Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1898 E. 2023/2711 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Katkı payı alacağı davasında, Yargıtay'ın önceki bozma kararına rağmen, yerel mahkemenin talep miktarı, katkı payı oranı ve vekâlet ücretine ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka uygunluk bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay'ın bozma ilamında belirtilen hususlara uygun şekilde katkı payı oranını ve taşınmaz değerini tespit etmede eksik inceleme yaptığı, talep miktarını ve vekâlet ücretini bozma kararının kapsamı dışında tutarak hatalı değerlendirme yaptığı gözetilerek, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.10.2022 tarihli ve 2022/2228 Esas, 2022/8434 Karar sayılı ilamının vekâlet ücreti ve talep miktarına ilişkin kısmı kaldırılarak karar düzeltilmiş ve bozma sebeplerine göre bu hususlardaki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığı belirtilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/27 E., 2021/922 K.

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı kadın vekili

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Davalı kadın vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin bir şirkette çalıştığını, davalı kadının emekli olduğunu, davalının ilk eşinden olma kızının taraflarla birlikte yaşadığını, özel okulda okuduğunu, masrafların müvekkili tarafından ödendiğini, evlilik birliği içinde davalı kadın adına satın alınan taşınmazın bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, üzerine yapılan villanın masraflarının da müvekkili tarafından ödendiğini ileri sürerek; 4 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki davalıya ait 2000/27350 hissenin iptali ile müvekkili üzerine tescilini, mümkün olmaması halinde müvekkilinin taşınmaz alımı ve üzerinde bina inşaası ile ilgili fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davacı erkek vekili 12.10.2021 tarihli dilekçesinde talep miktarını 117.012,82 TL'ye yükselterek 117.012,82 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir, eksik harcı tamamlamamıştır.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, hile iddiasının ... olmadığını, taşınmazın davacı tarafça müvekkiline bağışlandığını, davacının çok fazla malvarlığı olduğunu, taşınmazın müvekkiline bağışlanarak bu şekilde bir denkleştirme yapıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.06.2012 tarihli ve 2002/515 Esas, 2012/296 Karar sayılı kararı ile, davacının hile ve katkı iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine; katkı payı alacağı ve tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.03.2013 tarihli ve 2012/12717 Esas, 2013/388 Karar sayılı kararıyla, davacı tarafın değişik tarihlerdeki dilekçelerindeki açıklamaları karşısında davacının isteğinin tam olarak ne olduğu, hile hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinin devam edip etmediği konusunda tereddüt meydana geldiği; Mahkemece davacı vekilinin muhtelif beyanları da hatırlatılarak hileye dayalı talebin devam edip etmediği, isteğin sadece katkı payı alacağı ile sınırlandırılıp sınırlandırılmadığı davacı ile vekilinden sorulmalı, taleple bağlılık ilkesi göz önünde bulundurulmalı, hileye dayanan dava ve isteğin devam ettiğinin belirlenmesi durumunda terditli iki talebin nitelikleri dikkate alınarak tefrike karar verilerek hileye dayalı iddianın Asliye Hukuk Mahkemesi, katkı payı alacağına ise yine aynı mahkemece ancak Aile Mahkemesi sıfatı ile bakılması gerektiğinin değerlendirilmesi gerekirken bu husus açıklığa kavuşturulmaksızın yazılı şekilde her iki talebin de esası açısından hüküm kurulmuş olması ... olmadığı belirtilerek kararın bozulmasına, bozma sebebine göre işin esasına yönelen temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece 22.12.2015 tarihli ve 2013/337 Esas, 2015/1016 Karar sayılı kararıyla, davacı vekilinin talebini katkı payı alacağı olarak açıkladığı, davacının taşınmazın arsası yönünden katkısını ispatlayamadığı, taşınmaz üzerine yapılan villa yönünden katkısının olduğu, ancak villanın kaçak olması nedeniyle yıkıldığı, villa kaçak olduğundan yasal bir değerinin olmadığı gerekçesiyle davacının 4 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davalı adına 2000/27350 hisse oranında kayıtlı araziye yönelik katkı payı alacağı isteminin ispatlanamadığından reddine; taşınmaz üzerindeki dava tarihinde mevcut yapının inşaası sırasında yapılan katkıya ilişkin alacak talebinin yapı imar kanununa aykırılık nedeni ile yıkıldığından reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10.02.2019 tarihli ve 2017/9963 Esas, 2019/1634 Karar sayılı kararıyla, davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, taşınmazın davalı kadın adına edinilmesinin bağış olarak kabul edilemeyeceğini, bağış iradesinin de ispatlanamadığı, arsa alımı ve üzerindeki villanın inşaatı sırasında davacı erkeğin çalışarak gelir elde ettiği davalı kadının ise emekli maaşı aldığı, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerektiği, arsa ve üzerindeki villa yönünden davacı erkeğin katkı payı alacağı olduğu, her bir eşin katkı oranı belirlenerek tasfiyeye konu arsa ve üzerindeki villanın dava tarihi itibariyle değeriyle çarpılmak suretiyle davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiş, işbu bozma kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

3. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.10.2019 tarihli ve 2019/4469 Esas, 2019/9113 Karar sayılı kararıyla, Mahkeme kararının villa yönünden de bozulmasına karar verilmişse de; anılan villanın kaçak olarak inşa edildiği, mal rejiminin sona erdiği tarihte kaçak niteliğinin devam ettiği, dava sürecinde yasal hale getirilmediği, sonrasında da belediye encümen kararına istinaden yıkıldığı, bu durumda ortada davalının faydalanabileceği bir yapı mevcut olmadığı, villa başlangıçtan itibaren kaçak olarak yapılıp sonucunda yıkıldığına göre villa nedeniyle katkı payı alacağı isteme imkanı kalmadığı belirtilerek 19.02.2019 tarihli ve 2017/9963 Esas, 2019/1634 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına; sadece arsa yönünden davacı erkeğin katkı payı alacağı olduğu, her bir eşin katkı oranı belirlenerek tasfiyeye konu arsanın dava tarihi itibariyle değeriyle çarpılmak suretiyle davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava dilekçesi, davacı, mirasçısı ve vekilinin beyanları, davalının beyanları, görgüye dayalı tanık ifadeleri, mahkemece yapılan keşif, teknik bilirkişilerin düzenlediği Mahkemece uygun bulunan raporlar, katkı payı alacağı miktarının hesabına ilişkin olarak bilirkişi tarafından düzenlenen rapor içerikleri, ek raporlar, dosya kapsamındaki hususlar ile Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.10.2019 tarihli ve 2019/4469 Esas, 2019/9113 Karar sayılı bozma kararında vurgulanan villanın kaçak olması nedeniyle yıkıldığından katkı payı alacağı isteme imkanı kalmadığına göre, davacının sadece arsa değeri üzerinden katkı payı alacağı hesabı yapılması gerektiği, davacının dava açarken 50.000,00 TL üzerinden harcını yatırdığı, sonrasında dosya kapsamınca herhangi bir ıslahın yapılmadığı, katkı payı alacağı davalarında dava dilekçesinde talep edilen miktar için dava tarihinden, ıslah dilekçesi ile talep edilen miktar için ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle 4 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının taleple bağlı kalınarak toplam 50.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihi olan 30.07.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 24.10.2022 tarihli ve 2022/2228 Esas, 2022/8434 Karar sayılı kararıyla, davalının katkı payı oranına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde, hükme esas alınan 11.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda erkeğin kişisel harcama oranı ile evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama oranlarının ayrı ayrı belirlenmediği, bu nedenle hükme esas alınan raporun erkeğin kişisel harcama oranı ve katkı payı oranı yönünden denetime elverişli olmadığı, Mahkemece, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile kocanın gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama oranları ayrı ayrı belirlenerek, eşlerin tasarruf miktarlarının da ayrı ayrı tespit edilip davacının katkı payı oranın belirleneceği denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği; davalının taşınmazın değerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde, değer tespitine ilişkin bilirkişi raporlarında taşınmazın dava tarihindeki değeri arasında fahiş farklılık olduğu, buna rağmen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden son alınan bilirkişi raporuna göre katkı payı alacağının hesaplandığı, Mahkemece konusunda uzman bilirkişilerden yeni heyet oluşturup keşif yapılarak, önceki raporlar arasındaki çelişkileri giderecek yeni bir rapor alınarak sonuca göre alacağın hesaplanması gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına davalı kadın vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı kadın vekili karar düzeltme dilekçesinde; müvekkilinin evlilik öncesi birikiminin taşınmazı almaya rahatlıkla yeteceğini, müvekkilinin banka müdürü olarak çalıştıktan sonra emekli olduğunu, taşınmazı almadan kısa süre önce aldığı kıdem tazminatı evraklarının dosya kapsamında olduğunu, taşınmazın alındığı tarihte davacının çalışarak gelir elde ettiğine daire somut bir delil bulunmadığını, davacının kanser tedavisi gördüğünü, o dönemde çalışmadığını, davacının taşınmaz alındıktan sonraki döneme ilişkin gelirinin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, bozmaya uygun taraf gelirlerinin toplanmadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, davacının villa yönünden de talebi olduğunu, villa yönünden talebinin reddedilmesine rağmen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmemesinin hatalı olduğunu, yargılama giderlerinin de davanın tam kabul gibi müvekkili üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu, reddedilen miktar yönünden müvekkili lehine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini belirtilerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, talep miktarı, katkı payı oranı ve ispatı, ıslah ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi; 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 170 ... maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 190 ıncı maddesi,6100 sayılı Kanunun 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 ... maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesi.; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre, aşağıdaki paragraf dışındaki karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf dışında karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davalı kadın vekilinin vekâlet ücreti ve talep miktarına yönelik karar düzeltme itirazlarının incelemesine gelince; somut olayda, Dairemizin 24.10.2022 tarihli bozma kararında katkı payı oranı ve taşınmazın değerine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulmasına, kararın bozma kapsamı dışındaki kalan diğer yönlerden onanmasına karar verilmiş ise de, vekâlet ücreti ve talep miktarı yönünden karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, bozma sebeplerine göre yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda yapılacak hesaplama sonucunda alacak miktarı değişeceğinden Mahkemece yeniden talep miktarı belirlenerek talep hakkında karar verilmesi ve yeniden vekâlet ücreti takdiri gerekecektir. O halde, bozma sebebine göre vekâlet ücretine ve talep miktarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı kadın vekilinin vekâlet ücreti ve talep miktarı dışındaki karar düzeltme itirazlarının REDDİNE,

2. Davalı kadın vekilinin karar düzeltme isteğinin kısmen kabulü ile, Dairemizin 24.10.2022 tarihli ve 2022/2228 Esas, 2022/8434 Karar sayılı kısmen onama, kısmen bozma kararının vekâlet ücreti ve talep miktarı yönünden KALDIRILMASINA, Dairemizin 24.10.2022 tarihli ve 2022/2228 Esas, 2022/8434 Karar sayılı kararının sonuç kısmına 'ONANMASINA,' ibaresinden sonra gelmek üzere 'bozma sebeplerine göre vekâlet ücreti ve talep miktarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,' ibarelerinin EKLENMESİNE,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.