"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/172 E., 2022/621 K.
KARAR : Kısmen kabul-kısmen ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde değer artış payı ve katılma alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı erkek vekili, davalı kadın ve asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalının ailesinin Cunda Adası'nda otel işlettiğini, tarafların bu otel yakınındaki bir taşınmazı satın almaya karar verdiklerini, davalının davacıya ait 200.000,00 TL'yi rızası hilafına kullanarak 1834 ada 5 parsel sayılı taşınmazı kendi adına devraldığını ve davalının ısrarı üzerine villa şeklindeki taşınmazı butik otel olarak kullanmak üzere tadilat yaptıklarını, tüm iç dekorasyon, bu dekorasyona ilişkin yapı malzemeleri, yataklar, televizyonlar dahil tüm iç malzemeleri, butik otel için gerekli her ne varsa müvekili tarafından edinildiğini ve tüm işçilik masraflarının da müvekkili tarafından karşılandığını, işçilik masrafları hariç malzemelerin 25.680,00 TL olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin gerçekleştirdiği masrafının 30.000,00 TL civarında olduğunu, davalının butik oteli iki yıldır işlettiğini ve büyük gelir elde ettiğini, butik otelin davalının babası tarafından işletilen otelin bir eki gibi gösterdiğini belirterek; mal rejiminin tasfiyesini, taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1/2 hissesinin müvekkili adına tescilini, aksi halde taşınmazın değerlerinin (tam ve kesin olarak belirlenemeyen) yarısının tespiti ile işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, taşınmaz için müvekkili tarafından gerçekleştirilen harcamaların değerinin değer artış payı olarak tespiti ile işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, taşınmazın otel olarak işletilmesi nedeniyle elde edilen gelirin (tam ve kesin olarak belirlenemeyen) işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı erkek vekili 17.02.2017 tarihli dilekçesinde; 06.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda değer artış payının 441.000,00 TL olduğunun belirlendiğini belirterek; değer artış payı alacağı talebini 341.000,00 TL artırılarak 441.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın kişisel mal olduğunu, zira işbu taşınmaz satın alınmadan önce müvekkilinin babasının 01.04.2010 tarihinde 1075 ada 8 parsel sayılı taşınmazı sattığını, buradan elde edilen para ile 02.04.2010 tarihinde tasfiye konusu taşınmazı müvekkiline aldığını, otelin müvekkili tarafından değil babası tarafından işletildiğini, mal rejiminin tasfiyesi ile diğer davaların birlikte görülemeyeceğini, dava dilekçesindeki eksiklikler nedeni ile gerek harç gerekse diğer talepler yönünden dilekçenin reddin gerektiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
2. Asli müdahil vekili 03.07.2012 tarihli dilekçesinde; otelin müvekkili tarafından işletildiğini, davalının sadece tapu maliki olduğunu belirterek asli müdahale talebinde bulunmuştur.
3. Asli müdahil vekili 04.08.2014 tarihli dilekçesinde; taşınmazın müvekkiline ait taşınmazın satışından elde edilen para ile alındığını, otelin müvekkili tarafından işletildiğini, davalının sadece tapu maliki olduğunu belirterek asli müdahale talebinde bulunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.05.2017 tarih ve 2012/387 Esas, 2017/372 Karar sayılı kararı ile, dava dışı 1075 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davalının babası adına kayıtlı iken 01.04.2010 tarihinde satıldığı, davacının tasfiye konusu taşınmazın ediniminde evlilik öncesi 200.000,00 TL'lik birikimini kullandığını iddia ettiği, ancak dava konusu taşınmazın ediniminde evlilik sonrası edinilmiş mallardan aktarım olduğuna ilişkin net ve somut bir beyan ve delil sunmadığı, 200.000,00 TL'lik katkı iddiasına ilişkin olarak da davalı tarafından davacıya gönderildiğine ilişkin maildeki ifadeler ve tanık beyanına dayandırıldığı, konuya ilişkin davalı tarafından e-posta hesabının hukuka aykırı ele geçirilerek müşteki tarafından gönderilmiş gibi gerçek dışı ifadelerde bulunulduğu iddiası ile davacı aleyhine şikayetin incelendiği savcılık dosyasında "... IP'nin tahsisli olduğu telefon hattının davalının babası ... adına kayıtlı olduğu, konu e-postanın şüpheli tarafından gönderildiğine ilişkin delil bulunmadığı gibi aksine müştekinin