Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6194 E. 2024/2236 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen ve boşanma nedeni olarak gösterilen duygusal şiddet iddiasının tanık beyanları ile ispatlanamadığı, dosyadaki deliller ve tarafların beyanları değerlendirildiğinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/508 E., 2023/680 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Giresun Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/612 E., 2023/28 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 09.12.2017 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının bulunmadığını, kadının evlilik kararı almadan önce davalı eşe çocuk istemediğini beyan ettiğini, erkeğin de bunu kabul ettiğini, davacının 40 yaşını doldurmuş olduğunu, gebeliğin kendisi ve doğması muhtemel çocuk için yaşı nedeni ile riskli olduğunu, mizacının çocuk yapmaya elverişli olmadığını, davalının evlenmeden önce ve evlendikten sonra evliliğin ilk yılında davacının çocuk yapmama kararına saygı duyduğunu ancak davalının sonrasında çocuk yapma konusunda ısrarcı olduğunu, doğal yöntemlerle çocuk sahibi olamayan tarafların çocuk sahibi olmak için tek çarelerinin tüp bebek olduğunu, davacının doktor olduğunu, yaşı, işinin yoğunluğu devam eden projeleri nedeniyle tüm bebek tedavisini ertelemek istemesi üzerine davalının kendisine hitaben, "o zaman benimle neden evlendin, benim 4 yılımı boşa harcadın" diyerek evlililik kurumundan beklentisinin tamamen farklı olduğunu ortaya koyduğunu, davalının kendisini sevmediğini düşündüğünü, davacının bu evliliği fikri ve vicdani olarak devam ettirmenin imkansız olduğunu, Yargıtay kararlarına göre davalının bu eyleminin duygusal şiddet olduğunu, evlilik birliğinin devamında davacı açısından hukuki ve fiili olarak bir fayda kalmadığını, tarafların fiili olarak ayrı yaşadıklarını belirterek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, tarafların boşanmasını gerektirecek bir sorun olmadığını, davacının ailesinin davacının hayatına aşırı şekilde müdahale ettiğini, davacının buna göz yumduğunu, tarafların sağlıklı iletişim kuramadıklarını, yetkili mahkemenin Büyükçekmece Adliyesi olduğunu belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 09.12.2017 tarihinde evlendikleri bu evlilikten ortak çocuklarının bulunmadığı davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğu, tarafların sunmuş olduğu dilekçeler ve tanık beyanlarından bir dönem iki tarafın da ortak kararı ile çocuk sahibi olmak istedikleri daha sonra doğal yollardan çocuk sahibi olamamaları ile iki tarafın da ortak kararı ile tüp bebek tedavisine karar verdikleri fakat davacı tarafın tüp bebek tedavisini ertelemek istediğinin anlaşıldığı; dava dilekçesinde davacının dayanmış olduğu boşanma sebebinin, kendisinin tüp bebek tedavisini ertelemek istemesi üzerine davalının kendisine baskı kurarak duygusal şiddet uyguladığı ve bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiası olup tanıklardan ...,...,... 'nın doğrudan görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, davacının kendilerine anlattıkları doğrultusunda aktarımda bulundukları, tanık ... 'nun ise her iki taraf ile doğrudan görüşmeleri olmasına rağmen davalının davacıya baskı uyguladığına ilişkin somut olay anlatımında bulunmadığı yalnızca davalıya ısrarcı olmaması yönünde telkinde bulunduğu, davalı tanıkları ...,...,... 'ın da tarafların iddiaları hususunda doğrudan bilgi sahibi olmadıkları, davalının anlattıkları doğrultusunda aktarımda bulundukları gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tanık beyanlarının iddiaları doğrular nitelikte olduğunu; İlk Derece Mahkemesince, tanık beyanlarının duyuma dayalı oluğu gerekçesi ile beyanlara itibar edilmediğini, tanıklar ile davacının iş arkadaşı olduklarını, aynı iş yerinde birlikte çalıştıklarını, özel hayatlarına ilişkin konuları yakın arkadaş olmaları nedeni ile birbirleri ile paylaştıklarını, tanıkların bu hususlara bizzat müvekkilinin anlatımlarıyla birinci ağızdan vakıf olduklarını, tanıkların beyanlarının duyuma dayalı olması gerekçesi ile itibar edilmemesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, evliliğin çocuk yapma isteği ve baskısı nedeniyle bittiğini, ayrı illerde yaşadıklarını, davalı tarafın ailesi tarafından müvekkili üzerinde çocuk yapma konusunda baskı uyguladıklarını, müvekkilinin evliliği, fikrinde ve gönlünde tamamen sonlandırdığını, evliliğin devamında taraflar için hukuki ve fiili anlamda bir yarar kalmadığını, evliliğin sonlanmasında müvekkilinin kusuru olmadığını, İlk Derece Mahkeme kararını kabul etmediklerini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf talepleri doğrultusunda davanın kabulü yönünde yeniden hüküm kurulması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, davasını ispata yarayan tanık beyanı dışında herhangi bir delil sunmadığı, davacı tanıklarının görgüye dayalı olmayan, herhangi bir bilgi de ihtiva etmeyen, davacıdan duyum şeklinde ve yorum yollu beyanlarının, davanın kabulü için yeterli olmadığı; tarafların ayrı yaşıyor olmalarının da, ayrı yaşamaya sebebiyet veren tespit edilmediğinden, erkek aleyhine değerlendirilemeyeceği, bu şekilde boşanma kararı verilmesi için erkekten kaynaklı bir sebebin dosyaya yansımadığının anlaşıldığı; bu itibarla dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği; bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle,istinaf başvurusunda ileri sürülen nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatın devamı taraflardan beklenmeyecek ölçüde temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusurunun kimden kaynaklandığı, davalının boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı, boşanma davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...