"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2063 E., 2023/2623 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/1050 E., 2023/713 K.
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Konya 3. Aile Mahkemesi'nin 2014/612 Esas, 2019/1553 Karar sayılı dosyadaki hükümde davalı tanıklarının yalan tanıklık yaptığını, davalı tanığı ...'nin davacıyı ve davacının tüm ailesini davacının oğlu ... ... vasıtası ile tanıdığını ifade
ettiğini, ardından taşınmazın devir tarihinde tapu müdürlüğünde davacının oğlu ... ...'u ile ...'u ... ile birlikte gördüğünü, yanlarına gittiğini ve orada bulunma sebeplerini sorduğunu, ...'ın da dava konusu taşınmazları satın almak üzere orada bulunduklarını ifade ettiğini, tam bu sırada yanlarına davacının geldiğini, hatta kendisini tanımadığını söylediğini, tanığın bu beyanının hükme esas alındığını, davacının taşınmazın devrinden haberdar olduğuna karar verildiğini, davacının oğlu ... ...'un taşınmazların devir tarihinden yaklaşık 8 yıl önce öldüğünü, davacının eşi ...'un %90 oranı ile engelli olduğunu, tekerlekli sandalye ile ancak nadiren sokağa çıkabildiğini, tapu devir tarihi olan 09.05.2014 tarihinde sağlık durumunun da iyi olmadığını, ...'un 11 ayrı taşınmazların tamamını davalı ...'a devredildiğini, bu taşınmazların tamamının davacının oğlu ... tarafından davalıya devredildiğini, vekaletnamenin verilme tarihi devir tarihinden yaklaşık 5 yıl önce olduğunu, devir işleminden ne davacının ne de eşi ...'in haberi bulunmadığını, omurilik felci geçirmiş ve yürüyemeyen bir kişinin gıda ticari işlerle iştigal edebilmesinin mümkün olmadığını, 1999 tarihinden bu yana çalışamadığını, davalı tanığı ... A.'nın devredilen taşınmazların davacıya ait olduğunu beyan ettiğini, taşınmazların davacıya ait değil, davacının eşi ...'a ait olduğunu, Engelli, yürüyemeyen bir kişinin ikamet ettiği taşınmazı hiçbir sebep yokken satmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının ve eşinin ... ailesinden kimseyi tanımadığını, taşınmazların devri esnasında davacının ve eşinin herhangi bir ekonomik sıkıntısı olmadığını, davalının davacının ipoteğinin bulunduğu bankaya ödemiş olduğu herhangi bir ödemesi bulunmadığını iddia ederek Konya 3. Aile Mahkemesi 2014/612 Esas, 2019/1553 Karar, 22.10.2019 tarihli kararının iptali ile yargılamanın iadesine, davanın kabulü ile Konya ili, ... ilçesi, ... mahallesi 200 pafta, 19822 Ada, 7 parsel, 3.Kat, 11 numaralı bağımsız bölümde kaim taşınmazın tapusunun iptali ile yeniden diğer davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; yargılamanın iadesi talebinin kötü niyetli olduğunu, davalının davacıya ve eşine karşı açtığı ve Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/151 E sayılı dosyada görülen el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasını akamete uğratma ve sürüncemede bırakma amacı taşıdığını, tanık dinlenilmesinin 12.05.2015 tarihinde yapıldığını, o tarihten beri tanığın beyanının davacı tarafından bilindiği halde tanık hakkında ecrimisil davasına kadar herhangi bir şikayette bulunulmadığını, tanık hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet bulunmadığını, tanığın beyanlarının gerçek olduğunu, tanığın her iki kardeşin isimlerini karıştırdığını, kasdettiği kişinin ... olduğunu, sadece tanık ...'in beyanları ile değil tüm tanık beyanlarının birlikte değerlendirilerek hüküm kurulduğunu, davanın tamamen dürüstlüğe aykırı olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; geçirdiği omurilik felcinden dolayı oğlu ...'a geniş yetkiler veren vekaletname verdiğini, oğlunun verilen bu vekaletname yetkisini kötüye kullanarak üzerine kayıtlı 11 taşınmazı kendisinin ve davacının haberi olmaksızın davalı ...'a sattığını, haberleri olsaydı engel olacaklarını, oğluna ait bir şirketin banka borçları sebebiyle borçtan kat kat fazla olan tüm mal varlığını satmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, devir sırasında ne kendisinin ne de davacının tapu müdürlüğünde bulunmadığını, devir tarihinde hiçbir
