Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1301 E. 2024/8715 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, tazminat ve nafaka miktarlarının hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun tespit edilmesi, takdir edilen maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarlarının da makul olması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2293 E., 2023/2768 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/687 E., 2022/437 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin psikolojik baskı uyguladığını, kadının kitap okumasına ve örgü örmesine karışıp hakaretler ettiğini, davalı erkeğin evin ihtiyaçlarını rica minnet karşıladığını ve bunu da küfürlerle kadının başına kaktığını, kadının önceki evliliğinden olan küçük kızı ile birlikte kitaplarını beğendiği bir yazarın imza gününe gittiğini, davalı erkek bunu öğrenince kadının üzerine yürüdüğünü, cebir uyguladığını ve eline bıçak aldığını, komşularının davalıyı sakinleştirdiğini, davalı erkeğin, kadının önceki evliliğinden olan diğer kızlarını arayarak eve çağırdığını ve kadını evden götürmelerini istediğini, kadının kızları ile evden ayrıldığını, daha sonra erkeğin, kadını telefon ile arayıp tehdit ettiğini, ertesi gün elinde çiçek ile gelip kadından ve kızlarından özür dilediğini, ancak kadının davalı erkeği affetmediğini ve 3-4 ay geri dönmediğini, kadının 3-4 ay eve dönmediğini, bu süreçte erkeğin sürekli kadını arayarak hakaret ve tehdit beyanlarında bulunduğunu, kadının maddî durumu ve uzun müddet kalacak yeri olmaması nedeniyle eve dönmek zorunda kaldığını, kadının küçük kızının taraflar ile yaşadığını, ancak erkeğin sürekli banyodan sonra çıplak şekilde yatak odasına gittiğini, saatlerce bornoz ile evin içinde vakit geçirdiğini, sürekli ters ilişki talep ettiğini, istediği olmayınca tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, bir akşam davacı kadının, kızı banyo yaparken davalı erkeğin banyo kapısının deliğinden içeriği izlediğini gördüğünü, kadının evden ayrıldığını, erkeğin kimseye anlatmaması için kadını öldürmekle tehdit ettiğini, daha sonra özür dilediğini ve maddî imkanlardan dolayı kadının eve geri döndüğünü, kadının kızının okulu için erken kalktığı bir zamanda davalı erkeği salonda ayakta ve çıplak bir şekilde yakaladığını, davalı erkeğin yaşı küçük kızların çektiği videoları izleyip onlara mesajlar attığını, davalı erkeğin kendi torununun davacı kadına davalı dedesinin çıplak halde cinsel organını kendi cinsel organına sürttüğünü söylediğini, kadının da durumu kızlarına ve damadına anlattığını, bu esnada davacı kadının küçük kızının da, davalı erkeğin bilgisayarından çıplak insanların oynadığı ahlaksız videoları izlediğini gördüğünü, ancak davalı erkek kendisini tehdit ettiği için bunu kimseye anlatmadığını söylediğini, davacı kadının şikayetçi olduğunu ve evden ayrıldığını, davalı erkeğin davacı kadın ve kadının akrabalarını tehdit ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı kadın lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, karar tarihinden itibaren yasal faizi ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; aleyhe verilen beyanların doğru olmadığını, davalı erkeğin tüm görev ve sorumluluklarını yerine getirdiğini, davacı kadının, erkeği küçümsediğini ve rencide ettiğini, davacı kadının sevdiği yazarın imza törenine gizlice katıldığını ve yazarla mesajlaştığını, bu durum ortaya çıkınca da evden ayrıldığını, davacı kadının iddia ettiği olayların hiçbirinin olmadığını, ayrıca olduğu kabul edilse dahi kadının affettiğini, davalı erkeğin salonda yatmasını kadının istediğini ve kadının erkeğe ilgisiz davrandığını, davacı kadının erkekten habersiz olarak mutfaktaki beyaz eşya dışında tüm eşyaları alarak evden ayrıldığını beyan ederek davanın reddine, dava kabul edilecek olursa da erkek lehine dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar davacı kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini davalı taraf ileri sürmüş ise de iddia edilen tarihten sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri iddia edilen vakıanın af kapsamında kaldığı, her ne kadar davalı erkeğin kendi torunu ve üvey çocuğuna karşı cinsel istismar eylemlerinin olduğu ileri sürülmüş ise de erkeğin cinsel saikle, kasıtla, çocuğun cinsel istismarına yönelik davranışının bulunmadığı, davalı hakkında savcılık dosyasında takipsizlik kararı verildiği, iddianın ispatlanmadığı, erkeğe bu vakıa dolayısıyla kusur yüklenmediği, davalı erkeğin süreklilik arz eder şekilde davacı kadına hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, ölümle tehdit ettiği, üvey çocuğa kötü davrandığı, üvey çocuğu tehdit ettiği, sosyal paylaşım sitesinde "Selam, tanışalım mı..." vs. gibi kadının güvenini sarsacak mesajlar yazdığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın lehine hükmedilen 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 750,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, kadın lehine boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin değerlendirmesinin hatalı olduğunu, iddiaları kabul etmemekle beraber doğru olsa bile afla sonuçlandığını, affedilen kusura dayanılmasının mümkün olmadığını, af ile sonuçlanan olaylardan sonra davacı kadının cinsel taciz iddiasından sonra ortak konutu terk ettiğini ve tarafların tekrar bir araya gelmediklerini, ciddiyetsiz ve yakışıksız iddialara karşı yürütülen soruşturmalarda davalı erkek hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, cinsel taciz dışındaki iddiaların afla sonuçlandığını, cinsel taciz iddiasının ise ispatlanamaması karşısında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı kadının güven sarsıcı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar içine girerek tam kusurlu olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, davacı tanıklarının beyanlarının duyuma dayalı olduğu gibi kendi içinde çelişkili ve hayatını olağan akışına da aykırı olduklarını beyanla kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evlilik süresi, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir, yoksulluk nafakalarının miktarlarının makul olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, istinaf sebeplerini tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur değerlendirmesi, davacı kadın lehine tazminata ve nafakaya hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.