babasına ait telefon hattından internete bağlanılarak gönderildiğinin...' tespit edildiği, tasfiye konusu taşınmazın ediniminde davacının dayanmış olduğu mail delilindeki 65.000,00 TL'lik iade ifadesi de nazara alınarak davacının 135.000,00 TL'lik kişisel mallarından katkısının bulunduğun anlaşıldığı, tasfiye konusu taşınmazın taraflar evlendikten 16 gün gibi çok kısa süre sonra edinilmiş olması, gerek davacının sadece 200.000,00 TL'lik birikiminin kullanıldığı ile otel harcamaları için 30.000,00 TL harcadığı iddiası, davalı tanık beyanları, tasfiye konusu taşınmaz edinim tarihi ile dava dışı satılan davalının babası adına kayıtlı taşınmazın satış tarihi arasındaki sürenin sadece 1 gün oluşu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde tasfiye konusu taşınmazın bedelinin büyük bir kısmının davalının babası adına kayıtlı taşınmazın satım bedelinden yani davalının kişisel mallarından karşılandığı, davacının da işbu taşınmaza 135.000,00 TL'lik kişisel mallarından aktarımda bulunduğunu; ancak davacının tasfiye konusu taşınmazın otele çevrilmesine ilişkin 30.000,00 TL'lik harcama ile katkıda bulunduğu iddiası ile ilgili; her ne kadar delil tespiti yaptırılmışsa da delil tespitine konu harcamaların davacı tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin net ve somut delil sunulamadığı, bu nedenle ispatlanamadığı; bu durumda tasfiye konusu taşınmaza davacının kişisel mallarından 135.000,00 TL'lik katkısı yönünden 441,000,00 TL değer artış payı alacağı olduğu; davacının işletme gelirleri ve kira bedellerine ilişkin talebi ise mal rejimi tasfiyesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden işbu dava konusu kapsamı dışında olduğu, davacı tarafça talep edilen kira gelirleri bakımından kira gelirlerinin elde edilmesinin ispatı yeterli olmayıp bu kira gelirlerinin mal rejiminin sona erdiği tarihte davalının malvarlığı içinde olduğunun ve tüketilmeyip tasarruf edildiğinin de ispatlanması gerektiği, davacının kira ve işletme gelirlerine ilişkin taleplerinin reddi gerekeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle; 1834 ada 5 parsel sayılı taşınmazın edinimine davacının katkısı nedeniyle toplam 441.000,00 TL değer artış payı alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, taşınmazın otele çevrilmesine ilişkin harcamaların ispat edilemediğinden reddine, kira ve işletme gelirlerine ilişkin taleplerinin yerinde bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.10.2021 tarih ve 2018/492 Esas, 2021/1276 Karar sayılı kararı ile, Mahkemece davanın kısmen kabulüyle değer artış payı alacağına ilişkin karar gerekçesinde ve sonuç kararda usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı; talebin bölünmezliği ilkesi gereği ayrı ayrı değer belirterek toplam değer üzerinden yapılan tek talep için ayrıca harç alınmayacağı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmeyeceği; ıslah dilekçesinin karşı tarafa duruşmada tebliğ edildiği, ıslahın kabule bağlı olmadığı; Mahkemenin ön inceleme duruşmasında davayı katkı payı davası olarak nitelendirmesi hatalı ise de değer artış payı kapsamında olan talep hakkında verilen sonuç kararın yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.12.2021 tarih ve 2021/5354 Esas, 2021/10170 Karar sayılı kararı ile, asli müdahale talebini içeren dilekçenin harçlandırılması ile asli müdahalenin tamamlanmış ve dava açılmasının bütün sonuçlarının doğacağı, asıl dava ve asli müdahale davası birbirinden ayrı ve bağımsız davalar olduğundan Mahkeme, her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm vermesi gerektiği, ....'nin 04.08.2014 tarihli dilekçesi ile harcını da yatırmak suretiyle davaya müdahale ederek müdahilliğinin kabulü ile otel işletmesindeki tüm hakların kendisine ait olduğunu, bu nedenle otel işletmesinin müdahil tarafından yapıldığının tespiti ile davacının bu yöndeki davasının reddine karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece müdahale talebi hakkında öncelikle müdahale talebinin “kabulüne” veya “reddine” dair bir karar verilerek kabulüne karar verilmesi halinde deliller değerlendirilerek talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. İlk Derece Adliye Mahkemesince 17.05.2022 tarihli (1) nolu celsede ....'nin asli müdahale talebinin kabulüne karar verilmiştir.
