"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1161 E., 2023/1021 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bartın Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/226 E., 2022/82 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2019 yılında kaçarak evlendiklerini, davalının Bodrum'da yazlık olarak kullanılan villada güvenlik görevlisi olarak çalışıp aylık 6.000.00 TL maaş aldığını, davalının ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, kendisine hakaret ve tehdit ettiğini, davalının bu davranışlarının kendisi için tahammmül edilemez hal aldığını, baba evine sığınmak zorunda kaldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, sağ doğması halinde küçüğün velâyetinin tarafına verilmesine, kendisi için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, küçük için doğum ile birlikte aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası tahsiline, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların kati gerçek dışı olduğunu, davacının tam kusurlu eylemleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hal aldığını, müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, davacının ailesinin evlilik birliğine olan müdahalesine müvekkiline olan küfür hakaret ve aşağılayıcı tavırlarına davacının kati surette ses çıkarmadığını, boşanma davasının tüm fer'îleri ile reddine karar verilmesini, karşı davalarında ise davacı/k.davacının evlilik birliği içeresinde olumsuz tutum ve davranışlar sergilediğini, aile konutunu terk etmesi nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hal aldığını, tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin dava boyunca tedbiren, dava neticesinde kati olmak üzere müvekkili babaya verilmesine, davacı-karşı davalı aleyhine 100.000 TL maddî, 100.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı kadının kendi ailesinin erkek hakkında söylediği olumsuz sözleri ve hakaretleri erkeğe taşıdığı, ailesinin olumsuz söz, davranış ve müdahalelerine karşı sessiz kaldığı, bunları önlemek için çabasının bulunmadığı, ortak hayat devam ederken haklı bir neden bulunmaksızın ortak konutu terk ettiği ve fiili ayrılıktan sonra "erkeği çocuğu ile cezalandıracağını" söylediği, buna karşılık davalı-karşı davacı erkeğin fiili ayrılıktan sonra kadına ve ailesine hakaret ettiği, bu hakaretlerin tepkiyi aşar mahiyette olduğu, bu kapsamda boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu vakaların gerçekleşme şekli ve ağırlıklarına göre, davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu, davalı-karşı davacı erkeğin ise az kusurlu olduğu, tarafların birlikteliğinin fiilen son bulmuş olması ve boşanmaya neden olan vakıalar değerlendirildiğinde eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün olmadığı, evlilik birliğinin eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğu vicdani kanatine varılarak, asıl ve karşı davaların kabulü ile, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı-karşı davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine takdir edilen 1.300,00 TL tedbir nafakasının hüküm tarihinden itibaren 800,00 TL'ye indirilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk ...'nın davacı-karşı davalı anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 500,00-650,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı lehine 6.000,00 TL maddî, 4.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı-karşı davacının ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı olarak yapıldığını, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı-karşı davacı erkeğin kusurlu olduğunu, mahkemece tanık beyanlarına itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, dosyaya sunulan ve erkek tarafından inkar edilmeyen mesajlaşma ve ses kayıtlarının mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, evlilik birliğinin çekilmez hal almasında davacı-karşı davalı tarafın tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, yerel mahkemece ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ve velâyet konusundaki taleplerinin reddine ile çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-karşı davalı kadının cevaba cevap dilekçesi ekinde sunduğu mesaj kayıtları da incelendiğinde; af/hoşgörü kapsamında kalan eylemler dışında olan olaylarda, davalı-karşı davacı erkeğin evlilik birliğinin devamı ve fiili ayrılık döneminde olmak üzere "eşine ve ailesine yönelik küfür, hakaret ve tehdit şeklinde söz ve mesajlarının bulunduğu, eşinin ailesiyle görüşmesine engel olduğu" davacı/k.davalı kadının ise; "ailesinin evliliğine müdahalesine sessiz kalıp, haklı neden bulunmadan ortak konuttan ayrıldığı" anlaşıldığı, Mahkemece, kadına yüklenen "ayrılık döneminde erkeği çocuğu ile cezalandıracağı" şeklindeki sözün, fiili ayrılık döneminde erkeğin küfür-hakaret-tehdit eylemlerine tepki niteliğinde olduğundan bu nedenle kusur olarak kadına yüklenmesi doğru olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı kadının az, davalı-karşı davacı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından, davalı-karşı davacı erkeğin kusur tespitine ve asıl davanın kabulü kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine; davacı-karşı davalı kadının ise kusur tespitine tazminatlara, yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkemenin gerekçesindeki kusur tespitinin ve derecesinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiş ve baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, kadın lehine toptan 24.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata erkeğin tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; kusur tespiti, nafakaların ve tazminatların miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur tespiti, asıl davanın kabulü, velâyet, kişisel ilişki, tedbir nafakaları ile iştirak nafakası, tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık velâyet, tazminat ve nafaka miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı-davacı erkeğin terk hukuki sebebine (4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesine) dayalı bir davası bulunmadığı, bu nedenle kadına "haklı bir sebep bulunmadan ortak konuttan ayrılma" kusurunun yüklenemeyeceğinin, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre yine de davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarları yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ferhat'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Yasemin'e geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.