Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6278 E. 2023/4162 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Baba ile küçük yaştaki çocuk arasında yurt dışında tesis edilen kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı ve davalı anne lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamında, babanın çocuğu tehlikeye sokacağına veya çocuğun üstün yararının zedeleneceğine dair bir delil bulunmadığı, babanın Almanya'da çocukla kişisel ilişki kurmasına ilişkin kararda isabetsizlik görülmediği ve davanın kısmen kabulüne karar verilmediği gözetilerek, istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/456 E., 2023/583 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/52 E., 2022/317 K.

... Cumhuriyet Başsavcılığı davanamesi ile açılan başvurucu ... ile davalı ...'ın Almanya doğumlu ortak çocukları ile baba arasında kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı anne vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı anne vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. ... Cumhuriyet Başsavcılığı 2021/921 nolu davanamesinde özetle; başvurucu ... ile davalı ...'ın 03.08.2017 Almanya doğumlu ortak çocuklarının olduğunu, 13.07.2018 tarihli Neuburg Mahkemesi kararı ile davalı annenin, ortak çocuk Miran ile Türkiye'ye taşınabileceği ve baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulacağı konusunda anlaşmaya varıldığı ancak Türkiye'ye taşınan annenin, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurmasını engellediğini, kişisel ilişki kurulması için uzlaşma görüşmelerinin yapıldığı ancak ortak bir karara varamadıkları gerekçesiyle baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisisin sağlanmasını ve 22.11.2007 tarih ve 5717 sayılı Uluslarası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanunun 24/1 inci maddesinde belirtilen tedbir ya da tedbirlere karar verilmesini talep edilmiştir.

2. Başvurcu baba vekili başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararı gereği olduğu, müvekkilinin ortak çocuğu alıp daha sonra teslim etmeyeceği yönündeki davalı yanın beyanlarının müvekkilini peşinen cezalandırdığını, kendi öz kızının kendi yanına geçici bir süreliğine gelmesi halinde Avrupa da yaşadığı ülkenin bir çok olanağını kızı için kullanacağını, kendisinin yanında bulunduğu süre içerisinde özellikle olabildiğinde dil eğitimlerini almasını sağlayacağını, kendisine özel hocalar tutacağını bunun için, özelikle yaz aylarında en az 2 ay süre ile babasının yanında kalması yönünde kişisel ilişki kurulmasını ayrıca müvekkili ile ortak çocuk arasındaki kişisel ilişkinin belli zamanlar dışında günün belli saatlerinde her türlü iletişim vasıtalarıyla (telefon, bilgisayar, mektup, görüntülü aramalar vs.) kurulmasını, ortak çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişkinin süresinin Okullarının bitiş tarihinden başlamak ve her halükarda ortak çocuğun en az 2 ay süre ile davacı babanın yanında kalacak şekilde ve yine davacı babanın her türlü iletişim vasıtalarından faydalanmak suretiyle ortak çocuk ile kişisel ilişki kurulması talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı anne vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemece kişisel ilişki kurulurken çocuğun yaşı ve kişisel gelişimi dikkate alınarak yapılmasını, çocuk ile kişisel iletişim kurulurken görüşmelerinin Türkiyede ve mümkünse müvekkilinin ikamet adresine yakın bir yerde yapılmasını, davacı yaşı küçük çocuğu Almanya ülkesne götürdüğünde geri getirmeme durumunun söz konusu olabileceğini, öncelikle davanın reddini mahkeme aksi kanaate ise yaşı küçük çocuğun psikolojik ve ruhsal gelişimi için kişisel ilişkinin ... İlçesinde yapılmasını yargılama masraflarının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın, 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanuna göre talep edilen ortak çocuk ile başvurucu babanın kişisel ilişki tesisi isteminden ibaret olduğunu, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisinin hangi şartlarda ne şekilde tesisinin ortak çocuğun menfaatine daha uygun olacağı konusunda tanzim ettirilen sosyal inceleme raporuna göre kişisel ilişki tesisinin halihazırda çocuğun ikametgah adresinin bulunduğu ülkede yapılmasının çocuğun üstün yararına olacağı sonucu bildirilmiş ise de ortak çocuğun yaşının tek başına çocuğun menfaati takdirinde bir kriter olarak belirlenemeyeceği, ortak çocuğun babanın yanında yatılı olarak kalması halinde ancak bağlarını güçlendirebileceği, görüntülü telefon görüşmeleri ile kişisel ilişki zamanlarında kalınmak durumunda olan otel vesair ortamlarda zaten erken dönemde yaşanan ayrılık nedeni ile kurulamayan bağın kurulmasının mümkün olmayacağı gibi ev ortamına ihtiyaç