2. İlk Derece Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava dışı 1075 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davalının babası adına kayıtlı iken 01.04.2010 tarihinde satıldığı, davacının tasfiye konusu taşınmazın ediniminde evlilik öncesi 200.000,00 TL'lik birikimini kullandığını iddia ettiği, ancak dava konusu taşınmazın ediniminde evlilik sonrası edinilmiş mallardan aktarım olduğuna ilişkin net ve somut bir beyan ve delil sunmadığı, 200.000,00 TL'lik katkı iddiasına ilişkin olarak da davalı tarafından davacıya gönderildiğine ilişkin maildeki ifadeler ve tanık beyanına dayandırıldığı, konuya ilişkin davalı tarafından e-posta hesabının hukuka aykırı ele geçirilerek müşteki tarafından gönderilmiş gibi gerçek dışı ifadelerde bulunulduğu iddiası ile davacı aleyhine şikayetin incelendiği savcılık dosyasında "... IP'nin tahsisli olduğu telefon hattının davalının babası ... adına kayıtlı olduğu, konu e-postanın şüpheli tarafından gönderildiğine ilişkin delil bulunmadığı gibi aksine müştekinin babasına ait telefon hattından internete bağlanılarak gönderildiğinin...' tespit edildiği, tasfiye konusu taşınmazın ediniminde davacının dayanmış olduğu mail delilindeki 65.000,00 TL'lik iade ifadesi de nazara alınarak davacının 135.000,00 TL'lik kişisel mallarından katkısının bulunduğun anlaşıldığı, tasfiye konusu taşınmazın taraflar evlendikten 16 gün gibi çok kısa süre sonra edinilmiş olması, gerek davacının sadece 200.000,00 TL'lik birikiminin kullanıldığı ile otel harcamaları için 30.000,00 TL harcadığı iddiası, davalı tanık beyanları, tasfiye konusu taşınmaz edinim tarihi ile dava dışı satılan davalının babası adına kayıtlı taşınmazın satış tarihi arasındaki sürenin sadece 1 gün oluşu hususlan bir bütün olarak değerlendirildiğinde tasfiye konusu taşınmazın bedelinin büyük bir kısmının davalının babası adına kayıtlı taşınmazın satım bedelinden yani davalının kişisel mallarından karşılandığı, davacının da işbu taşınmaza 135.000,00 TL'lik kişisel mallarından aktarımda bulunduğunu; ancak davacının tasfiye konusu taşınmazın otele çevrilmesine ilişkin 30.000,00 TL'lik harcama ile katkıda bulunduğu iddiası ile ilgili; her ne kadar delil tespiti yaptırılmışsa da delil tespitine konu harcamaların davacı tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin net ve somut delil sunulamadığı, bu nedenle ispatlanamadığı; bu durumda tasfiye konusu taşınmaza davacının kişisel mallarından 135.000,00 TL'lik katkısı yönünden 441,000,00 TL değer artış payı alacağı olduğu; davacının işletme gelirleri ve kira bedellerine ilişkin talebi ise mal rejimi tasfiyesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden işbu dava konusu kapsamı dışında olduğu, davacı tarafça talep edilen kira gelirleri bakımından kira gelirlerinin elde edilmesinin ispatı yeterli olmayıp bu kira gelirlerinin mal rejiminin sona erdiği tarihte davalının malvarlığı içinde olduğunun ve tüketilmeyip tasarruf edildiğinin de ispatlanması gerektiği, davacının kira ve işletme gelirlerine ilişkin taleplerinin reddi gerekeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle; 1834 ada 5 parsel sayılı taşınmazın edinimine davacının katkısı nedeniyle toplam 441.000,00 TL değer artış payı alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, taşınmazın otele çevrilmesine ilişkin harcamaların ispat edilemediğinden reddine kira ve işletme gelirlerine ilişkin taleplerinin yerinde bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın ve asli müdahil vekili ve davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepler
