"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/377 E., 2023/660 K.
DAVA TARİHİ : 03.07.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/146 E., 2021/532 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma taleplerinin reddine, her iki tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, boşanması konusunda baskı kurduğunu, boşanmak istemeyen müvekkiline davalı erkek ve birlikte olduğu kadın tarafından şiddet uygulandığını, davalı erkeğin birlikte olduğu kadını çok sevdiğini, ondan asla ayrılmayacağını söyleyerek müvekkilinin kadınlık onurunu kırdığını, evi terk ettiğini, müvekkiline karşı Gebze 2. Aile Mahkemesi 2018/447 E. 2019/697 K. Sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, boşanma davasının reddedilmesi ile davalı erkeğin af dilediğini ve müşterek konuta döndüğünü, ilk başlarda çok iyi davrandığını ancak sonrasında müvekkiline hayatı zindan ettiğini, en son olarak müvekkilinin evi terk etmesi için sudan sebeplerle tartışma çıkardığını, evden ayrılmayacağını söyleyen müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, sesler üzerine gelen komşuların yanında müvekkiline hakaretler ettiğini, fiziksel olarak saldırmaya devam ettiğini komşuların yanında küçük düşürdüğünü, faturaları ödemeyerek ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek; tarafların hayata kast pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: kadının evlilik birliğinin sarsılmasında ağır kusurlu olduğunu, kıskanç olduğunu, sürekli iş yerine gelerek müdahalede bulunduğunu, Gebze 2. Aile Mahkemesi 2018/447 E. 2019/697 K. Sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını davanın reddedildiğini, barıştıklarını ve birbirlerini affettiklerini eve döndüğünü ancak kadının; evi ve çocukları ile ilgilenmediğini, temizlik yapmadığını, sinkaflı küfürler ettiğini, deterjan bidonu ile kendisine vurduğunu, evlilik birliği yükümlülüklerinden olan sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, çocukları annesine bırakarak gezmelere gittiğini, alkollü olarak iş yerine gittiğini iddia ederek; asıl davanın reddine karar verilmesini, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velayetinin kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının açtığı asıl davada, davacı kadının, hayata kast pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı davasında erkeğin davranışlarının zulüm ,işkence boyutunda ya da kadına ıstırap veren sağlığını bozacak nitelikte namus ve şerefine yönelik ağırlığının olduğunun ispat edilemediği, 06.06.2018 tarihinde açılan Gebze 2.Aile Mahkemesi'nin 2018/447 Esas sayılı dosyasında, erkek eşin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile boşanma davasının reddine karar verildiği, kararın 16.06.2021 tarihinde kesinleştiği, boşanma davasının reddine ilişkin karar sonrasında tarafların yeniden bir araya geldikleri ve evliliklerini sürdürdükleri ancak yeniden taraflar arasında geçimsizlik başladığı, en son olarak 18.05.2020 tarihinde taraflar arasında çıkan tartışma sırasında tarafların birbirlerini basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladıkları, ilk haksız hareketin hangi tarafça gerçekleştirildiğinin ceza yargılamasında tespit olunamadığı, her iki tarafında adli para cezasına mahkum edildiği, olaya tanık olan Emine'nin beyanına göre her iki tarafında birbirlerine karşılıklı hakaret ettikleri, tarafların bu olaydan sonra bir araya gelmedikleri, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; karşılıklı birbirlerine hakaret ettikleri ve fiziksel şiddet uyguladıkları evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu oldukları, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasında eşit kusurlu olan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle; kadının asıl dava ile açtığı hayata kast pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma davasının reddine, asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklan yararına hükmedilmiş olan aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile kadın yararına hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 700,00'er TL'ye yükseltilmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra aylık 700,00'er TL yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, davacı- davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü ve reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi karşı davanın kabulü, hatalı kusur tespitine bağlı olarak reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında; erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının tazminat taleplerinin reddi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı ve 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, 06.06.2018 tarihinde açılan Gebze 2.Aile Mahkemesi'nin 2018/447 Esas sayılı dosyası ile erkek eşin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile boşanma davasının reddine karar verildikten sonra tarafların bir araya geldikleri ve evliliklerini sürdürdükleri ancak yeniden taraflar arasında geçimsizlik başladığı ve en son çıkan tartışmada tarafların birbirlerini yaraladığı, ilk haksız hareketin hangi tarafça gerçekleştirildiğinin ceza yargılamasında tespit olunamadığı, her iki tarafın da karşılıklı birbirlerine hakaret ettikleri ve fiziksel şiddet uyguladıklarından cezalandırılmalarına karar verildiğinden tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kabul edilen ve gerçekleşen kusurların yanında son olaydan sonra erkeğin evin elektrik ve telefon faturalarını ödemeyerek birlik görevlerini yerine getirmediği, kadına ekonomik şiddet uyguladığı, bu nedenle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin ağır, kadın eşin ise daha az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı -davalı kadının kusurunun daha ağır ya da eşit olmadığı, bu olaylar yüzünden kişilik haklarının zarar gördüğü, mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği ve yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde düzenlenen hakkaniyet kuralları gereğince davacı -davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesi sonucu kadının tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.