"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/24 E., 2023/614 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yenyiden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/683 E., 2020/307 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin,müvekkiline sevgisiz ve ilgisiz bir eş olduğunu, saygı sınırlarını aşarak sürekli aşağıladığını, rencide ettiğini, hakaretlerde bulunduğunu, kötü ve tehditkar bakışlar attığını, fiziksel özelliklerini aşağılayarak alay ettiğini, cinsel münasebeti kestiğini, soğuk tavırlar sergilediğini, yapılan yemekleri beğenmediğini, evinin ve ailesinin ihtiyaçlarını hiç bir zaman önemsemediğini, masraflar için cüz'i miktarda para verip maddî kısıtlamalar getirdiğini, ağza alınmayacak küfürler ettiğini, kayınvalidenin müvekkiline defalarca fiziksel şiddet uygulamasına ses çıkarmadığını, aile mahremiyetine önem vermeyen annesinin bu tutumlarına karşı müvekkiline bağırıp çağırdığını, hakaretlerine izin verdiğini, ortak konutu terk ettiğini, müvekkilinin evlilik boyunca psikolojik, cinsel, ekonomik şiddet ile insanlık onuruna yakışmayacak muameleye maruz kaldığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına her yıl artırım kaydı ile aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu davacı kadının sinirli bir yapıya sahip olduğunu, ufak tefek meseleleri büyütüp sorun haline getirdiğini, yatağını ayırdığını, kendisini eve almadığını, özür mesajları atmasına rağmen eve almamaya devam ettiğini, iyi bir insan olan eşinin bir anlık sinir ve kızgınlıkla dava açtığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadın tarafından davalı erkek eşin boşanmayı gerektirir nitelikte kusurunun ispat edilemediği, tanıkların beyanlarının bir kısmının soyut nitelikte ve duyuma dayalı olduğu, yine bir kısım tanık beyanlarının ise geçmişe dönük olduğu ve tanıklık yapılan olaylardan sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettiğinin dosya kapsamından anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olmadığını belirterek; davasının reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına aşağılamalarda bulunduğu, yeterince maddî ve manevî katkıda bulunmadığı ve ilgi göstermediği, erkeğin kadına attığı özür mesajlarının içeriğine göre de, erkeğin iddiasında dayandığı olayları hoşgörü ile karşıladığı evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadın eşin dava açmakta ve boşanmayı talep etmekte haklı olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadının yasal koşulları gerçekleşen boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekir iken reddine karar verilmesi isabetli olmadığı gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak kadının açtığı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına nafakalara gelecek yıllar için kararın kesinleşme tarihi esas alınarak TÜİK'in tarafından açıklanacak ÜFE oranında artırıma tabi tutulmasına ve kadın yararına 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İstinaf Mahkemesinin davacı kadının tanıklarının evliliğin ilk yıllarına ait beyanlarını esas alarak karar verdiğini, tanıkların anlattığı olayların 15-20 yıl önce meydana gelmiş olaylar olduğunu belirterek, davanın kabulü yönünden temyiz talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin kusurlarının ispat edilip edilmediği, af olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.