"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1315 E., 2023/1531 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/1834 E., 2023/646 K.
Taraflar arasındaki kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile belirtilen zamanlarda dede ve anneanne ile torun arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; damatları olan davalının torunları olan ...'yı eşi olan kızları ... ile biraz zaman geçireceğini ifade ederek müvekkillerine teslim ettiğini, müvekkilleri torunları ile birlikte zaman geçirirken 10.05.2021 tarihinde davalı müvekkili ...'i aradığını, müvekkilinin kızı ...'in intihar ederek vefat ettiğini söylediğini, kızlarının sebeplerini bilmedikleri ölümü nedeni ile manevî olarak yıkıma uğradıklarını, kızları ...'in vefatından sonra davalı tarafın çocuğun durumu ile ilgili müvekkillerine bilgi vermediğini, torunlarını görmek istediklerini, müvekkillerinin şuan hiçbir şekilde torunlarını göremediğini, çocuğun nerede yaşadığını, bakımı ile kimin ilgilendiğini bilmediklerini, çocuğun sağlığı için endişe duyduklarını, torunlarının müvekkillerini çok sevdiğini, müvekkillerinin torunları ile aralarında bu kadar güçlü aile ve sevgi bağı olması karşısında kişisel ilişki tesisi talep etmelerinin en doğal hakları olduğunu belirterek müvekkilleri anneanne ve dede ile torunları olan çocuk 2009 doğumlu ... arasında öncelikle tensiple tedbiren kişisel ilişki tesisi kurulması dava sonunda kalıcı olarak kişisel ilişki kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin müteveffa eşi ...'in depresyon tanısı aldığını, hastalığı boyunca 2 defa atak geçirdiğini, ikinci atağında intihar ederek yaşamına son verdiğini, davacıların dilekçesinde sanki hiç bir şey yok iken kızlarının intihar ettiği gibi bir algı yaratmaya çalıştıklarını, oğlu ...'yı davacılara gönderenin kendisi değil müteveffa olduğunu, söz konusu intihar vakıasının 10.05.2021 tarihinde yaşandığını, acı olay sonrasında da davacılarla görüşmeye devam ettiklerini, oğlunu pek çok kez gönderdiğini, fakat o dönemde davacıların ikametgahına gelirken, davacılar ile aynı apartmanda oturan bir komşusunun müvekkilinin yanına gelerek ...'nın durumunun iyi olmadığını bir kaç gündür kendilerinde kaldığını söylemesi üzerine sinirlendiğini ve ...'yı da alarak evine döndüğünü, davacılara bunun nedenini sorduğunda mantıklı cevap alamadığını, çocuğa sorduğunda davacı anneanne ve dedenin evde olup bitenin kendilerine anlatılmasını istedikleri, bu nedenle oğlunun kapıları dinlemeye başladığını, cinler v.s bahsederek korkmasına neden olduklarını anladığını, davacıların amacının çocuğu görmek onunla kişisel ilişki kurmak olmadığını, kendi kızları hasta iken ilgilenmedikleri gibi torunları ile de ilgilenmedikleri, eşi vefat ettiğinden bu yana kendi içlerinde müvekkilini suçladıklarını, davacıların çocuğun psikolojisinin bozulmasına neden olduğunu belirterek davanı reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların kızının vefat ettiği, çocuğun velâyetinin babada olduğu, dede ve anneanne ile torun arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun menfaatine olduğu, aksi yönde bir delilin bulunmadığı, sosyal inceleme raporunda da bir olumsuzluğun tespit edilmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile çocuk 2009 doğumlu ... ile davacılar arasında her ayın birinci Cumartesi günleri saat 10.00’dan aynı hafta Pazar günü saat 17.00’ye kadar, Ramazan bayramının üçüncü günü saat 10.00’dan aynı gün saat 17.00’ye kadar, Kurban bayramının üçüncü günü saat 10.00'dan dördüncü günü saat 17.00'e kadar, baba evinden alınıp baba evine teslim edilmek üzere davacılar ile kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamı, rapor içerikleri ve çocuğun beyanı dikkate alınarak, kişisel ilşkinin tamamının yatılı ve daha uzun sürelerde tesis edilmesi gerektiği, ara, yarıyıl ve yaz tatillerinin de eklenmesi gerektiğini belirterek davanın tam kabulüne karar verilmemesini istinaf etmiştir.
2.Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabul kararının hatalı olduğu, davacılarla çocuğun kişisel ilişki kurmasının çocuğun menfaatine olmadığı, çocuğun davacıların öz kan hısımlığı olan torunları olmadığı, ...'nın evlatlık olduğu davanın başında çocuğun bilmemesi nedeni ile ifade edilmediği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(4721 sayılı Kanun) 325 inci maddesinde belirtilen koşulların sağlanmadığı, çocuğun mahkemece bizzat dinlenmediği, uzman raporunda çocuğun davacılarla görüşmek istememesinin ve yasadığı psikolojik sorunların ifade edilmesine rağmen yer verilmediğini belirterek kararı tüm yönlerden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların kızı müteveffa ... ile davalının evliliğinden olma 2009 doğumlu ... ile kızlarının vefatından itibaren görüşemediklerini belirterek kişisel ilişki kurulmasını istedikleri, yargılama sırasında çocuk ile davacılar arasında kişisel ilişki kurulduğu, dosya kapsamına sosyal inceleme raporu aldırıldığı, rapora göre, çocuk ile davacılar arasında yatılı şahsi ilişki kurulmasının çocuğun annesinin akrabaları ile ilişkilerini geliştirebileceği, alt-üst soy bağını kuvvetlendireceği, sosyal yaşam kalitesini artıracağının belirtildiği, İlk Derece Mahkemesince, çocuk ile davacılar arasında kurulan şahsi ilişki ve süresinin yerinde ve çocuğun üstün yararına olduğu, babanın velâyet görevini engellemediği gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili; istinaf dilekçesini tekrar ederek, kurulan kişisel ilişkinin süresinin yeterli olmadığı, yatılı kurulması gerektiği ve istinaf dilekçesinde belirtilen zamanlarda da kişisel ilişki kurulması gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili; istinaf dilekçelerinde belirtilen nedenlerin tekrarı ile çocuğun evlatlık olması ve davacıların çocuk yönünden üçüncü kişi konumunda olmaları nedeni ile kişisel ilişki kurulmasının kanunda açıkça düzenlenmediğini, çocuğun mahkemece dinlenmesi gerektiğini belirterek kararın bozularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çocukla dede ve anneanne arasında kişisel ilişki kurulup kurulamaycağı, davacı dede ve anneanne ile torunu arasında kişisel ilişki kurulabilmesi için gerekli yasal koşulların bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa mahkemesince kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 325 inci maddesi., Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.