Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1436 E. 2023/1669 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı lehine hükmedilen yardım nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve davanın kısmen kabulünün yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşulları gözetilerek davacı yararına takdir edilen yardım nafakası miktarının az olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir miktarda nafaka takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının nafakaya hükmedilen miktar yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki yardım nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen yıllık nafaka miktarı 48.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; davacının üniversite öğrencisi olduğunu, bazı hastalıkları olması nedeniyle maddî ihtiyaçları olduğunu, burs almadığını, annesinin ev hanımı olduğunu, babasının ise Alman vatandaşı olduğunu ve gelirini Euro üzerinden aldığını ileri sürerek eğitim hayatındaki ihtiyaçları nedeniyle aylık 2.500,00 Euro yardım nafakasının davacıya ödenmesine, nafakaya gelecek yıllar için artış uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde talep ettiği nafaka miktarının fahiş olduğunu, davacının anneanne ve dedesi ile birlikte konforlu bir evde ikamet ettiğini, dedesinin Selçuk Üniversitesinde yüksek gelirli bir memur olduğunu, davacının annesinin ev hanımı olmayıp gelir elde ettiğini, ...'da çalışmakta olan davacının annesinin gelirinin iyi olduğunu, davalının Almanya'da işçi olduğunu, Covid salgını nedeniyle erkeğin çalıştığı otomotiv sektörünün olumsuz etkilendiğini, gelir ve ücretlerin azaldığını, giderlerinin artması nedeniyle davalının gelirinin ancak zorunlu giderini karşıladığını, gelirinin yetmediği zamanlarda borçlandığını iddia ederek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının öğrenci olduğu, herhangi bir gelirinin olmadığı, davalının yurt dışında çalıştığı, davalı hakkında yurt dışında sosyal ve ekonomik durum araştırılması yaptırılmamış ise de bulunduğu ülke şartlarında en az asgari ücret seviyesinde gelir elde elde ettiğinin ihtilaf konusu olmadığı, davalının gelir elde ettiği para birimi dikkate alındığında ödeme gücüne sahip olduğunun anlaşılması nedeniyle ve yargılamanın uzamaması amacıyla davalının ekonomik durumuna ilişkin araştırmanın yapılmasına gerek olmadığının mahkemece değerlendirildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 99 uncu maddesi uyarınca taraflar arasında bir mutabakat olmadığı için davacı tarafın yabancı para cinsinden nafakaya hükmedilmesi talebinin dikkate alınamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle davacı yararına aylık 4.000,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının yüksek gelir elde ettiğini, davacının yatay geçiş ile ... ilindeki bir üniversiteye geçtiğini, İlk Derece Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan nafaka miktarının davacının eğitim hayatındaki ihtiyaçlarına yetmeyeceğini ileri sürerek 2.500,00 Euro yardım nafakasının, nafaka miktarında her yıl artış yapılmak suretiyle davanın tam kabulüne karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davalının Almanya'da otomotiv sektöründe çalıştığını, pandemi döneminden önce 2.500,00-2.750,00 Euro gelire sahip iken Covid salgınından sonra gelirinin 1.341,00 Euro'ya düştüğünü, davalının 4 kişilik ailesini düşük maaşı ile geçindirmeye çalıştığını, davacının talebinin ve mahkemece hükmedilen nafakanın miktarının fazla olduğunu belirterek nafakanın 500,00 TL olarak belirlenmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının öğrenci olması nedeniyle zorunlu olarak yeme, içme, giyim, ulaşım gibi giderlerinin olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve üniversite öğrencisi olan davacının okuduğu okul, yaşı, ihtiyaçları, annesinin çalışmaması da göz önüne alındığında İlk derece Mahkemesince hükmedilen nafaka miktarının yeterli olduğu, nafaka alacaklısının Türkiye'de yaşaması, ihtiyaçlarını Türk Lirası ile karşılayacak olması, nafakaya yıllık artırım talep etmesi, döviz üzerinden belirlenen nafakayı yıllık artırıma tabii tutacak yasal mevzuat ve yargısal uygulamanın bulunmadığı, dolayısıyla nafakanın Türk Lirası olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak nafaka artış oranının hüküm altına alınmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin nafaka miktarına ve nafakanın Euro olarak belirlenmemiş olmasına yönelik istinaf taleplerinin, davalı vekilinin ise tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin belirlenen nafakaya artış uygulanmamasına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle İlk Derece Mahkemesince belirlenen yardım nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf itirazlarını aynen tekrarla, davacının ekonomik durumunun iyi olduğunu, Almanya'da birden fazla taşınmaz malı olduğunu ve bunlardan kira geliri elde ettiğini ileri sürerek davanın 2.500,00 Euro üzerinden tam kabulüne karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf itirazlarını aynen tekrarla, mahkemece hükmedilen yardım nafakası miktarının fahiş olduğunu, ÜFE oranında yapılan artışla birlikte nafaka ödemesinin imkansız olduğunu ileri sürerek nafaka miktarı ve nafakaya uygulanacak artış oranına ilişkin olarak kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Mahkemece davacı lehine hükmedilen yardım nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, davanın kısmen kabul kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 328 inci maddesinin ikinci fıkrası, 364 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 352 nci, 353 ncü, 362 nci, 366 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 84 üncü ve 99 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı yararına takdir edilen yardım nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı vekilinin, temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2. Davacı vekilinin yardım nafakasının miktarı ile nafakaya Euro cinsinden hükmedilmemiş olmasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı lehine hükmedilen yardım nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,

b) Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,