Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2489 E. 2024/525 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur oranının belirlenmesi, velayet, kişisel ilişki, nafaka miktarı ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1530 E., 2023/63 K.

DAVA TARİHİ :06.11.2020 -23.11.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1215 E., 2021/1115 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin 17.12.2018 tarihinde bir tartışma ortamı oluşturarak müvekkiline hakaretlerde bulunup darp ettiğini, çocukları ve müvekkilini evden gönderdiğini, ne müvekkilini ne de çocukları aramadığını, 05.02.2019 tarihinde eve dön ihtarı gönderdiğini, Ankara 2. Aile Mahkemesi'nin 2019/182 Esas sayılı dosyasında açtığı boşanma davasının müvekkilinin kusursuz, davalının ise tam kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilip 24.09.2020 tarihinde kesinleştiğini, erkeğin çocukları annelerine karşı kışkırttığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, ortak çocukların erkeğin bakıcı diye bahsettiği kadınla aynı yatakta gördüklerini, erkeğin son olarak 05.11.2020 tarihinde müvekkilinin ortak çocuklarla birlikte yaşadığı konuta gelerek zorla çocukları götürmeye çalıştığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 2.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının 17.12.2018 tarihinde gereksiz bir tartışma çıkartıp müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilinin bilgisi ve rızası olmadan ortak konutu terk edip başka bir şehre yerleştiğini, Ankara 2. Aile Mahkemesi'nin 2019/182 Esas sayılı dosyasında belirlenmiş olan kusurun bağlayıcı olmadığını, kadının hastalık derecesinde kıskanç olduğunu, evi terk etmesinden sonra çocukları müvekkiline karşı koz olarak kullandığını, müvekkilinin çocuklarla görüşmesine izin vermediğini, onları kaçırdığını, ilk davanın reddi sonrası çocukların velayeti konusunda müvekkilinin de hak sahibi olduğu halde bu durumu kabullenemediğini, 03.11.2020 tarihinde olduğu gibi 06.11.2020 tarihinde de çocuklarını görmeye giden müvekkiline kapıyı açmadığını, "çocuklar seni sevmiyor, defol git" dediğini, fiziksel temasta bulunup hakaret boyutuna varan sözler söylediğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevîtazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 05-06.11.2020 tarihlerinde erkeğin, kendisinin milletvekili oluşu, aralarındaki daha önce görülen boşanma dava sürecini bilmesi ve gerekirse çocuklarını görmesi için acil olarak 6284 sayılı yasadan faydalanmak, avukatlarından bu hususta yardım almak yerine huzursuzluk çıkararak çocukları görmeye çalıştığının sübuta erdiği, kadının da eşinin onurunu düşünmeyerek 06.11.2020 tarihinde eşine hitaben "defol" diye hakaret edip akabinde "çocuklar seni istemiyor" dediği, tarafların eşit şekilde kusurlu oldukları, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların artık bir araya gelmesinin beklenemeyeceği, kendileri, çocukları ve toplum açısından tarafları bir arada tutmaya zorlamanın faydası kalmadığı anlaşılmakla, asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulüne karar verildiği, taraflar eşit kusurlu olmaları nedeniyle maddîve manevîtazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, velâyet kendisine bırakılmayan eşin ortak çocukların sağlık, bakım, eğitim, iaşe gibi zorunlu giderlerine maddîgücü nispetinde katılmasının gerektiği, çocukların ihtiyaçları, yaşları, öğrenim durumları, paranın alım gücü, tarafların mali sosyal konumları, erkeğin daha önce boşanmış olup bu evlilikten doğan çocuğuna nafaka ödemesi, enflasyon değerleri ve hakkaniyet ilkesi de değerlendirilerek ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık belli miktar tedbir ve iştirak nafakası takdir edildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, velayetleri anneye bırakılan ortak çocukların baba ile Her ayın 1., 3. ve varsa 5. hafta sonları Cumartesi günleri saat 09:00'dan Pazar günleri saat 18:00'e kadar, tekli yıllarda dini bayramların 1. günleri saat 09:00'dan saat 18:00'e kadar, tekli yıllarda milli bayramlarda saat 09:00'dan saat 18:00'a kadar, tekli yıllarda çocuğun doğum günlerinde saat 09:00'dan saat 18:00'e kadar, tekli yıllarda 31 Aralık günü saat 18:00'dan 01 Ocak günü saat 18:00'a kadar, ilk ara tatili Pazartesi günü saat 09:00'dan takip eden Cuma günü saat 18:00'e kadar, Sömestr tatilinin ilk haftası cumartesi günü saat 09:00'dan ertesi hafta cumartesi günü saat 18:00'e kadar, yaz tatillerinde 01 Ağustos günü saat 09:00'dan 31 Ağustos günü saat 18:00'e kadar ve Babalar Gününde saat 09:00'dan başlamak saat 18:00'de son bulmak üzere baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklardan Ezher Eymen için aylık 1.500,00 TL ve Enzar Ecmel için aylık 1.100,00 TL tedbir nafakasına, Ezher Eymen için aylık 1.700,00 TL ve Enzar Ecmel için aylık 1.400,00 TL iştirak nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişkinin süresi, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının gerek dava, gerekse cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde erkeğin hts kayıtlarına delil olarak dayanmayıp bunu ilk kez delil listesinde gündeme getirmesi ve ortak çocukların tanık listesinde tanık olarak gösterilmemesi nazara alındığında kadının eksik incelemeye yönelen talebinin yerinde görülmediği, Mahkemece erkeğe "huzursuzluk çıkartarak çocuklarını görmeye çalışmak" kusuru yüklenmiş ise de, taraflar arasında daha önce erkek tarafından açılan, Ankara 2. Aile Mahkemesinin 2019/182 esas sırasında görülen boşanma davasının redle sonuçlandığı, kararın kanun yollarından geçerek 24.09.2020 tarihinde kesinleştiği, sözü edilen ilamda baba ile kurulan kişisel ilişkinin karar kesinleştiğinde kendiliğinden kalkmasına karar verildiği, bu dava açılana kadar da evliliğin kayden devam ettiği, taraflar arasında babanın çocukları görmeye gittiği 05-06 Kasım 2020 tarihlerini kapsayan tedbiren verilmiş bir kişisel ilişki düzenlemesi bulunmayışı ve evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın velâyeti birlikte kullanacaklarına yasa hükmü nazara alındığında çocuklarını görmeye çalışmanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkek tarafından daha önce açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasında, kadının kusurunun ispatlanamadığı, erkeğin, kadına şiddet uygulayıp, eşinin kardeşini arayarak gel ablanı götür dediği ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle ret kararı verildiği, kararın kanun yollarından geçerek 24.09.2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 06.11.2020 tarihinde açıldığı, tarafların yaklaşık dört yıldır ayrı yaşadıkları, boşanma davasının reddinin kesinleşmesinden itibaren bir araya gelmedikleri, boşanma davasının reddi nedeniyle, ilk boşanma davasının açılmasından önceki olaylara dayalı olarak kadına bir kusur yüklenemeyeceği, ne var ki kadının ilk dava tarihinden sonra, eldeki dava tarihinden hemen önce tanık ...'in beyanından anlaşılacağı üzere eşine "defol, çocuklar seni istemiyor" şeklinde beyanda bulunduğu, buna karşılık erkeğin, kadın tarafından iddia edilen diğer kusurları mevcut deliller itibariyle ispatlanamamış olmakla birlikte, Ankara 2. Aile Mahkemesinin 2019/182 esas ilamı ile kesinleşen eşine şiddet uygulamak ve eşinin kardeşini arayarak gel ablanı götür demek şeklinde kusurlarının bulunduğu, bu belirlemelere göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektiren olaylarda "eşine defol, çocuklar seni istemiyor" şeklinde beyanda bulunan kadına nazaran " eşine şiddet uygulayan ve eşinin kardeşini arayarak gel ablanı götür diyen" erkeğin ağır kusurlu olduğu, Mahkemenin erkeğe yüklememesi gereken kusuru erkeğe kusur olarak yüklemesi, yüklemesi gereken kusurları yüklememesi ve tarafları eşit kusurlu bulmasının hatalı olduğu, müşterek çocukların yaşları, anne ilgi ve sevgisine ihtiyaçlarının olması, fiili durum, dosya içerisindeki denetime elverişli sosyal inceleme raporları dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar için takdir edilen tedbir nafakası miktarında, velâyeti anneye verilen ortak çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesinde, boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu anlaşılan erkeğin maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, bunlara karşılık; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ortak çocukların ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde takdir edilen iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu, kadının erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu en azından erkeğin maddîdesteğini yitirdiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadın yararına maddîve manevîtazminata hükmedilmesi gerekirken yanlış kusur belirlemesine bağlı olarak reddinin doğru olmadığı, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirilerek kadın yararına maddîve manevîtazminat takdir edildiği gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesine ilişkin istinaf başvurularının kabulüne kusura ilişkin gerekçenin değiştirilmesine, kadın vekilinin reddedilen maddîve manevîtazminat talepleri ile iştirak nafakasının miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklar için ayrı ayrı 2.000,00'er TL iştirak nafakasına, tarafların sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişkinin süresi, nafakaların miktarı, yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddîve manevîtazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları, velâyet düzenlemesi ve kişisel ilişkinin süresinin çocukların üstün yararına olup olmadığı, nafakaların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 182 inci, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci, 336 ncı maddesi 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.