"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1522 E., 2023/1516 K.
DAVA TARİHİ : 23.01.2017
KARAR : Bozmaya uyularak yeniden esas hakkında hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki, kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönlerinden kadın yararına bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kusursuz kadın yararına yoksulluk nafakası ile ortak çocuk ile baba arasında yeniden kişisel ilişki düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde; eşinin hakaret edip fiziksel şiddet uyguladığını, kendisinin daha önceden açtığı boşanma davasından feragat ettiğini, tarafların feragat sonrası biraraya gelmediklerini, erkeğin hakaret, tehdit ve fiziksel şiddetinin feragat sonrası dönemde de sürdüğünü ve birlik görevlerini yerine getirmediğini ileri sürerek tarafların fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine ve çocukların her biri yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını ileri sürerek tarafların fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının çalıştığı halde eve maddî katkı sunmadığını, erkeği sürekli boşanmakla tehdit ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin eve dönmemesi için 9 ay önce ortak konutun kilidini değiştirdiğini ve erkeğin kişisel eşyalarını almasına izin vermediğini, çocuklarla görüşürse adli makamlara şikayetçi olmakla tehdit ettiği ve çocuklarla ilgilenmediğini ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile erkek yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2017 tarih ve sayılı 2017/12 Esas, 2017/343 Karar sayılı kararı ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında her iki eşin de eşit derecede kusurlu oldukları gerekçesiyle, erkeğin davasının reddine ve kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar Enes ve Sıla'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınıp kadına verilmesine, erkeğin nafaka ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, 1.980,00 TL vekâlet ücretinin erkekten alınıp kadına ödenmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, velâyet, iştirak nafakaları ve yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuş, boşanma yönünden istinaf başvurusunun olmadığı beyan edilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 13.02.2019 tarih ve 2018/308 Esas, 2019/169 Karar sayılı kararı ile; erkeğin karşı davasında sadece tazminat ve nafaka talebinde bulunulduğu, boşanma talebinin olmadığı ancak karşı dava için nispi harcın yatırılmadığı, erkeğe nispi harcı yatırması için süre verilmesi gerektiği, kadının davası fiili ayrılık sebebine dayandığı halde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma hükmü kurulmasının doğru olmadığı, erkeğin cevap ve karşı dava dilekçesinin kadına tebliğinin usulsüz olduğu, kadının savunma hakkının kısıtlandığı, böylelikle dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının usulüne uygun olarak tamamlanmadığı ve tarafların kusur durumuna dair vakıaların gerekçede gösterilmediği gerekçesiyle; erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ilk boşanma davasının reddedilmesinden ve kararın kesinleşmesinden sonra 3 yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen biraraya gelmediği, kısa kararda sehven 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası sebebiyle boşanmaya hükmedildiği, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olamayacağından hüküm sonucunda bu konuda değişiklik yapılamadığı, çocukların anne ile yaşamak istedikleri, kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu ve erkeğin kendisine verilen sürede eksik nispi harcı yatırmadığı gerekçesi ile; erkeğin davasının açılmamış sayılmasına, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar Enes ve Sıla'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklarla baba arasında aynı şehirde kalmaları halinde her ayın üçüncü haftasonu cumartesi günü 10.00'dan pazar günü 17.00'a kadar, temmuz ayının birinci ve onuncu günleri arasında, şubat tatilinin ilk haftası pazartesi gününden çarşamba gününe kadar ve dini ve milli bayramların ikinci günü saat 10.00'dan akşam 17.00'a kadar kişisel ilişki tesisine, çocukların her biri yararına dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının, 10.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınıp kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu, çocukların baba yanında yatılı kalmalarının doğru olmadığını ve çocukların duruşmada babayla kalmak istemediklerini beyan ettiklerini belirterek tazminatlar ile nafakaların miktarı ve kişisel ilişki yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kendilerine harç eksikliğinin tamamlanması için kesin süre verilmeden davaları hakkında yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, erkeğin kusuru varsa da kadının affetmiş olduğunu ve kadının tazminatlara hak kazanamayacağını belirterek her iki dava yönünden istinafa başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.11.2022 tarih ve 2022/2165 Esas, 2022/2307 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu, kısa karar ve hüküm sonucunda 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmaya karar verilmesinin mahallinde düzeltilebilir maddî hata niteliğinde olduğu, kadının önceden açmış olduğu boşanma davasından feragat ederek varsa da erkeğin kusurlarını affetmiş olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda reddedilen ilk davayı açarak fiili ayrılığa sebep olan kadının tam kusurlu olduğu ve kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunmadığı gerekçesi ile; erkeğin kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, kadının tam kusurlu olduğunun tespitine, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine; erkeğin sair, kadının ise tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 05.07.2023 tarihli ve 2023/266 Esas, 2023/3762 Karar sayılı kararı ile; özellikle kadın tarafından İlk Derece Mahkemesinin birinci kararına karşı istinafa başvurulmaması nedeniyle ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarının erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğunun ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların dava tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar tedbir, hükmün kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olduğunun anlaşılmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların aynı şehir veya farklı şehirde yaşamaları hali konusunda bir ayrıma gidilmeksizin, süreleri ve saatleri belirli ve infazı kabil kişisel ilişki hükmünün kurulmamış olduğu, kadına "ilk davayı açarak fiili ayrılığa neden olma" kusurunun yüklenmiş olmasının doğru olmadığı, ortak yaşamın kurulmasından sonra her iki tarafın da boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışının ispat edilemediği, kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu gerekçesiyle kararın kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; velâyeti anneye verilen çocuklar ile baba arasında tarafların aynı şehir veya farklı şehirde yaşamaları hali konusunda bir ayrıma gidilmeksizin, süreleri ve saatleri belirli ve infazı kabil kişisel ilişki hükmü kurulduğu, taraflar arasındaki ilk boşanma davasının reddedilmesinden sonra taraflar arasında ortak hayat yeniden kurulmuş olduğu ancak ortak yaşamın kurulmasından sonra her iki tarafın da boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışı ispat edilemediği, her iki taraf da kusursuz olup kadın yararına yoksulluk nafakasının koşullarının oluştuğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile boşanma kararın kesinleştiği tarih olan 02.02.2018 tarihinden başlayarak kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, baba ile ortak çocuklar arasında, her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü Saat 17.00'a kadar, dini bayramların ikinci günü sabah saat 10.00'dan üçüncü günü saat 17.00'a kadar, eğitim dönemi sömestr tatilinin birinci günü sabah saat 10.00'dan yedinci günü saat 17.00'a kadar, her yıl Temmuz ayının 1. günü sabah saat 10.00'dan 31.günü saat 17.00'a kadar, her yıl babalar günü sabah saat 10.00'dan aynı gün 17.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına, kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının kusurlu olduğunu, karşı davalarının kabulü gerektiğini, kadına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek her iki dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği ve kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı- davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.