"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/544 E., 2019/855 K.
...
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı kadın vekili
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacı kadın vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı erkek eş adına edinilen taşınmaz nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL alacağın karar tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 17.11.2015 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 80.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; taşınmazın babasından intikal ettiğini, taşınmazın edinilmesinde davacının bir katkısı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.12.2015 tarihli 2015/24 Esas ve 2015/932 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın edinilmiş mal olduğu, tasfiye tarihindeki değer dikkate alınarak alacağın belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulüyle 80.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 06.02.2019 tarih ve 2018/15963 Esas, 2019/1067 Karar sayılı kararı ile, davanın artık değere katılma alacağı istemine ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesinde anne ve baba gibi yakınlar tarafından eşlere yapılan temlik işlemleri resmi kayıtta bedelle yapılmış gibi gösterilse bile hayatın olağan akışına göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 220 nci maddesinin ikinci bendi uyarınca karşılıksız kazandırma ve bir tür bağış işlemi niteliğinde olduğu; bu nedenle, eşe geçen bu malvarlığının onun kişisel malı olduğunun fiili karine kabul edildiği, işlemin karşılıksız kazandırma olmadığını iddia eden tarafından ispatlayabileceğini, tasfiyeye konu 17 ada 3 parselde 9 nolu bağımsız bölümün davalı eşin evlilik birliği içinde taşınmazı babasından devraldığı, davalının babası tarafından satış gibi işlem yapılmış ve yapılan devir evlilik birliği içerisinde gerçekleşmiş ise de; fiili karine olarak, hayatın olağan akışına göre eşlerden birinin anne veya babası tarafından yapılan bu gibi malvarlığı devirleri karşılıksız kazandırma (bağışlama) olarak değerlendirildiğinden ve bu fiili karinenin aksini, yani parasını vererek gerçek anlamda satın alındığını, tasarrufun karşılıksız kazandırma olmayıp karşılığı verilerek elde edilmiş bir edinim olduğunu, gerçek anlamda bir satış işlemi olduğunu iddia eden eşin, başta satış bedelinin ödendiğine ilişkin ödeme kayıtları olmak üzere iddiasını güçlü ve inandırıcı delillerle de ispatlayamadığı, davalıya babası tarafından devredilen taşınmaz yönünden davacının mal rejiminin tasfiyesine bağlı bir alacak hakkının mevcut olmadığı, Mahkemece, taşınmaz karşılıksız kazandırma yoluyla edinildiğinden, davalının kişisel malı olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamına uyularak bu doğrultuda davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 01.06.2023 tarih ve 2022/3476 Esas, 2023/2808 Karar sayılı kararı ile, Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı belirtilerek davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına davacı kadın vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı kadın vekili karar düzeltme dilekçesinde; kanuni karinenin edinilmiş mal olduğunu, aksini ispat yükünün davalıda olduğunu, ispat yükünün ters çevrilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın bozulması gerektiğini belirterek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmalık, kişisel mal savunması ve ispat yükü noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.04.1959 tarih ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para ceza ile 562,65 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,
13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...