borcunun bulunmadığını, ekonomik sıkıntı yaşamadığını, tüm mal varlığını satsa bile kendi oturduğu evi satmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının da kendi müşterek konutlarının satışına onay vermesinin mümkün olmadığını, taşınmazların devredildiği tarihte çok ağır hastalık geçirdiğini, devir tarihine yakın bir tarihte hastanede ameliyat olduğunu, ne kendisinin ne de davacının, ne davalı tanığını ne de davalı ...'yı tanımadıklarını, davalı tanığı ...'in söylediği gibi gıda ticareti ile uğraşmadığını, 1999 yılından beri çalışmasının mümkün olmadığını, oğlu ...'in 18.05.2006 tarihinde vefat ettiğini, davalı ...'nın söylediği gibi taşınmazların satışı yönünden devir tarihine yakın bir icra takibi bulunmadığını, oğlu ...'in borcunun 11 taşınmazın değerinin çok çok altında olduğunu iddia ederek Konya 3. Aile Mahkemesi 2014/612 Esas, 2019/1553 Karar, 2210.2019 tarihli kararının iptali ile yargılamanın iadesine, davanın kabulü ile Konya ili, ... ilçesi, ... mahallesi 200 pafta, 19822 Ada, 7 parsel, 3.Kat, 11 numaralı bağımsız bölümde kaim taşınmazın tapusunun iptali ile yeniden diğer davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yargılamanın iadesi sebeplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesinde tahdidi olarak sayılmış olduğu, davacı tarafından yalan tanıklık yapan tanıkların beyanının hükme esas alındığını ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde "İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması." koşulunun arandığı ve somut olayda bu koşulun gerçekleşmediği gerekçesiyle davacının yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; delillerin toplanmadığını, davanın kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının eşine ve taşınmazı satın alan davalıya karşı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi uyarınca tapu iptal tescil ve taşınmaza aile konutu şerhi konulması istemiyle dava açtığı, İlk Derece Mahkemesinin 22.10.2019 tarihli kararı ile davanın kesin hüküm sebebiyle usulden reddine karar verildiği, Dairemizin 30.10.2020 tarih 2020/385 Esas, 2020/1260 Karar sayılı ilamıyla davalı tanık anlatımları doğrultusunda davacının evin ipotek borcu için davalı ...'ya satılmasından haberdar olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesindeki şartların oluşmadığı, açılan davanın esastan reddi gerektiği gerekçesiyle davacının istinafının reddine, davalı ...'ın istinaf talebinin ise kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 01.02.2021 tarih 2020/6918 Esas, 2021/811 Karar sayılı ilamıyla usul ve kanuna uygun bulunarak onandığı, bunun üzerine davacının yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu, tanıklar ..., ... ve davalı ... ... hakkında yalan tanıklık iddiası ile
başlatılan soruşturmada Konya C.Başsavcılığı'nın 23.03.2022 tarih 2021/35266 soruşturma dosyası ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davacının itirazı üzerine Konya 4.Sulh Ceza Mahkemesinin 20.10.2022 tarih 2022/1555 değişik iş dosyası ile davacının itirazı kesin olarak reddedildiği, tanık beyanlarının yalan olduğu kesin olarak ispat edilemediğinden davacının yargılamanın yenilenmesine yönelik talebinin reddinin isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanıkların yalan tanıklık yaptığına ilişkin deliller toplanmadan karar verildiğini, adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde karar verildiğini, Tanık ... T.'nin davacının oğlu olan ...'i tapuda gördüğünü iddia ettiği tarihten yaklaşın 8 sene önce öldüğünü, bu ifadeden bile tanığın yalan tanıklık yaptığının anlaşıldığını, davalı ...'in ise o tarihlerde ağır hasta olması nedeniyle tapuya gidebilmesine olanak bulunmadığını, yalan tanıklık nedeniyle yapılan suç duyurusu nedeniyle Cumhuriyet Savcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de diğer delillerin toplanmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, somut olayda yargılamanın yenilenmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 194 ücü maddesi, 6100 sayılı Kanun'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci ve 375 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.