"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3350 E., 2023/213 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/671 E., 2022/535 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, erkeğin davasının reddine, kadının ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile kadının arasındaki sorunların evlilik birlikteliğinin 8.ayından itibaren baş gösterdiğini, bu sürede kadının hamile olması ve çocuğun doğması sonucu evlilik birliğini sürdürmek istediğini, ancak anlaşmazlıkların tekrar baş gösterdiğini, müvekkilinin evlilik birliğini kurtarmak için uğraştığını, kadının belli olmayan aralıklarla kendiliğinden veya evdeki tartışmalar üzerine 3 gün-1 ay evden kaybolduğunu ve nereye gittiğinin bilinmediğini, kendisinden haber alınamayacak şekilde aile konutunu terk ettiğini, müvekkili ile davalı arasında cinsel ilişkinin yok denecek kadar az olduğunu, bu duruma kadının kusurlu davranışlarının baş gösterdiğini, kadının müvekkiline karşı sevgi ve saygısının bulunmadığını, kadının ortak yaşamın getirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, üç kişinin yanında eşine hakaret ettiğini, küçük düşürdüğünü, fiziksel şiddet uyguladığını, kadının evililik birlikteliğinden doğan ekonomik yükümlülüklerini ihlal ettiğini ve ev ekonomisine zarar verdiğini, ortak çocuğa karşı annelik vazifesini yerine getirmediğini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin kadına yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin kendisine ve çocuğuna karşı ilgisiz olduğunu, telefon ve kulaklığından başka hiçbir şey görmediğini ve asosyal bir insan haline geldiğini, keşisel bakım ve temizliğine dikkat etmediğini, günlük davranışlarının rutin hale geldiğini, işe gidip eldiğini, eve geldiğinde yemeğini yediğini ve telefonu ile ilgilendiğini, kulaklığını takarak gece yarılarına kadar tek başına oturduğunu ve geçenin ilerleyen saatlerinde yattığını, aile olmanın gereklerini yerine getirmediğini, çocukla ilgilenmediğini, sebebini bilmediği halde kendisini sosyal medya hesabından engellediğini, kendisi ile birlikte hiç bir aktivite yapmadığını, akrabalarına ziyarete götürmediğini, kendisinin ailesinin yanına da hiç gelmediğini, çocukla ilgilenmediğini, çocuğun hastalıkları ve eğitimi ile kendisinin ilgilendiğini, çocuğun tedavisi için sürekli hastaneye gidip geldiğini, hiç ilgilenmediğini, kendisinin anne ve babası ile birlikte yaşadığını, herhangi bir gelirinin de olmadığını, dilekçede açıklanan nedenlerle erkeğin davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile ziynetlerin öncelikle aynen iadesine, mümkün görülmediği takdirde ise bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların kavga etmeleri neticesinde kadının evi terk ederek ailesinin yanına Terme'ye gitmesi üzerine, erkeğin, kadını geri getirmek üzere ailesi ile beraber Terme'ye geldiği, erkek barışmak maksatlı eşinin yanına geldiği ve fakat kadının gelmek istememesi üzerine erkeğin geri döndüğü, böylece bir barış ve uzlaşma sağlanamadığı, bu haliyle erkeğin bundan önceki vakıaları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, bundan önceki olayların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, ayrılık sürecinde başkaca kusurlu vakıanın ispatlanamadığı, söz konusu barışma görüşmeleri sırasında kadının sarf ettiği; ben sizin gelininiz değilim, karın değilim" şeklindeki beyanları ile ise kadının boşanmayı kast etmiş olduğu, erkeğin; internette çok fazla zaman geçirerek eşi ve çocuğunu ihmal ettiği, kişisel bakım ve temizliğine dikkat etmediği, eşine maddî yönden destek çıkmadığı, iş bu kusurlu eylemlerde erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise ispatlanabilmiş bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, kadın ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve 600,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasında ise; dinlenen tanık beyanları, alınan raporlar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; düğünde takılan takılarla erkeğin annesi adına ev alındığı, söz konusu takıların hibe olarak verildiğinin erkek tarafından ispatlanamadığı, ziynet alacağı davalarında Yargıtay'ın yerleşik uygulaması gereğince davalı eş ile üçüncü kişi arasında menfaat birliği var ise davacı eş sadece davalıya karşı dava açabileceği gibi davalı ile birlikte üçüncü kişiye de dava açabileceği, uygulamada üçüncü kişi genelde kayın