"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1369 E., 2023/245 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/148 E., 2022/223 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve fer'îleri davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik hayatı boyunca asabi tutum sergilediği, kadına fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadının ve ortak çocukların evden çıkmasına izin vermediği, evin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadını ters ilişkiye ve fuhuş yapmaya zorladığı, erkeğin umursamaz bir hayat sürdüğünü, davalının cevap dilekçesindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, adli yardım talebinin kabulünü ve ziynetlerin aynen iadesini aksi takdirde teslim değeri üzerinden davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap özetle; davalı erkeğin evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirdiğini, kadının iddialarını kabul etmediğini, kadının 14 yaşında olan ortak kızlarını zorla evlendirmek istediğini, erkeğin bunu kabul etmemesi üzerine davacı kadının iftira atarak bu davayı açtığını, davacı kadının çocuklara ilgi göstermediğini ve şiddet uyguladığnı, davacının Kızılay tarafından verilen parayı akrabalarına gönderdiğini, tarafların iki yıldır davacının istememesi nedeniyle cinsel ilişki yaşamadığını, davacı kadının habersiz olarak evden çıktığını, yabancı erkekleri eve getirdiğini, davalının erkek kardeşlerini davacının başka bir erkeğin motosikletine binerken gördüklerini, davacı kadına ziynet alınmadığını, davacının davalıyı toplum içinde küçük düşürdüğünü beyan ederek, kadının davasının reddini istemiş, Mahkeme tarafından boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, erkek yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, adli yardım talebinin kabulünü, ziynet davasının reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacı ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, davacının ve çocukların maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, davacının ve çocukların evden çıkmalarına kısıtlama getirdiği ve buna izin vermediği, bu suretle davalının birlik görevlerini yerine getirmediği, davacıya fiziksel, ekonomik ve duygusal şiddet uyguladığı kusurlarının sabit olduğu, belirtilenler dışında tarafların birbirine atfettiği diğer kusurlara ilişkin iddiaların dosya kapsamı ile sabit olmadığı kanaati ile kusur değerlendirmesinde dikkate alınmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının tam kusurlu davacının kusursuz bulunduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin yoksulluk nafakası maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ve ziynet davasının tefrikine, tarafların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf mahkemesince yeniden yapılarak davacının davasının reddine karar verilmesine aksi taktirde çocukların velâyetinin davalıya verilmesine çocuklar lehine nafaka ve davalı yararına maddî ve manevî tazminata hükmetmesine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı kadının karar kesinleşmeden evlilik birliği devam ederken Suriye uyruklu bir şahısla evlendiği davalının başka bir şahsın yanında çocuklarının istismara uğramasından endişeli olduğunu davacı yanın boşanma sürecinde çocukları babası ile görüşmesine izin verilmediğini, davacının davasının reddine karar verilmesini aksi taktirde çocukların velâyetinin davalıya verilmesini çocuklar lehine nafaka ve davalı yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini ve kararın tüm yönüyle bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yabancılık unsuru taşıyan olayda Türk Hukukunun mu yoksa tarafların milli hukukunun mu uygulanacağı, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocukların velâyeti ve çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
5718 sayılı Milletler arası Özel Hukuk Usulu Kanunu (5718 sayılı Kanun) 1 inci maddesi, 2 nci maddesi, 5 inci maddesi, 6100 sayılı Kanunun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanunun 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddeleri, 182 nci, 330 uncu, 331 inci, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Taraflar Suriye vatandaşı olup, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu hükümlerine göre geçici koruma statüsünde yer almaktadır. Buna göre dava, tarafları bakımından "yabancılık" unsuru taşımaktadır. Bu durumda davada uygulanacak hukuk, 5718 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi hükümlerine göre tespit edilecektir. Bu Kanuna göre, boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta bulunmaları halinde müşterek mutat mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanır. Hakim, Türk Kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re'sen uygular. Bu hususta yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebilir. Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi halinde Türk hukuku uygulanır. Uygulanacak yabancı hukukun kanunlar ihtilafı kurallarının başka bir hukuku yetkili kılması, sadece kişinin hukuku ve aile hukukuna ilişkin ihtilaflarda dikkate alınır ve bu hukukun maddî hukuk hükümleri uygulanır. Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hallerde, Türk hukuku uygulanır.
2.Tarafların ikisi de Suriye uyruklu olduklarına göre, boşanma sebepleri bakımından müşterek milli hukuklarının araştırılarak öncelikle bu hukukun uygulanması, yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi ya da tespit edilen yabancı hukukun Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde Türk hukukunun uygulanması gerekirken, tarafların müşterek milli hukukları araştırılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkeğin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.