Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2727 E. 2024/4533 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Katkı payı davasında, katkı oranının tespiti ve vekâlet ücretine ilişkin yapılan tashih işleminin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının gelirinin net olarak belirlenememiş olması, mahkemenin hakkaniyete göre katkı payı oranını %10 olarak belirlemesini haklı kılarken, tashih şerhinin de istinaf başvurusunda bulunan taraf aleyhine bir düzeltme içermemesi ve kamu düzenine aykırılık bulunmaması gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/876 E., 2022/2377 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/33 E., 2021/6 K.

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalıların murisinin evli iken evlilik birliği içinde müvekkilinin katkıları ile 2390 ada 94 parsel 2 nolu bağımsız bölüm satın alındığını, taşınmazın edinilmesine müvekkilinin çalışarak elde ettiği gelirle katkısının olduğunu belirterek; yargılama sırasında yapılacak araştırma ve incelemeler sonucunda ortaya çıkacak gerçek alacak miktarını talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik harca esas değer olarak gösterilen 75.000,00 TL alacağın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı vekili 08.09.2017 tarihli dilekçesi ve ön inceleme duruşmasındaki beyanında; taşınmazın değerinin satış dosyasında 380.000,00 TL belirlendiğini, talep miktarının 190.000,00 TL'ye yükselttiklerini, ancak harcını yatırmadıklarını açıklamış, Mahkemece ön inceleme duruşmasında verilen süreye istinaden 190.000,00 TL üzerinden eksik harç tamamlanmıştır.

II. CEVAP

1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; 1999 yılından beri davacı ile murisin ayrı yaşadıklarını, davacının ev kadın olduğu, her hangi bir gelir getiren işte çalışmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

2. Dahili davalılar ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde; taşınmazın muris babaları, davacı anneleri ve kendilerinin tüm birimleri kullanılarak alındığını, edinme bedelinin yarısından fazlasını davacı annelerinin verdiğini, davacı annelerinin yıllarca el işi yaparak kazandığı paralarla birikim yaptığını, muris babalarının maaşının ev giderlerini karşıladığını belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI,

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dinlenen tanıkların davacının evde el işi yaparak sattığı yönünde beyanda bulundukları, davacının çalışmasının evde el işi yaparak satmaya yönelik olduğu, bu nedenle davacının çalışarak elde ettiği gelirin kesin ve net bir şekilde belirlenebilmesinin mümkün olmadığı, bu bağlamda davacının katkı oranı ve katkı payı alacağı miktarının hakkaniyet ilkesine göre belirlenmesi gerektiği, davaya konu taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin 320.000,00 TL olduğu, el işi yaparak taşınmazın alımına katkı sağladığı tespit olunan davacının katkısının hakkaniyet gereği % 10 oranında olduğu, davacının 32.000,00 TL katkı payı alacağının olduğu; duruşmada dinlenen tanıklar her ne kadar davacının ziynetlerinin, takıların ve paralarında taşınmazın alımında kullanıldığını beyan etmişlerse de davacının iddiasının çalışarak katkı sağlamaya yönelik olduğu, ziynet veya sabit bir katkısı bulunduğu yönünde iddiasının bulunmadığı anlaşılmakla tanıkların ziynet, takı ve paraya yönelik katkı iddialarının hesaplamaya katılmayarak katkı oranının belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 32.000,00 TL katkı payının davalı ve dahili davalılardan miras hisseleri oranında alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 27.01.2021 tarihli tashih şerhi ile, davacı yararına hükmedilen vekâlet ücretine yönelik (5) nolu bendin kaldırılmasına, davalı ve dahili davalılar lehine hükmedilen vekâlet ücretine yönelik (6) nolu bendin de vekâlet ücretinin sadece davalıya verilmesi şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen tashih şerhli kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın müvekkilinin katkıları ile alındığını, taşınmazın edinilmesinde müvekkilinin ziynet eşyalarının kullanıldığının tanık beyanlarıyla ispatlandığını, taşınmaz alındığı dönemde murisin çalışmadığını, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, katkı payı oranının düşük belirlendiğini, davalı yararına tashih kararı ile vekâlet ücretinin düzeltilemeyeceğini, ayrıca davalılar arasında elbirliği mülkiyeti bulunduğundan borçtan ve alacaktan tüm hisseleri oranında sorumlu olacağını, davalı lehine belirlenecek vekâlet ücretinin davalının miras hissesi oranında belirlenmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tasfiye konusu taşınmazın 12.03.1993 tarihinde satış suretiyle mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde muris ... adına edinildiği, bir dönem emniyet mensubu olan murisin tüm araştırmalarla tespit edilebilen gelirlerinin dosya arasında olmakla birlikte evi geçindirme yükümlülüğünün bulunmasına, evde el işi yaparak kazancı olduğu tanık anlatımlarıyla belirlenen davacının, evlendiği tarihten taşınmazın edinildiği tarihe kadar olan dönem için gelirinin net olarak belirlenememiş olmasına göre Mahkemece katkı oranının hakkaniyet ilkesi uyarınca %10 olarak tespitinin ve bu orandan hareketle katkı payı alacağının belirlenmesinin somut olaya uygun olduğu; tashih şerhi yönünden ise, istinaf isteminde bulunan taraf aleyhine düzeltme bulunmadığı, aleyhine düzeltme şerhi olan tarafın ise istinaf isteminin bulunmadığı, kamu düzenine aykırılık halleri de bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın müvekkilinin katkıları ile alındığını, taşınmazın edinilmesinde müvekkilinin ziynet eşyalarının kullanıldığının tanık beyanlarıyla ispatlandığını, taşınmaz alındığı dönemde murisin çalışmadığını, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, katkı payı oranının düşük belirlendiğini, davalı yararına tashih kararı ile vekâlet ücretinin düzeltilemeyeceğini, müvekkilinin aleyhine tashih şerhi olmadığı kabulünün hatalı olduğunu, dahili davalıların müvekkilinin çocuğu olduğundan icra yapılarak müvekkilinin borcunun sona erdirilmesi imkanı olduğunu, ayrıca davalılar arasında elbirliği mülkiyeti bulunduğundan borçtan ve alacaktan tüm hisseleri oranında sorumlu olacağını, davalı lehine belirlenecek vekâlet ücretinin davalının miras hissesi oranında belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, katkı payı oranı ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 304 ve 305/A maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3 üncü maddesi, 13 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nici maddesi, 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.