"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/176 E., 2022/1774 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/23 E., 2019/987 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde fiziksel olarak cinsel uyum bulunmadığını, ilk cinsel birlikteliklerinin evlilikten 3 ay sonra yaşandığını, müvekkili doktora gittiğinde müvekkiline eşlik etmediğini, manen yalnız bıraktığını, davalı- davacı erkeğin ve ailesinin sürekli çocuk sahibi olma konusunda baskı kurduklarını, müvekkiline hakaret ve küfür ettiğini, "... ananın amına koyayım, gerizekalı, aptal, aşağılık kadın, sen bana kadınlık yapmıyorsun, sen de kadın mısın, sen bu diplomayla iş bulamazsın, aldığın diploma hiçbir işe yaramaz, bir kağıt parçasından ibaret at çöpe gitsin" gibi küçük düşürücü sözler söylediğini, özel ve mahrem anlarını ailesine müvekkilini suçlu göstererek anlattığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, "sen kendini ne sanıyorsun, ben ...le takılıyorum, sen benim kim olduğumu anlamamışsın, bu saatten sonra kimseye acımam, seni süründürürüm" şeklinde tehdit içerikli söylemlerde bulunduğunu, müvekkilinin babası ve dedesine karşı "şerefsiz" diyerek hakaret ettiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata ve erkek eş adına kayıtlı İstanbul Esenyurt ve ... Hayrabolu ilçesindeki taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir ve haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının, evliliğin ilk günlerinden beri müvekkili ile yatağını ayırdığını, cinsel uyumsuzluğa yönelik tedaviye de yanaşmadığını, aksine bu konuda müvekkilini haksız bulma gayretinde olduğunu, müvekkiline "şerefsiz sen adamı mısın, çalışmıyorsun şerefsiz" ailesine karşı "siz psikolojik sorunları olan bir ailesiniz" abisine "sen nasıl erkeksin" şeklinde hakaretlerde bulunduğunu son olarak Kasım 2017 tarihinde müvekkile haber vermeksizin müşterek haneyi terk ettiğini, tüm eşyalarını da alarak ailesinin yanına yerleştiğini evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının kusurlu olduğunu iddia ederek davanın reddini istemiş, karşı davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, aile mahremiyetine ilişkin olayları üçüncü kişilere aktardığı, kadının mezun olduğu üniversite nedeniyle küçük düşürücü söylemlerde bulunup terör örgütüne mensup olduğuna dair söylemlerde bulunduğu, kadının ise erkek ve ailesine "şerefsizsiniz" şeklinde hakaret ettiği, taraflar arasındaki cinsel uyumsuzluğun kadının fizyolojik yapısından kaynaklandığı ve tıbbi tedavi almakta çekingen davrandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu olmaları nedeniyle maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacakları gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; eşit kusur belirlemesinin doğru olmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunun ispatlandığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, belirterek; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin, maddî gerçeğe ve dosya içeriğine uygun olduğunu, kadın ve erkeğin talep etmiş oldukları tazminat isteklerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, müvekkilinin cinsel birlikteliğe engel durumunun olmadığını, müvekkilinin fizyolojisinden kaynaklandığı kanaatinin nasıl oluştuğunu, müvekkilinin vajinusmus olmadığını, cinsel ilişkiye engel sürekli olarak zorlayıcı hastalığının veya rahatsızlığının olmadığını, tedavi, operasyon geçirmediğini ve önerilmediğini müvekkiline kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğunu yine müvekkilinin hakaret ettiği yönündeki tanık beyanının gerçeği yansıtmadığını, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkeğin tam ve ağır kusurlu olduğunu beyan ederek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğe kusur olarak yüklenebilecek başka bir vakıa bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin davasının kabul edilmesinin ve kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.