Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1792 E. 2023/3668 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında kusur durumu, maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin hukuka uygunluğu ile davacı-davalı kadının ölümü üzerine mirasçılarının davaya devam edip edemeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesiyle evliliğin sona erdiği ve davacı-davalı kadının ölümüyle mirasçılarının TMK 181/2 gereği davaya kusur belirleme yönünden devam edemeyecekleri gözetilerek, diğer temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2633 E., 2022/1568 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/729 E., 2020/199 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı davacının ikinci evliliği olduğunu, müvekkilinin yurt dışında yaşaması ve yurda dönmek istemesi sebebiyle davalı ile bu evliliği gerçekleştirdiğini, tarafların müvekkilinin Türkiye'deki emeklilik işlemlerini bitirdikten sonra yurt dışından kesin dönüş yapacağı konusunda anlaştıklarını, evlilik süresince müvekkilinin sürekli olarak eşinin yanına gitmek ve ikinci hayatına güzel ve mutlu bir şekilde devam ettirmek istese de davalı davacının müvekkilini sürekli oyaladığını, psikolojisinin bozulmasına sebebiyet verdiğini, yanına gittiğinde müvekkilini sürekli olarak geri göndermek için çaba sarf ettiğini, akrabaları yanında küçük düşürdüğü, hakaret ettiği, evlilikleri hakkında her konuşmak istediğinde küfür ve hakarete maruz kaldığını, en son telefonunu engelleyip numarasını değiştirerek iletişimi tamamen kopardığını, müvekkiline karşı ilgisiz davrandığını, gerekli maddî manevî desteği vermediğini, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olduğunu belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî tazminata, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini ve davalı davacı adına kayıtlı olan taşınmaz üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle, tarafların resmi nikahı kıyıldıktan sonra balayına Ürgüp'e gittiklerini bu süreçte davacı davalının sürekli tartışma çıkarttığını, müvekkilinin çocuklarına da hakaret ettiğini bu sebeple müvekkilinin çocuklarının da evi terk ettiğini, kadının evlilikten yaklaşık 1 ay sonra Almanya'ya döndüğünü, müvekkili ile aynı yatakta dahi yatmadığını, Türkiye'ye dönmesini istediğinde sahip olduğu evin tapusunu istediğini, emeklilik bedelini ödemesini istediğini, davacı davalının evlenmeden önce böyle bir talebinin olmadığını, müvekkilini sadece maddî kaynak olarak gördüğünü, kavga sırasında alevi olduğunu bilmesi halinde evlenmeyeceğini söylediğini, aşağıladığını, küfür ve hakaret ettiği, taraflar arasında duygusal bir paylaşımın bulunmadığını, müvekkilinin çocuklarına hakaret ve küfür ettiğini, onları evde görmek istemediğini söylediğini ve nihayetinde çocukların evden ayrılmak zorunda kaldığını, davalı yanın müvekkilinin kızına '..o.pu çocuğu" gibi hakaretlerde bulunduğunu, üstelik 80 yaşında olan annesine de aynı hakaretleri ettiğini, sürekli Almanya'ya giderek eşini terk ettiğini, müvekkili ile cinsel paylaşımlarda bulunmadığını, evlilik birliklerinin temelinden sarsıldığını belirterek, tarafların boşanmalarına, yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata ve aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmolunması talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı davalı kadının erkeğe "şerefsiz, pezevenk" şeklinde hakaret ettiği, çocuklarını evde istemediği, davalı davacı erkeğin de kadın hakkında "salak, saf, cahil, bu işlerden anlamaz, kafası basmaz" şeklinde hakaret ettiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların eşit kusurlu hareketleri nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, tarafların tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, karşı davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, karşı davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin evlilik nedeniyle gördüğü psikolojik tedavi evraklarının değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, eşit kusur belirlemesini kabul etmediklerini, davalı davacının kısırlaştırma ameliyatı olduğunu müvekkilinden gizlediğini, davalı davacı tanık beyanlarının duyuma ilişkin olduğunu, müvekkilinin emeklilik kaydının bulunmadığını, davalı davacının ağır kusurlu olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf talebi, kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ilişkindir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-davalı kadının, davalı-davacı erkeğe "şerefsiz, pezevenk" şeklinde hakaret ettiği, davalı-davacının çocuklarını evde istemediği, davalı- davacı erkeğin de davacı-davalı kadın hakkında "salak, saf, cahil, bu işlerden anlamaz, kafası basmaz", "Ben İstanbulluyum, siz nasıl konuşuyorsunuz" diyerek küçümseyici ve aşağılayıcı sözler söylediği, ayrıca "sen ne biçim kadınsın, kadınlıkla alakan yok" diyerek hakaret ettiği, davalı-davacıya maddî yardımda bulunmadığı, böylelikle evlilik birliğinin sona ermesinde davacı-davalı kadının az, davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının sabit gelirinin bulunduğu anlaşılmakla, tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi ve yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin de doğru olduğu, kadın yararına maddî manevî tazminat verilmesi şartlarının oluştuğu gerekçesi ile; davacı-davalının kusur tespitine ilişkin istinaf talebinin kabulüne, boşanmaya neden olan kusurlu davranışlar yönünden ilk derece mahkemesi karar gerekçesinin davacı-davalı kadının az, davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadının diğer istinaf taleplerinin reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik boyunca tüm maddî yükümlülüklere kendisi katlandığı halde yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asli ve tek kusurlu olanın erkek olduğu, tazminat miktarlarının kadının zararını karşılar düzeyde olmadığını belirterek; kararı kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası talebi ile yararına hükmolunan tazminat miktarları yönünden temyiz etmiştir. Davacı-davalı kadın mirasçıları 24.05.2023 tarihli dilekçeleri ile davacı-davalı kadının 06.02.2023 tarihinde vefat ettiğini belirterek davaya kusur belirlemesi yönünden devam etmek istediklerini belirtmişlerdir.

2.Davalı karşı davacı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; kendisine kusur olarak yüklenen vakıaların ispat edilemediğini, asli kusurlu olanın kadın olduğunu, kadının ispat edilen kusurlarına gerekçede yer verilmediğini, kadın yararına tazminat verilmesinin kanuna ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek; kararı kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi ile yoksulluk nafakasına hükmolunması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka miktarları, boşanma hükmü kesinleşmiş olmakla davacı davalının ölümü sebebiyle mirasçıların kusur belirlemesi yönünden davaya devam edip edemeyecekleri noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fukraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddeleri, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulüne karar verildiği, kararın davacı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden istinaf edildiği, davacı davalı kadının davasında boşanmaya ilişkin hükmün istinaf edilmeyerek kesinleştiği, tarafların evliliğinin ölümle değil kesinleşen boşanma hükmü ile sona ermesi nedeniyle, davacı davalı mirasçılarının 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği davaya kusur belirlemesi yönünden devam ettirme haklarının bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle ;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.