"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3280 E., 2022/3018 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/718 E., 2022/620 K
Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı oranının tespiti ile taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşi ...'in vefat ettiğini, davalılar ile müvekkilinin mirasçı olarak kaldığını, 10785 ada 4 parsel 7 nolu bağımsız bölümün murisin ölüm tarihine kadar aile konutu olarak kullanıldığını; işbu taşınmazın bulunduğu arsanın ilk müvekkili ve muris tarafından gecekondu ve tapusuz olarak satın alındığını, sonra Belediye'de satış bedelinin bir kısmı peşin bir kısmı taksitli ödenecek şekilde tapusunun alındığını, Belediye'ye ödenen peşinatın müvekkiline miras kalan bedel ile ödendiğini, daha sonra da arsanın müteahhide verilerek bağımsız bölümün edinildiğini, taşınmazın edilmiş mal olduğunu, müvekkilinin taşınmazdan kaynaklı değer artış payı ve katılma alacağı hakkı olduğunu; ayrıca murisin banka hesabında 10.000,00 TL bulunduğunu, banka hesaplarındaki paradan kaynaklı olarak da müvekkilinin katılma alacağı bulunduğunu belirterek; 10785 ada 4 parsel 7 nolu bağımsız bölümün aile konutu olduğunun tespit edilmesini ve murisin miras kalan malvarlığı üzerinde müvekkilinin edinilmiş pay oranının ve değer artış payı oranının tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın murisin birikimleri ile edinildiğini, davacının katkısının olmadığını, taşınmazın aile konutu olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tespit davalarının açılabilmesi için hukuki yararın bulunmasının dava şartı olduğu, somut olayda davacının edinilmiş mal payı oranının ve değer artış payı oranının tespitini talep ettiği, mal rejiminin muris eşin ölümü ile sona erdiği, davacının eda davası açma imkanı varken tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle; davanın dava şartı yokluğu (hukuki yarar) nedeniyle usulden reddine ve yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine yönelik davanın işbu dava dosyasında ayrılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin hukuki yararının bulunduğunu, taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasının devam ettiğini, kaldı ki dava dilekçesinin içeriğinden davanın eda talebini de içeren mal rejiminin tasfiyesi talepli olduğunu, Mahkemece bu hususta açıklatma yapılarak gerekirse ıslah talebinde bulunmaları için süre verilerek ve harç tamamlatılarak karar verilmesi gerektiğini; ayırma kararının da usul ekonomisine aykırı olduğunu, sözlü yargılama yapılmadan karar verildiğini belirterek; istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın murisin miras kalan mal varlığı üzerinde davacının edinilmiş mala katılma alacağı, değer artış payı alacağının tespiti ve aile konutu olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğu; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin hukuki yararının bulunduğunu, taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasının devam ettiğini, kaldı ki dava dilekçesinin içeriğinden davanın eda talebini de içeren mal rejiminin tasfiyesi talepli olduğunu, Mahkemece bu hususta açıklatma yapılarak gerekirse ıslah talebinde bulunmaları için süre verilerek ve harç tamamlatılarak karar verilmesi gerektiğini; ayırma kararının da usul ekonomisine aykırı olduğunu, sözlü yargılama yapılmadan karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, talep, hukuki nitelendirme, hukuki yarar, ıslah, ayırma kararı noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı oranının tespiti ile taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 31 nci maddesi, 33 üncü maddesi, 106 nci maddesi, 114 ve 115 nci maddesi, 167 ve 168 nci maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle 6100 sayılı Kanun'un 168 inci maddesi uyarınca ayırma kararının tek başına bozma sebebi teşkil etmeyeceğine göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...