duyması kaçınılmaz olan ortak çocuk ile babanın bağını daha fazla koparacağı, bu şekilde ilişki tesisinin fayda sağlamayacağı nedenlerle alınan sosyal inceleme raporu ile yer verilen yaş dışında belirlenen babayı tanımaması nedeniyle yaşayabileceği kaygı, yeni aile karşısında yaşaması muhtemel kafa karışıklığı gibi diğer kriterler de çocuğun menfaatinin gözetilmesinde önemli kriterler olarak görülmüş ve okul yaşına kadar baba ile öncelikle kendi ikamet adresinde ilişki tesisine karar verilerek aralarında güven bağının sağlıklı ve kaygısız şekilde kurulmasına niyet edildiği gerekçesi ile "çocuk ile başvurucu baba arasında her ayın 1. ve 3. haftasonu Cumartesi sabah saat 10:00'dan Pazar günü akşam 19.00'a kadar, dini bayramların 2. günü sabah saat 10.00'dan 3. günü saat 19.00'a kadar, diğer yandan 2023 yılı eğitim döneminden itibaren geçerli olmak üzere her yıl verilen ara tatillerin Nisan ayı ara tatilinde Almanya ülkesi ... adresinde yatılı olarak kalmak şeklinde ve diğer ara tatillerin ilk 4 günü tatilin ilk günü sabah saat 10.00'dan başlamak 4. günü saat 19.00'a kadar devam etmek üzere çocuğun ikamet adresi olan ... İlçesinde ve yine aynı şekilde 2023 yılı eğitim döneminden itibaren geçerli olmak üzere her yıl yaz tatilinin Temmuz ayı boyunca (1 Temmuz sabah saat 10.00 dan başlamak ve 30 Temmuz saat 19.00 da sonlandırılmak üzere ve fakat ortak çocuğun Almanya ülkesine gitmek için yolda geçireceği süreler kişisel ilişki tesisine karar verilen sürelerden kullanılmamak üzere çocuğun hazır edilmesinin sağlanılması şeklinde) Almanya ülkesi ... adresinde yatılı olarak kalmak" şeklinde kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı anne vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı anne vekili istinaf dilekçesinde; kişisel ilişkinin sadece ikamet ettiği ... İlçesi sınırlarında tesis edilmesi gerekirken, yurt dışında tesisi şeklindeki kararın eksik inceleme ile karar verildiğini, kararın hatalı olduğunu, Mahkemenin kısmen kabul yönünde hüküm kurduğunu ve vekâlet ücreti takdiri gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2017 doğumlu çocuk ve davalı annenin Almanya'dan Türkiye'ye taşındıkları, babanın merkezi makama başvurarak ortak çocuğun gösterilmediğini ileri sürdüğü ve ... İli, ... İlçesinde bulunan çocukla kişisel ilişki kurulmasını istediği, dosya kapsamından babanın çocuğu fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı veya başka bir şekilde, müsamaha edilemeyecek bir duruma düşüreceği yolunda ciddi bir risk olduğuna, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisi halinde çocuğun üstün menfaatinin zedeleneceğine dair bir delil bulunmadığı, babanın çocuğu bulunduğu Almanya ülkesine götürerek kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararda bir isabetsizlik görülmediği ayrıca davaname ile açılan davada başvurucu baba ile çocukla kişisel ilişki kurulması istendiği ve Mahkemece de dava kabul edildiği, davada kısmen kabulün söz konusu olmadığından bahisle davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin usul ve uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı anne vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı anne vekili temyiz dilekçesinde; annenin, çocuğu baba ile görüştürmediğine, göstermediğine dair delillerin bulunmadığını, sosyal inceleme raporu ve çocuğun beyanında, Türkiye'de kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına uygun olduğu yönünde görüş bildirmesine rağmen çocuğun yararı göz ardı edilerek, babanın yararına olacak şekilde Almanya Ülkesi'nde kişisel ilişki tesisi yoluna gidildiğini, çocuğun üstün yararının ihlal edildiğini,çocuğun alınan beyanı, annesinden hiç ayrılmamış olması, yaşı, babası ile şimdiye kadar geçirmiş olduğu süre, babasına alışma, uyum ve babasını tanıma sürecinin bulunmayışı, kişisel ilişkinin yurt dışında kurulmuş olması nedeniyle yaşı ve seyahat edecek olma durumunun buna yaş itibariyle elverişli olamayacağı ve yer verilen Yargıtay içtihatları uyarınca, bu aşamada kişisel ilişkinin sadece ikamet ettiği ... İlçesi sınırlarında tesis edilmesi gerekirken, yurt dışında tesisi şeklindeki istinaf kararı usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesi ve davanın kısmen kabulüne karar verildiği için davanın reddedilen kısım yönünden vekâlet ücretine karar verilmesi önünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanuna göre talep edilen davacı baba ile küçük arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesinin birinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 332 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 325 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı anne vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.