1. Davalı kadın ve asli müdahil vekili temyiz dilekçesinde; davacının taşınmazın alınması için para verdiğini ispatlayamadığını, yazılı delille ispatlanması gerektiğini, maili müvekkilinin göndermediğini, borç ikrarının belgesiz olamayacağını, Mahkemenin bozmaya uymasına rağmen bozma gereği müdahilin talebi hakkında karar verilmediğini, Mahkemenin sadece bilirkişi raporundaki tespitleri tekrar ederek gerekçesiz karar verdiğini, hüküm fıkrasının da çelişkili olduğunu, katkı nedeniyle değer artış payı alacağına yönelik kanuni düzenleme olmadığını, Mahkemenin davacının 135.000,00 TL verdiğine yönelik kabulünün hatalı olduğunu, müdahilin sattığı taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri belirlenmeden akacağın hesaplandığını, taşınmazın keşif tarihindeki değerinin esas alınması gerektiğini, oteli işletmesi değerinin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, davanın kısmen kabul edildiğini, kabul ret oranına göre yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; değer artış payı alacağı hesaplanırken ilgili taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değeri tespit edilerek alacağın hesaplanması gerektiğini, iyileştirme masraflarının müvekkili tarafından yapıldığının sabit olduğunu, bu hususun tespit dosyası, kredi kartı ekstreleri ve tanık beyanlarıyla ispatlandığını, asli müdahale talebinin kabul edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davanın alacak davası olduğunu ve ancak eşler arasında görülebileceğini, asli müdahilin herhangi bir hakkının etkilenmeyeceğini, davalı ile asli müdahilinin vekillerinin aynı kişi olmayacağını, asli müdahilinde dava tarafında yer alacağını, davalı ile hukuk menfaat çatışması olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hukuki nitelendirme, usuli kazanılmış hak, bozmaya uygun işlem yapılıp yapılmadığı, katkının ispatı, tasfiye hesabında tasfiye konusu malın hangi tarihteki değerinin esas alınması gerektiği, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin doğru belirlenip belirlenmediği, asli müdahil şartlarının oluşup oluşmadığı, menfaat çatışması bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 65 inci maddesi, 66 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 323 ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle asli müdahale talebinin niteliği gereği aslında fer'î müdahale talebi niteliğinde olduğunun ve fer'î müdahilin talebi olduğu davada sadece taraflar hakkında karar verileceği, diğer bir deyişle fer'î müdahilin talebi hakkında ayrıca karar verilmesi gerekmediği anlaşılmasına göre davacı erkek vekili ve asli müdahil vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı kadın vekilinin değer artış payı alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, davacı erkeğin taşınmazın edinilmesinde kişisel malının kullanıldığının kabulü yerinde ise de, değer artış payı alacağının hesaplanması yönünden karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, Mahkemece davacının tasfiye konusu 1834 ada 5 parsel sayılı taşınmaza yapıldığı iddia edilen tadilatlar yönünden talebinin reddine karar verildiği, sadece tasfiye konusu 1834 ada 5 parsel sayılı taşınmazın edinilmesine davacının kişisel malından yaptığı 135.000,00 TL katkı yönünden değer artış payı alacağının kabulüne karar verildiği; tasfiye konusu 1834 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tadilatsız olarak davalı kadın adına satın alındığı, taşınmaz alındıktan sonra taşınmaza tadilat ve iyileştirmeler yapıldığı, ancak Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın edinme tarihindeki tadilatsız olduğu göz ardı edilerek edinme tarihinden sonra yapılan tadilatlı edinme ve güncel değeri gözetilerek davacı erkeğin kişisel malı ile yaptığı katkı oranı bulunarak değer artış payı alacağının hesaplandığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece taşınmazın edinme tarihindeki durumuna göre taşınmazın edinme değerine davacının kişisel malı ile yaptığı katkı oranı bulunarak, işbu katkı oranının taşınmazın edinme tarihindeki durumuna göre güncel değeri ile çarpılarak değer artış payı alacağının belirlenerek ve usuli kazanılmış hak da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı erkek vekili ve asli müdahil vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
3.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının değer artış payı alacağı yönünden davalı kadın yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.