"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/593 E., 2023/941 K.
KARAR : Kararının tamamının kaldırılmasına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasra Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2015/279 E., 2018/87 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının zina sebebine dayalı açtığı boşanma davasının reddine, davalının cevap dilekçesindeki boşanma talebinin kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kamu düzenine aykırı hal kapsamında İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, davacı kadının davasının reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkili ile davalının 1998 yılında evlendiklerini ve evliliklerinden üç ortak çocuklarının dünyaya geldiğnii, davalının yaklaşık bir yıl önce başka bir bayanla yaşamaya başladığını, bu durumdan dolayı müvekkili lehine 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat taleplerinin olduğunu, 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, ortak çocuklarn velâyetlerinin davalı babaya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile özetle; davacının bizatihi kendisinin müşterek haneyi 2014 yılında terketitğini, evliliğin tüm sorumluluğunu müvekkilinin tek başına üstlendiğini, davacı tarafın kendi kusurlarını örtbas etmek için davalı tarafa kusur yüklemeye çlaıştığını, davacının kusurlu davranışları neticesinde tarafların boşanmalarına, davacının maddî ve manevî tazminat ile nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı 2014 yılı içerisinde davalının fiziksel şiddet uyguladığını, evden kovmaya çalıstığını ve başka bir kadınla yaşadığı için buna daha fazla dayanamayarak baba evine geçtiğini iddia etse de bu hususların ispata muhtaç olduğu ancak dosya kapsamına kazandırılan delillerle ispatlanamadığı, somut olay birlikte değerlendirildiğinde davacı ve davalının 2014 yılından beri ayrı yaşadığı tarafları uzun bir zamandır ayrı yaşadıkları düşünüldüğünde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiği, davacı taraf, davalı erkeğin zina fiilini kanıtlayamadığı için bu neden yönünden istemin reddine karar verilmesi gerektiği, davalının cevap dilekçesinde talep ettiği boşanma talebinin kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davalı tarafın velâyet talebinin kabulü ile ile; ortak çocukların velâyet hakkının davalı babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, davacının yoksulluk nafaka talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; hüküm kesinleşinceye kadar 250,00 TL tedbir nafakası, kesinleştikten sonra 250,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalının ortak çocuklar için iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakalar ve davacı lehine hükmolunan vekâlet ücretine yönelik süresinde istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; “Davacının zina özel sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davasının reddine, davalının cevap dilekçesindeki boşanma talebinin kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanun'unun 166. maddesi uyarınca boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine” karar verilmiş, bu karar davalı erkek tarafından istinaf edilmiş, davacı kadının boşanma davasının reddine dair verilen karar ise istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir.İlk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere davalı erkeğin harcı yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış her hangi bir boşanma davası bulunmamaktadır. Davalının cevap dilekçesindeki “boşanmaya karar verilsin” şeklindeki talebi, bu dilekçeyi dava dilekçesi haline getirmez.Dosyada sadece kadın tarafından açılmış tek bir boşanma davası mevcut olup, bu dava da mahkemece reddedilmiştir. Kadının boşanma davasının reddine karar verildikten sonra, erkek tarafından açılmış bir boşanma davası olmadığı halde, olmayan bir dava hakkında hüküm kurularak, cevap dilekçesindeki beyana istinaden boşanma kararı verildiği görülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'unun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi, "istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı" olarak yapılır. Ancak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bu durum resen gözetilir. Her ne kadar hükmün boşanmaya ilişkin bölümü istinaf edilmemiş ise de; yasanın amir hükmü ve kamu düzenine dair açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, davacının boşanma davasının reddine karar verildikten sonra, davalı yanca usulüne uygun şekilde açılmış bir boşanma davası olmadan, sadece cevap dilekçesindeki beyana dayanarak boşanma kararı verilmesi, 6100 sayılı Kanun'unun 355.maddesinde düzenlenen kamu düzenine aykırılık olarak kabul edilmiş ve istinaf incelemesi buna göre yapılmış olup İlk Derece Mahkemesince, davalı erkek tarafından açılmış bir boşanma davası olmadığı halde, sadece cevap dilekçesindeki beyana dayanarak boşanma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan" İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılmasına, davacı kadının boşanma davasının reddine, davacı kadın yararına, dava tarihinden başlamak ve İlk Derece Mahkemesince hükmedilen nafakalar ile tahsilde tekerrüre neden olamamak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, ortadan kamu düzenini ilgilendiren bir durum bulunmadığını beyanla; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2023/593 E., 2023/941 K. Sayılı kararının bozulmasına davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasının reddi kararının doğru olup olmadığı, olmayan bir dava hakkında varmış gibi kabul kararı verilmesinin kamu düzenini ilgilendirip ilgilendirmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 297 nci, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi;
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.