"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/691 E., 2023/229 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/151 E., 2022/186 K.
Taraflar arasındaki aile konutu şerhinin terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalının 04.01.1980 tarihinde evlendiklerini, üç çocukları olduğunu, müvekkilinin hayatını eşine ve ailesine adadığı halde son zamanlarda davalı ile aralarında geçimsizliğin başladığını, Bakırköy 7. Aile Mahkemesinin 2019/19 esas sayılı dosyası ile müvekkilinin şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açtığını, müvekkiline ait olan İstanbul ili, ... ilçesi, ... mah. 385 ada, 2 parseldeki gayrimenkul üzerine davalının aile konutu şerhi koydurduğunu, ancak davalının kanuni imkanları kötüye kullandığını, davalının müvekkilinden ayrı " ... Mah., ... sok. No:13 Bodrum Daire:1 ..../İstanbul" adresine taşındığını dolayısıyla davalının müvekkili ile bile oturmadığını, kaldı ki boşanma sebebiyle tarafların arasında husumet de olduğunu, bu nedenlerle müvekkili adına olan gayrimenkulde ki aile konutu şerhinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi ile; davacı ile 41 yıldır evli olduklarını, davalının son 15 yıldır başka bir kadınla dost hayatı yaşadığını, davacı ile aynı evde ikamet ettiklerini, davacının dava dilekçesinde ki iddialarının tamamen gerçek dışı ve uydurma olduğunu, aile birliğinin yüklediği görevleri yerine getirmeyen davacının tam kusurlu olduğunu, davacının şuan da ikamet ettiği daireyi satacağından Aile Konutu Şerhi davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmalarına karar verildiği ancak kararın henüz kesinleşmediği, dava konusu taşınmazın davacı ... adına kayıtlı olan kısmına 12.03.2021 tarihinde aile konutu şerhi konulduğu, dinlenen tanık anlatımlarından; dava konusu "... Mah. .... Sk. No:18/10 .../İSTANBUL" adresinde ki taşınmazın; tarafların yaklaşık 27 sene müştereken oturdukları, aile konutları olduğu; davalının bu evden ayrılarak ayrı bir eve taşındığı ancak bunun davacının, davalıyı evden kovması sebebiyle gerçekleştiği, tarafların ayrı yaşamaya başlamadan önce dava konusu taşınmazda birlikte oturdukları ve bu yerin aile konutu vasfını taşıdığı, kadının; erkeğin evden kovması ile aile konutundan ayrılıp başka yere taşınmasının evlilik birliğinin devam ettiği de dikkate alındığında taşınmazın aile konutu olma özelliğini ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar ayrı yaşadıkları, halen de ayrı yaşadıkları, aile konutu şerhinin kötü niyetli olduğu, boşanma kararı verildiği, davalının kusurlu olduğu, ayrı yerde oturduğu ileri sürülerek hukuka aykırı kararın kaldırılmasın talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, davalının söz konusu aile konutunda yaşamaya devam ettiği, tarafların halen resmi olarak evli oldukları gözetildiğinde, fiilen ayrı yaşamaları, davalının başka bir yerde yaşamakta olması, taraflar arasında boşanma davasının bulunmasının dava konusu taşınmazın aile konutu vasfını ortadan kaldırmayacağı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, aile konutu şerhinin terkinine dair açılan davanın kabulü için aranan şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.