Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2764 E. 2024/1340 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak fer'i taleplerin kabul edilip edilmeyeceğinin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin alkol kullanımı nedeniyle tam kusurlu, davacı kadının ise kusursuz olduğunun belirlenmesi, erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüne ve fer'i taleplerine ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1784 E., 2023/69 K.

DAVA TARİHİ : 08.03.2016

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/805 E., 2022/165 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının alkol aldığını, ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ve şiddete uğradığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 4.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, davacı için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun davacı ve çocuğa tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle;kadının, müvekkiline hakaret ettiğini, davacının gece geç saatlerde dışarıda vakit geçirdiğini,müvekkili ile davacı arasında davacının izin verdiği kadarıyla cinsel birliktelik kurulduğunu, eve ailesini almadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davalı karşı davacı için 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, her iki boşanma davasının kabulü ve fer’ilerine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri boşanma ve fer’îlerine yönelik istinaf dilekçelerinde; kararın gerekçesiz olduğunu belirtmişlerdir. Karar verilirken kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebi yönünden olumlu olumsuz hüküm kurulmadığı, kararın yeterli gerekçeden yoksun olup, gerekçesiz karar oluşturulması usule ve kanuna aykırı olduğundan tarafların istinaf taleplerinin diğer yönler incelenmeksizin açıklanan sebeple İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, usulüne uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı erkeğin sürekli alkol kullandığı ve şiddete uyguladığına dair tanık beyanı bulunduğu, davalı erkek tanık beyanlarına göre de davalı erkekte tırnak izlerinin görüldüğü beyan edilmekle kadının ve erkeğin birbirlerine şiddet uyguladıkları ve kusurlu davranışlarda bulundukları, evlilik birliğinde gelinen noktada tarafların eşit kusurlu oldukları, her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk reşit olduğundan velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, kadının çalıştığı ve erkekten daha fazla geliri olduğu gerekçesi ile davacı kadın için talep edilen tedbir- yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacının tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine, davacıya tahsis edilen konutun kararın kesinleşmesine kadar tahsis kararının devamına, erkeğin tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının, erkeğe şiddet uyguladığını, kusur belirlemesinin yanlış yapıldığını belirterek tedbir nafakası talebinin reddi ve asıl davanın kabulüne ilişkin kararın yanlış olduğunu, karşı taraf lehine verilen ev tahsis kararının kaldırılması gerektiğini, çocuk için verilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasını erkeğin ödeyecek durumunun olmadığını bu nedenle kaldırılması gerektiğini belirterek kadının davasının kabulü, tedbir nafakası talebinin reddi, konut tahsis kararı, çocuk için verilen tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.... kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin sürekli alkol aldığını, ekonomik şiddet gördüğünü, kusur belirlemesinin yanlış yapıldığını belirterek çocuğun tedbir ve iştirak nafakası yönünden karar verilmesi gerektiğini, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddinin yanlış olduğunu, yine erkeğin davasının kabulünün yanlış olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatların reddi, çocuğa hükmedilmeyen iştirak nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince, erkeğin sürekli alkol kullandığı ve şiddet uyguladığı, davalı-davacı erkekte tırnak izlerinin görüldüğü, bu haliyle kadının ve erkeğin birbirlerine şiddet uyguladıkları ve kusurlu davranışlarda bulundukları tespiti kapsamında tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek her iki tarafın davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere yönelik karar verildiği, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulduğu, kadına erkeğe yönelik tırmıklama nedeniyle şiddet kusuru verilmiş ise de, bu hususta beyanda bulunan erkek tanığının 2017 yılında alınan tanıklık beyanında bu olayın 3-4 yıl önce yaşandığını beyan ettiği, erkeğin de kadına şiddet uyguladığı kusur olarak verilmiş ise de, kadın tanığının bu olayın 2003 yılında gerçekleştiğini beyan ettiği dikkate alındığında her ikisinin de şiddet olayı yaşandıktan sonra tarafların evliliğe devam ettiği üzerinden uzun süre geçtiği, affedildiği, en azından hoş görü ile karşılanmış olduğu, taraflara bu nedenle şiddet kusurunun verilemeyeceği, ancak erkeğin, evde tartışmalara neden olacak şekilde ve eşinin istemediğini bildiği halde sürekli alkol alması nedeniyle kusurlu olduğu, her ne kadar kadın ekonomik şiddet gördüğünü iddia etmiş ise de, kadının maaşından rızası ile erkeğin hesabına para gönderdiği, eve ait ortak ödemelerin, çocuğun okul ücretlerinin erkeğin hesabından ödendiği, ev aldıkları, yine kadının zorla gönderdiğini ispatlayamadığı dikkate alındığında erkeğe ekonomik şiddetten kusur verilmemesinin doğru olduğu anlaşılmakla erkeğin vakıaya yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadının kusura yönelik istinaf talebinin kabulüne, erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz sayılmalarına karar verildiği, bu haliyle kadının erkeğin karşı davasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, davalı karşı davacı erkeğin karşı boşanma davasının reddine, harç ve yargılama giderlerinin erkek üzerinde bırakılmasına, kadın lehine vekâlet ücreti takdirine karar verildiği, tarafların tedbir nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, tarafların ortak çocuğu Eda Zeynep yargılama sırasında 04.08.2017 tarihinde reşit olduğu, İlk Derece Mahkemesince anne yanında kalan çocuğun reşit olduğu tarihe kadar 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu madde gereğince tedbir nafakasına hükmedilmiş olması doğru olduğu gibi miktarı da tarafların ekonomik sosyal durumu ve hakkaniyete uygun olduğu, hatalı kusur belirlemesi nedeniyle kadının maddî tazminat talebinin reddinin doğru görülmediği, bu nedenle kadının maddî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin sabit olduğuna kanaat getirilen kusurlu eylemi alkol kullanma olmakla kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylemi bulunmadığı dikkate alındığında yasal şartları kadın lehine oluşmayacağından davacı karşı davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine ilişkin istinaf talebinin gerekçe düzeltilmek suretiyle reddine karar verilmesi gerektiği, erkeğin maddî-manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinin gerekçe düzeltilmek suretiyle reddine karar verilmesi gerektiği, yargılama sırasında 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince ortak konut kadına tahsis edilmiş olup kararın henüz kesinleşmediği, tarafların şartlarında değişiklik bulunmadığı gerekçesi ile tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin sürekli alkol aldığını, ekonomik şiddet uyguladığını belirterek kusur belirlemesi, maddî tazminatın miktarı, manevî tazminatın reddi, çocuk lehine verilen tedbir nafakasının miktarı, nafakaların reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, kadının, erkeğe şiddet uyguladığını, kusur belirlemesinin yanlış yapıldığını belirterek her iki dava yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı ve buna bağlı tarafların boşanma davalarının ve fer'î taleplerinin kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.