"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/276 E., 2023/203 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/881 E., 2019/517 K.
Taraflar arasındaki aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması, aile konuşu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle;davalının ... Bodrum Şubesince gönderilen Bodrum .... Noterliğinin 01.09.2016 gün ve 11026 yevmiye nolu ihtarı ile ... . San. ve Tic. Ltd. Şti.nin kullandığı kredinin teminatını teşkil etmek üzere 1982 yılından bu yana kendisi, eşi ve ortak çocukları ile birlikte yaşadıkları ve eşi ...'e ait aile konutu niteliğinde bulunan tapunun İzmir ili ... ilçesi 16 pafta, 47 ada, 14 parsel kat mülkiyeti 226 cilt, 22259 sayfada, Kat:3 bağımsız bölüm 7 nolu taşınmaz üzerine açık yazılı muvafakatı dışında davalı banka lehine ipotek tesis ettirildiğini, ipoteğin fekkini, aksi halde ipoteğin fekkine dair dava açılacağının bildirildiğini, ihtarnamenin 21.10.2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalının ipoteği kaldırmamakla birlikte kötü niyetle 03.11.2016 tarihinde dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile Denizli 2. İcra Müdürlüğü'nün 2016/6094 Esas sayılı takibini açtığını, evli olduğunu bildiğini tapu kaydında kat mülkiyetine ve yerinde yapılan değerlendirmede yerin konut olduğunu, ipotek verenin ve ailesinin bu adreste daimi olarak oturduklarını, aile konutu olarak kullanıldığını bildiği açık yazılı muvafakatını almadan ipotek tesis ettirdiğini, sunulan rıza belgesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, böyle bir belgeden haberinin olmadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle;dava konusu İzmir ili, ... İlçesi, ... Mah. 47 ada, 14 parsel, 3. kat, 7 bb nolu mesken vasıflı taşınmaz üzerinde doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere banka lehine 1. derecede 300.000,00 TL bedelli ipotek tesis ettiğini, avanın kötü niyetli, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, borçlu ...'in davaya dahil edilmesi gerektiğini, ipoteğe konu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde, kütükte taşınmazın aile konutu olduğuna, malikinin tasarruf ehliyetinin sınırlandığına dair herhangi bir şerh bulunmadığını, 17.11.2015 tarihinde yazılı olarak rıza beyanında bulunulduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Dahili davalı ... 03.07.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunu, ortak çocukları ...'in Bodrum'da yaşadığını ve orada iş yaptığını, iş yerinde sermayeye ihtiyaç duyduğundan kendisine işlerinin büyümesi için krediye ihtiyacı olduğunu ve alacağı krediyi süresinde ödeyeceğini söylediğini, ikna olduğunu ve kendisine ait olan ev üzerine ipotek verdiğini, bundan eşinin hiç haberinin olmadığını, oğlunun kendisine işlerinin umduğu gibi gitmediğini, krediyi ödeyemediğini söylediğini, bunun üzerine bankanın borcun ödenmesi için ihtar gönderdiğini, eşinin ihtarla hem borçtan hem de ipotekten haberdar olduğunu bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu tapu kaydına ipotek tesis edilen taşınmazın davacının eşi ve çocukları ile birlikte oturduğu aile konutu olarak kullanıldığı ve davacı eşin açık rızası alınmadan ipotek tesis ettirildiği, krediyi ödeyemediğini söylediğini, bunun üzerine bankanın borcun ödenmesi için ihtar gönderdiğini, eşinin ihtarla hem borçtan hem de ipotekten haberdar olduğunu bildirdiği, dinlenen davacı tanıklarının anlatımlarından da davaya konu ipoteğin konulduğu taşınmazın davacı ve eşinin oturduğu aile konutu olduğu, bu taşınmazın tapu kaydına konulan ipotekten davacının haberdar olmadığı, bankadan çekilen kredi borcunun ödenmemesi üzerine bankaca davalı eşe gönderilen ihtarname üzerine davacının bu taşınmazın tapu kaydına konulan ipotekten haberdar olduğu, davalı banka tarafından delil olarak sunulan ve davaya konu ipoteğin davacı eşin rızası ile konulduğunu bildirdiği 17.11.2015 tarihli rıza açıklaması belgesindeki davacı adına atılı imzanın davacının eli ürünü olduğunun İstanbul Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi'nden alınan 20.03.2019 tarih, 2019/27940 sayılı raporda tespit edilemediğinin bildirildiği, dolayısıyla bu rıza belgesindeki imzanın davacının eli ürünü olduğunun davalı banka tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince davanın kabulüne, dava konusu İzmir ili, ... ilçesi, ... Mah, 47 ada, 14 parsel, 3.kat, 7 nolu bağımsız bölümde mesken niteliğinde davalılardan ... adına tapuya kayıtlı olan taşınmazın tapu kaydına diğer davalı ... AŞ. tarafından davalı ...'in borcu nedeniyle 26.11.2015 tarih ve 23302 yevmiye no'su ile konulan ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmazın tapu kaydına 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle;dava konusu taşınmazın tapu kaydına aile konutuna ilişkin bir şerhinin işlenmediğini, müvekkili bankanın iyi niyetli üçüncü şahıs olup tapu kaydına itibar ederek ipotek tesis ettiğini, tapuda aile konutu şerhi olarak görünmeyen taşınmazla ilgili olarak iyi niyetle ayni hak elde eden üçüncü kişinin bu hakkının 4721 sayılı Kanun’un l023 üncü maddesi gereğince korunması gerektiğini kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamındaki deliller dikkate alındığında; davacının rızası alınmaksızın taşınmaz kaydı üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiği, basiretli davranmayan davalı bankanın iyi niyet iddiası dinlenilemeyeceği,dayanılan ve toplanan delillere göre, Mahkemece davalı banka aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesinde usul, yasa ve dosya kapsamına göre aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı şirket vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun (5411 sayılı Kanun) 143 üncü maddesi gereğince 492 sayılı Harçlar Kanunu’na 8492 göre ödenecek her türlü harçtan istinadır. “Bu Kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketleri ile 4743 sayılı Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası uyarınca ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması, aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesinin doğru olup olmadığı, davacı malik olmayan eşin ölümü halinde aile konutuna sağlanan korumanın devam edip etmediği, davanın konusuz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 194 üncü maddesi, 1023 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması talebiyle açılmıştır. Mahkemenin 09.07.2019 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince 16.02.2023 tarihinde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, davacı eş ... 13.11.2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi, malik olmayan eşe sözleşmenin tarafı olmamasına rağmen dava etme yetkisi (aktif husumet ehliyeti) sağlamakta olup bu hükmün sağladığı hak dava konusu taşınmazın aile konutu niteliği devam ettiği sürece geçerli olacaktır. Bu durum malik olmayan eşe sağlanan bir koruma olup onun ölümü nedeniyle korunmaya değer bir yarar kalmayacaktır. 4721 sayılı Kanun'un 194'üncü maddesi "Aile Konutuna" sağladığı haklar mirasçısına geçmez. Somut olayda davacı malik olmayan eş ...'in vefat etmesi nedeniyle evlilik ölümle sona ermiş, aile konutuna sağlanan koruma ortadan kalkmış olup dava konusuz kalmıştır. (HGK, 2023/2-159 E., 2024/38 K. sayılı ilam) Bu halde, Mahkemece dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilip, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.