"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1573 E., 2023/1312 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölhisar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/345 E., 2021/593 K.
Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde: müvekkilinin davalı ile Favoriten Bölge Mahkemesinin 07.06.2016 tarihli boşanma kararı ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, bu sebeple Favoriten Bölge Mahkemesinin 07.06.2016 tarihli boşanma ilamının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalıya dava dilekçesi ile birlikte tensip zaptının Viyana Başkonsolosluğu aracılığı ile 23.08.2021 tarihinde usulüne uygun tebligat yapıldığı, davalının cevap dilekçesi vermediği ve duruşmaya da katılmadığı anlaşılmıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı yabancı mahkeme ilamının aslı, kesinleşme şerhinin aslı, apostil şerhinin asıl veya yetkili makamlarca onaylı suretleriyle tercüme evraklarının onaylı suretlerini ibraz etmediği, protokol başlıklı yabancı karar sureti ve tercümesinin suretini dava dilekçesi ekinde sunduğu, davacı vekiline tensip zaptının tebliği ile birlikte kesin süre verildiği, davacı vekiline dava konusu olan ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve yine onanmış kesinleşme şerhi, ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış belge, yine bunların noter vasıtasıyla yapılmış tercümelerinin verilen kesin süre içerisinde sunmasının istendiği, verilen kesin süre içinde istenen belgelerin sunulmadığı, tüm dosya kapsamlıca incelendiğinde; davacı vekili her ne kadar 09.11.2021 tarihli duruşmada yabancı mahkeme kararı ili Türkçe tercüme metnini sunmuş ise de; Möhük'ün 53. Maddesinde "(1) Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir: a) Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi. b) İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi" hükmü mevcut olup davacı vekilini verilen bir ay kesin süre içinde belirtilen belgelerin asılları ya da onaylı suretlerini dosyaya sunulmadığı gibi hali hazırda kesinleşme şerhinin aslı ya da onaylı suretinin de sunulmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilin halen Avusturya ülkesinde ikamet ettiği, Hukuk sistemleri arasında farklılık olduğu ve yabancı memlekette olduğu için de müvekkilin hukuksal kaynaklara rahat erişemeyeceğinin açık olduğu, Müvekkil kısıtlı imkanları ile elde ettiği karar ve tercümeleri gönderdiği, bunlardan Mahkeme kararının aslı ve tercümesinin 09.11.2021 tarihinde yapılan duruşmada dosyaya sunulduğu, 08.07.2021 tarihli tensip tutanağının 10. Maddesinde “yabancı mahkeme karar aslı ya da onaylı sureti, kararın kesinleştiğini gösteren apostil şerhi, yabancı evrakların noter onaylı tercümelerini 1 ay kesin süre içerisinde sunulmasına” karar verildiği, dava dilekçesine ekli sunulan belgeler yanında 09.11.2021 tarihli duruşmada elde bulunan Türkçe tercüme ve yabancı mahkeme karar aslının dosyaya sunulduğu, Avusturya ülkesi ile Türkiye arasında yapılan prtokol mucibince apostil şerhi zorunluluğu olmadığı, ayrıca yeminli tercüme yeminli tercümanca yapıldıysa noter onayına da ihtiyaç bulunmadığı, taraf teşkili, davalıya tebligat yapılamadığından henüz sağlanamadığı, müvekkilin yurt dışında olduğu, bazı belgelerin temininin zor ve uzun olup verilen sürenin çok kısa olduğu, postada geçen süreye bile verilen süreye yetmeyeceği, tensip tutanağında yer alan ihtarda “dava şartı yokluğundan davanın reddedileceği” ibaresinin de açıkça ve ayrıca yazılmadığı, davayı uzatma veyahut da geciktirme amacı taşımadıklarını, davanın davacısı olarak bir an önce sonuçlanmasının menfaat icabı olduğunun açık olduğu, verilen kararın usul ekonomisine de temelden aykırı olduğu, Mahkemece taraf teşkili sağlandıktan sonra, işin özelliği ve durumu ve aradaki mesafeye dikkate alınarak yeterli süre verilmeli ve kasıtlı olarak yargılama geciktirilmediği anlaşıldığından tekrar ek süre de verilmeli, dosyaya sunulan evrakların incelenerek eksikler tespit edilmeli, resen nazara alınacak araştırmalar yapılmalı ve neticesine göre karar verilmesi gerekirken, eksik ve hatalı değerlendirme ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verimesi usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek reddedilen dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve yasaya uygun olan hükme yönelik istinaf itirazlarının yerinde bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla reddedilen dava yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Mahkemece verilen kararın doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un 50 ilâ 57 nci maddeleri, 58 ile 59 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...