"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1297 E., 2023/1483 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/526 E., 2023/716 K.
Taraflar arasındaki terditli açılan velâyetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince velâyetin değiştirilmesi talebi yönünden reddine, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Konya 2. Aile Mahkemesinin 2018/857 Esas - 2020/16 Karar sayılı kararı ile boşandığını, söz konusu karar kesinleştiğini, tarafların 02.02.2004 doğumlu ... 18.05.2006 doğumlu ... ve 10.07.2011 doğumlu ... isimli üç çocuğu olduğunu, söz konusu çocukların velâyetleri davalı anneye verildiğini, ortak çocuk ... 18 yaşını doldurduğu için iş bu davada ... adına herhangi bir velâyet talebi bulunmadığını, taraflar arasında boşanma davasının 16.10.2018 tarihinde açıldığını, taraflar karşılıklı olarak çocukların velâyetlerini talep ettiklerini, velâyet talebine ilişkin olarak Konya 2. Aile Mahkemesince 22.01.2019 tarihli sosyal inceleme raporunun değerlendirme kısmında "tarafların 4 aydır fiili olarak ayrı yaşadıkları, ... Bey'in sadece çocuğu ... ile görüşebildiği, ...'nun babasını özlediği" ifade edildiğini, söz konusu rapor için pedagog 18.01.2019 tarihinde davalı ve ortak çocuklarla görüştüğünü, müvekkili çocukları ile 2018 yılında beri görüşemediğini, 18.01.2019 tarihinde pedagog ile çocuklar arasında yapılan görüşmeden sonra davalı taraf müvekkiline yapabileceği en büyük kötülüğü yaptığını, velâyetin babaya verilmemesi saikiyle hareket ederek çocukları yönlendirdiğini, çocuklar bu yönlendirme sonucunda müvekkili hakkında cinsel istismar iddiasıyla karakolda asılsız bir şikayette bulunduğunu, müvekkilinin manevî açıdan inanılmaz derecede yaralandığını, söz konusu iddia üzerine Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/59623 Soruşturma numaralı dosyası üzerinden soruşturma başladığını, 19.03.2019 tarihli ön inceleme durulmasında müvekkili ile ortak çocuklar arasında her ayın 1. Ve 3. Cumartesi günleri saat 09:00'da teslim alıp, Pazar günü 17:00'da teslim edilmek üzere ve dini bayramların 2. Günü saat 09:00 da teslim alıp 3. Günü saat 17:00'da teslin etmek üzere kişisel ilişki tesis edildiğini, bu aşamadan sonra müvekkili ile ortak çocukların görüşmesini istemeyen davalı söz konusu soruşturma dosyasını ileri sürüp çocuklar ile baba arasındaki kişisel görüşün kaldırılmasını talep ettiğini, müvekkili çocukları ile görüş yapma mücadelesini sadece cebri icra yolu ile vermediğini, icra dosyası haricinde de görüş günlerinde çocuklarını görmek için müvekkili konuta gittiğini, fakat davalı çocukları hiçbir şekilde müvekkiline vermediğini, bu nedenlerle izah edilen sebeplerden ötürü öncelikle ortak çocuklar ... ve ...'nun velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, Mahkeme aksi kanaatteyse ortak çocuklar ..., ...ve ... ile müvekkil arasındaki kişisel ilişki günlerinin arttırılmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddia ve beyanları yerinde olmadığını, davacı taraf gerçek dışı olgular ileri sürdüğünü, davacı taraf evlilik birliği içerisinde gerek müvekkili gerekse de ortak çocuklara karşı fiziksel şiddet uyguladığını, ağza alınmayacak hakaretlerde bulunduğunu, davacı tarafın ortak çocuklardan ... Kozan'ı sokak ortasında, arkadaşlarının yanında tehdit ettiğini, müvekkili le davacı taraf Konya 2. Aile Mahkemesinin 2018/857 Esas 2020/16 Karar sayılı 08.01.2020 tarihli kararı ile boşandıklarını, davacı tarafın ne evlilik birliği içerisinde ne fiili ayrılık döneminde ne de boşanmanın gerçekleşmesinden sonra hiçbir zaman ortak çocuklar ile ilgilenmediğini, maddî veya manevî olarak hiç bir ihtiyaçlarına giderme taraftarı olmadığını, davacı taraf bir gün olsun çocuklarını arayıp sormadığını, herhangi bir ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, takdir edilen cüzi miktardaki nafakayı dahi sürekli suretle ödemekten kaçındığını, sırf bu nedenle ekonomik durumu çok iyi olmasına rağmen birçok taşınır ve taşınmazlarını, maddî birikimlerini üzerinde bulundurmaktan mutlak suretle imtina ettiğini, davacı tarafın velâyet talebi yerinde olmadığını, ayrıca kabul edilmesi durumunda ortak çocukların üstün yararına uygun düşmeyeceğini, davalının ortak çocuklarını göremediği, müvekkilinin ortalk çocuklarla görüşmesini engellediği iddiaları kesinlikle gerçek dışı olduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı dava ve taleplerin kül halinde reddine, ortak çocukların beyanlarına başvurularak ve üstün menfaatleri gözetilerek velâyet hakkının müvekkil üzerinde kalmasının devamına karar verilmesini, davacının kişisel ilişkinin arttırılması talebinin reddedilmesine aksine küçüklerin psikolojilerini oldukça kötü etkilenmesi nedeniyle kurulan kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasına karar verilmesini, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, tarafların ortak çocuğunun anne yanında yaşadığı, uzman görüş raporunda velâyetin anneye