Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4174 E. 2024/3497 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının, davalılar tarafından bozdurulan ziynet eşyalarının iadesi davasında, ıslah dilekçesinde belirtilen taleplerin hükme esas alınıp alınmayacağı noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların ıslaha itiraz etmemeleri ve davanın konusunun ziynet eşyalarının iadesi olması, ayrıca toplanan deliller ve tanık beyanları değerlendirilerek, davacıya ait ziynet eşyalarının davalılar tarafından bozdurulduğunun ispatlandığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/458 E., 2023/413 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zara Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/55 E., 2022/178 K.

Davacı kadının davalılar Hakan ve Nuri aleyhine açtığı ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden ise açılan davanın pasif husumetten reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesi ile; davacının, davalılar tarafından bozdurulan ziynet eşyalarının aynen iadesini mümkün olmaması halinde tüm ziynet eşyalarının dava tarihi itibariyle güncel değerlerinin belirlenerek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ortaken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 19.09.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde sayı, cins ve nitelikleri yazılı ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesine, ziynet eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde tüm ziynet eşyalarının hesap tarihi (24.06.2022) itibariyle belirlenen güncel (546.158,00 TL) değerinin 24.06.2022 hesap tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ortaken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalıların cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... Somut olarak fotoğrafta tespit edilen ziynetlerin nitelikleri tanık beyanlarıyla saptanmış, altı doldurulmuş ve teyit edilmiştir. Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Düğün takıları kadının kişisel malı olarak kabul edildiği için boşanmada mal paylaşımı hesaplamasına da dahil edilemez. Düğün takılarının evlilik içinde ortak ihtiyaçlara veya düğün masraflarına harcanması, takılarla erkeğin borcunun ödenmesi yani ortak bir payda da harcanması birlikte harcanması gibi nedenlerle elden çıkması halinde dahi kadının boşanma halinde düğün takılarını erkek eşten talep hakkı vardır. Kadın, özgür iradesiyle düğün takılarını “iade edilememek” şartıyla erkeğe vermişse, artık takıları geri isteyemez. Davacının bu hususları ispatı gerekir. Tespit edilen ziynetlerin düğünde takıldığı ve kadına ait olduğu, bu ziynetlerin kısım kısım davalı ... tarafından farklı eşyalar almak amacıyla davacının elinden alınarak bozdurulduğu, ziynetler elinden alınırken yeni alınan eşyaların davacıya ait olacağı söylenerek kendisinin ikna edildiği ancak ziynetlerle alınan yeni eşyaların davacıya verilmediği tanık beyanlarıyla ortaya konulmuştur. Davacı bu yönde ortaya koyduğu iddialarını ispat etmiştir. Davacının kayın pederi Nuri de davalı gösterilmiştir. Nuri'nin Hakan'dan borç istediği Hakan'ın da babasına borç vermek için davacının ziynetlerini davacının elinden aldığı iddia edilmektedir. Bu iddia tanık beyanlarıyla doğrulanmıştır. Hatta buna ilişkin mesajlaşma kayıtları sunulsa da içeriği karşı tarafça doğrulanmadığından ve bu mesajlaşmaya ilişkin ekran görüntüsünün gerçek olup olmadığı sabit olmadığından delil olarak değerlendirilmemiştir. Davalı ...'nin davalı oğlu Hakan'dan borç istediği kabul edilse de davalı ...'nin davacıdan ziynetlerini istediği veya davalı Hakanla birlikte hareket ettiği veya borç isterken davacının ziynet eşyalarını bozdurarak kendisine borç vermesini talep ettiği yönünde bir vakıa ispat edilmiş değildir. Burada davalı ... yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." gerekçesiyle davacının açmış olduğu ziynet alacağı davasının kısmen kabul kısmen reddi ile davalı ... aleyhine açılan davanın Pasif Husumet Yokluğu Nedeniyle reddine, ziynet olarak; 9 adet 22 ayar 25 gram ağırlığında bileziğin (dava tarihi itibariyle toplam değeri 93.150,00 TL), 2 adet 22 ayar 22 gram ağırlığında bileziğin (dava tarihi itibariyle toplam değeri 18.216,00 TL), 2 adet 22 ayar 20 gram ağırlığında bileziğin (dava tarihi itibariyle toplam değeri 16.560,00 TL), 1 adet 14 ayar 40 gram ağırlığında bileklik, gerdanlık ve küpeden oluşan setin (dava tarihi itibariyle toplam değeri 11.120,00 TL), 1 adet 22 ayar 30 gram ağırlığında altın kelepçenin (dava tarihi itibariyle toplam değeri 12.420,00 TL), 1 adet alyans, 1 adet tektaş, 1 adet baldız yüzüğü, 2 adet süs yüzüğü olmak üzere hepsi 14 ayar toplamda 20 gram tutarındaki 5 adet yüzüğün (dava tarihi itibariyle toplam değeri 5.560,00 TL) , 65 adet 22 ayar tanesi 1.75 gram ağırlığnıda çeyrek altının (dava tarihi itibariyle gram değeri 705,00 TL toplamda 45.825,00 TL) , 5 adet 22 ayar tanesi 7 gram ağırlığında Cumhuriyet altının (dava tarihi itibariyle gram değeri 2.820,00 TL toplamda 14.100,00 TL) davalı ... tarafından davacıya aynen teslimine, aynen teslim mümkün olmadığı takdirde yukarıda belirtilen eşyaların toplam değeri olan 216.951,00 TL'nin 10.000,00 TL'sinin dava (15.03.2021) tarihinden, 206.951,00 TL’sinin ise ıslah (19.09.2022) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'tan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verildiği görülmüştür.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı ... istinaf başvuru dilekçesinde; kendisi açısından verilen kabul kararının yerinde olmadığını, davanın reddi gerektiğini, davacının ortak masraflar için kullanılan ziynetleri geri alma şartıyla vermediğini, davacının maddî kazanç elde etmek için fazla şekilde ziynet eşyası talep ettiğini, davadan menfaati bulunan davacının annesinin beyanları esas alınarak hüküm kurulmasının doğru olmadığını, tanık dinletmek istediğini Mahkemede sözlü olarak beyan ettiği halde bu beyanların Mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, ceza dosyası ve boşanma dosyasından davalının ziynet eşyalarını alarak gittiğinin belli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ıslah dilekçesine itiraz etmeyen davalılar açısından ıslah edilen bedelin kesinleştiğini, kararın kendi içinde çelişkili olduğunu, dava tarihi ile bilirkişi raporu arasında ekonomik kriz nedeniyle altın fiyatlarının yaklaşık 3 kat artış gösterdiğini, davalılarca itiraz edilmeyen ıslah dilekçesi doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken dava dilekçesindeki talep doğrultusunda hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, aldırılan bilirkişi raporunun davalılar tarafından itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleştiğini, gözetilmeden davalılarca itiraza uğramayan 546.158,00 TL bedelin değil dava tarihindeki bedelin esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davalı ...'la ilgili davanın pasif husumet yoksuluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ziynet eşyalarının tamamının ... adına kayıtlı mal varlığının alımı için kullanıldığını, davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda bu davalı yönünden de kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, talep edilen 4. sıradaki setin 22 ayar değil 14 ayar kabul edilmesi ve 7. sıradaki küpenin kabul edilmemesi ayrıca bilirkişi raporundaki işçilik bedelinin hesaplamaya dahil edilmemesinin kabul edilemez olduğunu belirterek kararı bu yönlerden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...Dava dilekçesinin davalı ...'a tebliğ edildiği, davalı tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.Yargıtay HGK'nun 20/04/2016 tarih,2014/2-695 ve aynı tarih 2014/13-856 Esas sayılı kararları gereğince süresinde cevap dilekçesi vermeyerek delil bildirmemiş olan davalı delil bildirme hakkını kaybetmiş sayılacağından davalı ...'ın tanıklarının dinlenmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.

Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.

İlk derece mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile, kabule konu setin 14 ayar kabul edilmesinde ve küpeye ilişkin talebin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır.Toplanan deliller ve alınan tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesi tarafından kabule konu edilen ziynet eşyalarının düğünde takıldığı ve kadına ait olduğu, bu ziynetlerin zaman içinde kısım kısım davalı taraflarca büyük baş hayvan, araç ve taşınmaz almak amacıyla davacının elinden alınarak bozdurulduğu, bozdurulan ziynet eşyalarının kadına iade edildiğinin ya da iade edilmemek üzere ziynet eşyalarının verildiğinin davalı taraflarca iddia ve ispat edilmediği gözetildiğinde kararda sayılan ziynet eşyalarının davacıya iadesine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davalıların menfaat birliği içinde hareket ettikleri gözetilmeksizin davalı ...'a açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi ve iadeye konu ziynet eşyalarının hesaplanan işçilik bedellerinin davacıya iadesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmeyerek..." gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunu işçilik bedellerine hükmedilmemesi ve diğer davalı yönünden verilen pasif husumet nedeniyle ret kararı yönlerinden kabulü ile İlk Derce Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacı tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile; 9 adet 22 ayar 25'er gram ağırlığında bilezik (93.150,00 TL), 2 adet 22 ayar 22'şer gram ağırlığında bilezik (18.216,00 TL), 2 adet 22 ayar 20'şer gram ağırlığında bilezik (16.560,00 TL), 1 adet 14 ayar 40 gram ağırlığında bileklik, gerdanlık ve küpeden oluşan setin ( işçilik dahil 12.920,00 TL), 1 adet 22 ayar 30 gram ağırlığında altın kelepçe bileziğin (işçilik dahil 13.770,00 TL), 1 adet alyans, 1 adet tektaş, 1 adet baldız yüzüğü, 2 adet süs yüzüğü olmak üzere her biri 14 ayar ve 4 gramdan toplam 20 gram ağırlığındaki 5 adet yüzük ( işçilik dahil 6.460,00 TL), 65 adet çeyrek altının (45.825,00 TL), 5 adet Cumhuriyet altını (14.100,00 TL)'nin davalılarca müteselsilen davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedellerinin toplamı olan 221.001,00 TL'den 10.000 TL'sinin dava tarihi olan 15.03.2021 tarihinden itibaren, 211.001,00 TL'nin ise ıslah tarihi olan 19.09.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davalının tüm, davacının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; ıslah dilekçesindeki talepleri doğrultusunda kabul kararı verilmemesi, ziynetlerin dava tarihindeki değerine hükmedilmesi, ıslah dilekçesindeki bedelin iadesine karar verilmemesi, talep edilen 22 ayar setin 14 ayar kabul edilmesi, küpe yönünden kabul kararı verilmemesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ıslah ile değiştirilen netice talep kısmının hükme esas alınıp alınmayacağı ve ispat noktasında toplanmaktadır. Dava ziynet alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ıncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.