"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2020 E., 2023/715 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/184 E., 2021/217 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü, kısmen esastan reddi ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının artırılmasına, kısmen hükmün kaldırılarak yoksulluk nafakası artış talebi ve ziynet alacağı davasında harcın tamamlanması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ziynet alacağı davasının reddine, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına kesinleşmeden itibaren her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, sair yönler onanarak kesinleştiğinde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile bu yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası, nafakanın yıllık TÜFE oranında artırılması ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 22.11.2016 tarihli ve 2015/719 Esas, 2016/971 Karar sayılı kararı ile, birlikte yapılan evin davacı tarafından satılmak istenilmesi nedeniyle sorunlar yaşanması, erkeğin kadına şiddet uygulaması, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumluluğu yerine getirmemesi sebebiyle erkek kusurlu kabul edilerek esas davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata , davalı-davacı kadının harcı yatırılmış ziynet alacağı davası olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek, esas boşanma davasının reddi, kusur, kadın yararına maddî manevî tazminata hükmedilmesi yönünden, davalı- davacı kadın ise, maddî-manevî tazminatlar ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, yoksulluk nafakasının yıllık artırımına karar verilmemesi, ziynet yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmaması, harç ikmali hususunda kendilerine süre verilmemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 17.04.2017 tarih ve 2017/245 Esas, 2017/352 Karar sayılı kararı ile davacı -karşı davalı erkeğin tüm istinaf talebinin, davalı -karşı davacı kadının ise maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin esastan reddine, davalı -karşı davacı kadının yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının davacı -karşı davalı erkekten alınarak davalı -karşı davacı kadına verilmesine, davalı -karşı davacı kadının; nafakaya uygulanacak artış oranı hakkında hüküm kurulmaması ve ziynet alacağı davası hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararına yönelik istinaf taleplerinin ise kabulüne, bu konuda belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden hüküm kurulması için İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3.Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek tarafından, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan incelediği kısımlar olan tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 06.03.2019 tarihli ilamıyla Bölge Adliye Mahkemesinin 17.04.2017 tarihli kararının tazminat ve nafaka miktarları yönünden onanmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2021 tarih ve 2019/184 Esas, 2021/217 Karar sayılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin17.04.2017 tarihli gönderme kararında belirtilen eksiklikler giderilmiş olup, davalı-karşı davacı tarafın ziynet alacağı talebinden feragat etmiş olduğundan bu talep yönünden davanın reddine, davalı-karşı davacı kadın lehine Bölge Adliye Mahkemesinin 17.04.2017 tarihli kararı ile belirlenen (ve miktarı Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 06.03.2019 tarihli onama kararıyla kesinleşen) aylık 250,00.TL yoksulluk nafakasına her yıl ocak ayı itibariyle ÜFE (üretici fiyat endeksi) oranında artış uygulanarak davacı-karşı davalıdan alınarak kararın kesinleşmesinden itibaren davalı-karşı davacıya ödenmesine, sair hususların Bölge Adliye Mahkemesinin 17.04.2017 tarihli kararı ile kurulan hükmün Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 06.03.2019 tarih, 2017/5028 Esas ve 2019/2255 Karar sayılı onama ilamı ile kesinleştiği anlaşıldığından bu yönlerden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı -karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı -karşı davalı erkek vekili; yoksulluk nafakası yönünden usule, yasaya ve hakkaniyete uygun karar verilmediğini, şöyle ki erkeğin işçi emeklisi olduğundan aldığı zammın TÜFE'ye endeksli olarak belirlendiğini, hal böyle iken kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası için her yıl Ocak ayı itibariyle ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verilmesinin adil ve hakkaniyetli olmadığını, kararın bu kısmının kaldırılması gerektiğini belirterek bu yönden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı -karşı davacı kadının karşı davasında talep ettiği yoksulluk nafakasının yıllık TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince yoksulluk nafakasına yıllık artış oranı belirlenmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun ise de, taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak talebi aşar şekilde ÜFE artışına karar verilmesinin doğru olmadığı, bu haliyle, davacı -karşı davalı erkeğin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilgili bendin kaldırılmasına, davalı-karşı davacı kadın lehine Bölge Adliye Mahkemesinin 17.04.2017 tarihli kararı ile belirlenen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının her yıl Ocak ayı itibariyle TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı -karşı davalı erkek vekili; yoksulluk nafakasının artış oranına yönelik istinaf taleplerinin kabulü doğru ise de diğer yönlerden istinaf taleplerinin değerlendirilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına yıllık talep gibi TÜFE oranında artış uygulanması kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.