"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1206 E., 2023/1482 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/422 E., 2021/416 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi'nde görülen 2016/52 Esas 2016/777 Karar sayılı davanın feragat nedeni ile reddolduğunu, bu kararın 22.02.2017 tarihinde kesinleştiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince 3 yıllık fiili ayrılık süresinin de geçmiş olduğunu, geçen bu süre içerisinde tarafların ayrı yaşamış olduğunu, ortak hayat kurmadıklarını, bu nedenle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi'nin 2016/52 Esas 2016/777 Karar sayılı dosyasında boşanma davası açıldığı, bu davanın feragat nedeniyle reddedildiği, kararın 14.04.2017 tarihinde kesinleştiği, tarafların o tarihten beri ayrı yaşadıkları ve ortak hayatın kurulmadığı, kanunda belirlenen fiili ayrılık süresinin geçmiş olduğu boşanmaya sebep olan olaylarda kocanın asli ve tam kusurlu olduğu fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığı, gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince
boşanmalarına, davalının nafaka talebinin reddine, davalının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 50.000,00 TL maddî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 50.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek ve davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, kadına maddî ve manevî tazminat verilmesi, tazminat miktarları yönünden istinaf etmiştir.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; hükmün tamamı yönünden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ; İlk Derece Mahkemesince boşanma kararı verilmiş ise de, boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmediği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27. maddesinde, boşanma veya evliliğin iptaline ilişkin kararlarda tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri, evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgileri ile karara ait usûl mevzuatının öngördüğü diğer esas ve usule ait hükümlerin bulunmasının zorunlu olduğu düzenlendiği, bu haliyle Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27. maddesi hükmü de gözetilerek resen infazda tereddütü önlemek adına resen kararın 1.bendinin 2. cümlesinin kaldırılmasına, tarafların açık kimlik bilgileri yazılarak 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına, yazılmasına karar verildiği, tarafların her ikisinin de 2016 yılında karşılıklı boşanma davası açtıkları ve her ikisinin de feragat ettiği, feragat tarihinden önceki olayların affedilmiş sayıldığı, feragat sonrasında ki olaylara da layihalar teatisi aşamasında vakıa olarak dayanılmadığı, kadına kusur verilemeyeceği, ilk derece mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen fiziki ve psikolojik şiddet vakıalarının feragat tarihinden önceye ilişkin olduğu kusur olarak verilemeyeceği, ancak tarafların her ikisinin de açtıkları önceki boşanma davalarının reddedilmesi ve birlikte yaşamaktan kaçınmaları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında her iki taraf eşit kusurlu olmakla davacı erkeğin kusur istinafının kısmen kabulüne, tarafların eşit kusurlu olduğu, tarafların eşit kusurlu olduğuna kanaat getirildiğinden, yasal şartlar oluşmayacağından kadına maddî ve manevî tazminat verilmesi doğruolmadığı gerekçesi ile davalı kadının tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin reddine, davacı erkeğin kadına maddî ve manevî tazminat verilmesine yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılmasına davalı kadının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili; boşanma kararı, yoksulluk nafakasının ve tazminat taleplerinin reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın kabulünün, kusur belirlemesinin ve yoksulluk ve tazminatların reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin son fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.