hısımlar olduğu, erkek ile annesi arasında menfaat birliği olduğu değerlendirilmekle erkeğin pasif husumetinin bulunduğu değerlendirilmiş, dinlenen tanık beyanları ve dosyaya ibraz edilen fotoğraflar uyarınca iddialarını kısmen ispatlayan kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, reddedilen davası, kadının davası ve varlığı dahi kanıtlanamamış ziynetler üzerinde erkeğin tasarrufta bulunduğu zannıyla hareket edilmesi gerekçesiyle de ziynet alacağı davası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince her ne kadar kadının baba evine gittikten sonra erkeğin barışmak amacıyla eşinin yanına gittiğinden önceki vakıaları affettiği, kadının ispatlanabilmiş bir kusurunun bulunmadığından bahisle kadına kusur yüklenmemiş ise de erkeğin barışma girişiminin eşinin kusurlu davranışlarını affettiği şeklinde değerlendirilemeyeceği, dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarına göre kadının, barışma girişimleri sırasında erkeğe "sen benim kocam değilsin, olamazsın" şeklinde sözler söyleyip eşinin annesine yönelik saygı sınırlarını aşan davranışlarda bulunduğu ve çocuğu ile yeterince ilgilenmediği anlaşılmakla bu kusurlu davranışların kadına yüklenmesi gerektiği bu durumda boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda erkeğin internette çok fazla zaman geçirerek eşi ve çocuğunu ihmal ettiği, kişisel bakım ve temizliğine dikkat etmediği, eşine maddî yönden destek çıkmadığı, kadının ise barışma girişimleri sırasında erkeğe "sen benim kocam değilsin, olamazsın" şeklinde sözler söyleyip erkeğin annesine yönelik saygı sınırlarını aşan davranışlarda bulunduğu ve çocuğu ile yeterince ilgilenmediği, gerçekleşen kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu oldukları, tarafların eşit kusurlu olmaları nazara alınarak kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesi gerektiği, dinlenen tanık beyanlarına göre ziynetlerin kadının kayınvalidesi tarafından alındığı nazara alınarak husumetin erkeğe yöneltilemeyeceği, ziynet alacağına ilişkin erkeğe yöneltilen davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin istinaf isteminin kısmen kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin davasının kabulü tarafların boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının ise husumetten reddine, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin kusurlu olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının onanması gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, reddedilen tazminat talepleri ile ziynet alacağı davasının reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kadının reddedilen tazminat talepleri ile reddedilen ziynet alacağı davası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi, 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Davalı-karşı davacı kadının kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, reddedilen tazminat taleplerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadının reddedilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı davasının, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kadının talep ettiği ziynetler ile erkeğin annesi adına ev alındığı ve daha sonra ziynetlerin kadına iade edilmediği gerekçesiyle, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükme karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; dinlenen tanık beyanlarına göre ziynetlerin kadının kayınvalidesi tarafından alındığı nazara alınarak husumetin erkeğe yöneltilemeyeceği, ziynet alacağına ilişkin erkeğe yöneltilen davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının ziynet alacağı davasını reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar ziynetlerin erkeğin annesi tarafından alındığı belirtilerek erkeğe husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş ise de; kadın ile erkeğin engelli oldukları, evliliğin ilk yıllarından itibaren bir dönem taraflar ile erkeğin annesinin birlikte yaşadıkları, tarafların birlikte yaşadıkları zaman içerisinde erkeğin annesine ev alındığı, bu ev erkeğin annesi adına alınmış olsa dahi davalı erkeğin annesi ile menfaat birliği içinde olduğu, ziynetlerden erkeğin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, erkeğe bu durumda husumet yöneltilebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının reddedilen ziynet alacağı davası yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.