020/15 Karar sayılı kararıyla; tarafların ortak çocukları ... için Beykoz Aile Mahkemesi'nin 2007/92 Esas, 2008/684 Karar sayılı ilamı ile aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, iştirak nafakasının bu davanın açıldığı 25.12.2017 tarihine kadar aradan geçen süre içerisinde arttırılmadığı, ekonomik sosyal durum araştırma tutanağından ve duruşmada dinlenen tanık beyanlarından davalının oto yedek parça satımı üzerine iş yerinin bulunduğu ve halen aktif olarak çalıştığı, paranın satın alma gücünde düşün meydana gelmesi, geçen yılların enflasyon oranları ile tarafların ortak çocuğunun büyüyerek ihtiyaçlarının artmış bulunması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ortak çocuğun eğitim masrafları ile ortak çocuğun üzerine kayıtlı şirketin mali durumu nazara alınarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 328 inci maddesi uyarınca kısmen kabulüyle Beykoz Aile Mahkemesi'nce hükmedilen 1.000,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 4.000,00 TL arttırılarak aylık 5.000,00 TL'ye çıkarılmasına, iştirak nafakasının ortak çocuğun 18 yaşını tamamladığı tarihe kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı ...'nin dava dilekçesinde çocuğun ... olduğu tarihten itibaren nafaka talep ettiği anlaşılmakla, yardım nafakasında taraf sıfatı bulunmadığından yardım nafakasına ilişkin talebin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile 115 inci maddesi'nin ikinci fıkrası uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili yardım nafakasının usulden reddi ile iştirak nafakası miktarı yönünden, davalı vekili ise; davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.05.2022 tarihli ve 2020/1369 Esas, 2022/724 Karar sayılı kararıyla; yargılama sırasında çocuk ... olduğundan iştirak nafakasının yasa gereği son bulduğu, ortak çocuğun vekil vasıtası ile yargılamada kendini temsil ettirdiği, ... olduktan sonraki dönem için nafakanın devamını talep ettiği, bu istemin 4721 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesi kapsamında yardım nafakası istemine ilişkin olduğu, Mahkemece, yardım nafakasında taraf sıfatı bulunmadığından 21.07.2018 tarihinden sonrasına ilişkin nafaka talebinin usulden reddine kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı ise de ortak çocuğun İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibariyle adına kayıtlı şirketten gelir sahibi olduğu, her davanın açıldığı tarihteki şartlara tabi olması nedeniyle karar tarihinden sonra hisselerin üçüncü şahsa devredilmesinin verilecek karara etkisinin bulunmadığı dikkate alındığında yardım nafakası talebinin reddine karar verilmesinin sonucu itibariyle doğru olduğundan bahisle tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili yardım nafakası yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 27.09.2022 tarihli ve 2022/7068 Esas, 2022/7477 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesi'nce; İlk Derece Mahkemesi'nce yardım nafakasına ilişkin olarak verilen usulden ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğu belirlendiği halde, nihai olarak tarafların istinaf taleplerinin reddine karar verildiği, kararın hüküm kısmında tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığından bahisle kararın bozulmasına, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılama sırasında çocuk ... olduğundan iştirak nafakasının yasa gereği son bulduğu, ortak çocuğun vekil vasıtası ile yargılamada kendini temsil ettirdiği, ... olduktan sonraki dönem için nafakanın devamını talep ettiği, bu istemin 4721 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesi kapsamında yardım nafakası istemine ilişkin olduğu, Mahkemece, yardım nafakasında taraf sıfatı bulunmadığından 21.07.2018 tarihinden sonrasına ilişkin nafaka talebinin usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocuğun İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibariyle adına kayıtlı şirketten gelir sahibi olduğu, her davanın açıldığı tarihteki şartlara tabi olması nedeniyle karar tarihinden sonra hisselerin üçüncü şahsa devredilmesinin verilecek karara etkisinin bulunmadığı, yardım nafakası bağlanmasının yasal koşulları oluşmadığının anlaşıldığından bahisle davacı ...'nun ve davalının iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı ...'nın yardım nafakası davasında davanın usulden reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının yardım nafakasına ilişkin 2 nolu bendinin kaldırılmasına, davacı ...'nın yardım nafakası davasının reddine, davacı ...'nın lehine yardım nafakası hükmedilmesi davasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Davacı ...'nın şirket pay sahipliğini belirli bir süre devam ettirip payını devrettiğini, payların devir tarihine kadar geçen süreçte dahi ...'ya ait olmadığını, bu dönemde davacının lise öğrencisi olduğunu, şirket paylarının davacıya ait olduğu düşünülse dahi bu durumun kar ettiği anlamına gelmediği, davacının gelir elde etmediğini, lisans eğitim masraflarının davacının annesi, anneannesi ve dedesinin karşıladığını, üniversitenin yurdunda kaldığını bunun da ek bir mali külfet getirdiğini, sosyal ihtiyaçlarının da maliyeti olduğunu, MS hastası olduğunu bu hastalığın tedavisi için de paraya ihtiyacı olduğunu, davalının otomotiv şirketi sahibi olduğunu, mahkemeyi yanıltmak için mal varlığını gizlediğini, davalının ekonomik durumunun yüksek olduğunu ileri sürerek yardım nafakası talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından yardım nafakası talepli olarak açılan davada, davacı ... yararına yardım nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının gelir elde edip etmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 328 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 364 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.