"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1464 E., 2023/261 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/382 E., 2021/872 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararının davacı erkek vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının kötü davranıp hakaretler ettiğini, sürekli memleketine gidip geldiğini, her gelişinde olumsuz anlamda değiştiğini ve daha da asabileştiğini, ikinci çocuğun doğumu ile kadının temelli olarak memleketine gittiğini ve geri dönmediğini, bunun üzerine erkeğin kadının memleketi olan Şanlıurfa'ya giderek ev tuttuğunu, içini döşediğini ve kadını davet ettiğini, kadının geleceğini söylediğini, kadının kendi ailesiyle birlikte gelerek erkeği darp ettiklerini, bu darp olayından sonra tarafların bir araya gelmediğini, erkeğin İstanbul'a geri taşındığını, kadının 2017 yılından beri ortak çocukları erkeğe göstermediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın asıl cevap dilekçesinde; erkeğin evlilik süresince sürekli hakaret edip ara sıra tokat attığını, gece geç saatlerde eve geldiğini, erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğunu sonradan öğrendiğini, erkeğin en son 8 ay önce Almanya'ya gittiğini ve orada başka bir kadınla yaşadığını, kadını erkeğin ailesinin yanına bırakıp da gittiğini, erkeğin ailesinin kadına bakmaması nedeniyle memleketine dönmek zorunda kaldığını, erkeğin darp edildiği iddiasının doğru olmadığını, erkeğin boşanmak istediğini belirterek kadından imza almak istediğini, boşanmayacağını söylediğinde erkeğin kadını dövdüğünü, kadının ailesine haber verdiğini, ailesinin kadını götürmek istemesi üzerine tartışma çıktığını belirterek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin tanıklarının beyanlarından kadının ortak konuttan ayrılarak memleketine gittiğinin ve geri dönmediğinin, ortak çocukları erkeğe göstermediğinin sabit olduğu, kadının tanık beyanlarının ise görgüye dayalı olmadığı, evlilik birliğinin sarsılmasında kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, şartları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın asıl istinaf dilekçesinde özetle; sadece erkeğin tanıklarının beyanlarına itibar edildiğini, erkeğin yaklaşık 2 yıldır yurt dışında yaşadığını, yurt dışında başka bir kadınla evlenebilmek için boşanmak istediğini, yeterli araştırma yapılmadan boşanma kararı verildiğini belirterek davanın kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tanıklarının beyanlarından erkeğin kadına ağır şiddet uyguladığının, kadını aldattığı dava dışı kadın ile yaşamaya zorladığının, erkeğin güncellenen nüfus kaydından Suzan isimli dava dışı kadından olan 2016 ve 2017 doğum tarihli çocukları tanıdığının sabit olduğunu, bu duruma göre kadına ortak konutu terk etmesi ve çocukları davalıya göstermemesi kusurlarının yüklenemeyeceği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, bu nedenle davasının reddi gerektiği gerekçesiyle kadının istinaf talebinin kabulü ile kararın tamamen kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakasına kadın yararına vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının kötü davrandığının, hakaret ettiğinin ispatlandığını, ortak çocukları da alarak evi terk ettiğinin sabit olduğunu, kadının ailesi tarafından erkeğin darp edildiğinin, kadının ortak çocukları göstermediğinin ispatlandığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kadının vekili olmamasına rağmen lehine vekâlet ücretine hükmedildiğini belirterek davanın reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini, adli yardım talebinin kabulünü talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın reddi kararının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, vekili bulunmayan kadın yararına vekâlet ücreti takdirinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı maddesi, 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Vekil ile temsil edilmeyen davacı kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı erkek vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Davacı erkek vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının, davalı kadın yararına hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının (1) numaralı fıkrasının (g) bendinin hükümden tamamen çıkartılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.