verilmesinin baba ile sınırlı şekilde kişisel ilişki kurulması kanaatine varıldığının bildirildiği, velâyetin annede kalmasının çocukların menfaatine olduğu, kişisel ilişkinin genişletilmesi talebi yönünden de ayda iki kez sınırlı olarak ve uzman eşliğinde görüşme gerçekleştirilmesinin çocukların menfaatine olacağı gerekçesiyle velâyet yönünden talebin reddine, kişisel ilişki talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile tarafların ortak çocukları ... ve ... ile baba arasında her ayın 2. ve 4. haftası pazar günleri saat 13:00’dan aynı gün saat 14:00’e kadar, kişisel ilişkinin çocuk teslim merkezleri bünyesinde yapılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliği içerisinde davalı ve ortak çocuklara fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, sonrasında bu durumu düzeltmek adına hiç bir çaba sarf etmediğini, ortak çocukların uzmanlar ile görüşmeleri esnasında babalarından korktuklarını beyan ettikleri, ortak çocuklarda çok büyük ve derin izler bırakan hususlar akabinde davacı ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesis edilmesi çocukların üstün yararı ilkesine açıkça aykırı olacağı, çocukların ruhsal gelişiminin zedelenmemesi ve psikolojilerinin tahribata uğramaması için özellikle de şu anki hal ve şartlar dahilinde kesinlikle davalıyla kişisel ilişki kurulmasına izin verilmesi gerektiği, kaldı ki davacının velâyetin değiştirilmesi talebinin reddedildiği, iş bu davdan önce düzenlenen kişisel ilişki düzenlemesinden çok daha kısıtlı bir kişisel ilişki düzenlemesi getirildiğini, hal böyle olunca davacı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin davalının mağduriyetinin artmasına sebep olacağı, tüm bunlar birlikte değerlendirildiğine davacı ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesis edilmemesinin ortak çocukların üstün yararına olacağını belirterek kişisel ilişki tesisini, yargılama gideri ve vekâlet ücretini yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddi ile lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 11.08.2001 tarihinde evlendikleri, 29.12.2020 tarihinde boşandıkları, bu evliliklerinden ..., ...ve...isimli çocuklarının olduğu, davacı erkeğin Mali Müşavir olarak çalıştığı, yalnız yaşadığı... adresinde kaldığı, davalının malulen emekli olduğu, çocuklarla... adresinde yaşadığı, boşanma kararında her ayın 1.haftası cumartesi günleri saat 12.00-17.00 arasında kişisel ilişki kurulmasına rağmen o tarihten bu güne kadar çocuklarla baba arasında var olan kişisel ilişki günlerinde görüşülmemesi, çocukların baba ile görüşmek istemediklerini belirtmeleri, her ne kadar takipsizlik kararı verilmiş ise de babanın çocuğa karşı cinsel taciz iddiasının dile getirilmesi ve sosyal inceleme raporu de danışmanlık tedbirinin uygulanmasının gerektiğinin bildirilmesi ve buna göre süreç başlanarak halen danışmanlık süresinin devam ediyor olması nedenleri ile kişisel ilişkinin bu aşamada arttırılmasını gerektirecek koşullar oluşmamasına rağmen bu talep yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davanın tamamen reddedilmesi gerektiğinden davalı lehine vekâlet ücreti ve yargılama gideri verilmesi gerektiği halde aksi yönde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak kişisel ilişki yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kişisel ilişki talebinin arttırılması talebinin reddine, davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilin boşanma davası sürecinde olduğu gibi sonrasında da çocukları ile görüşmeye çabaladığı ancak bu çabalarının davalı tarafça engellendiği, müvekkilin çocukları ile görüşmek adına defaaten cebri icra yoluna başvurduğu, çocukları ile kişisel ilişki kurmak hakkının elinden alındığını, ortak çocukların annelerinin uyguladığı manipülasyonun etkisinden kurtulması ve sağlıklı bir psikolojiyi koruyabilmeleri adına müvekkil ve çocukları arasında düzenli bir kişisel ilişki tahsis edilmesi gerektiği, müvekkilin boşanma sürecinden bu yana çocuklarına hasret olduğu, ve çocuklarının gözünde itibarsızlaştırılmasının da bir babanın başına gelebilecek en kötü hal olduğunu İlk Derece Mahkemesinin konuya ilişkin hükmünde herhangi bir hata söz konusu olmadığını, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı tarafa bırakılması gerektiğini ileri sürerek reddedilen kişisel ilişkinin artırılması talebi ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortak çocuklar ile baba arasında boşanma kararı ile düzenlenen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini gerektirir olguların ispatlanıp ispatlanmadığı yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 182 nci ve 323 üncü maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 323 üncü, 326 ncı 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (13) üncü alt bendi, 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 9 uncu maddesi ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını
gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.