"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/53 E., 2023/194 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/82 E., 2021/868 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; zaman içerisinde fikir ayrılıklarının sözlü ve fiziksel şiddete dönüştüğünü, 2019 yılında kadının erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını ve darp raporu alındığını, sayısız kez farklı şeyleri bahane ederek erkeğin ailesinin yüzüne karşı beddualar ettiğini, erkeğin cebindeki paraları sabah akşam saydığını, müvekkilinin huzursuzluk çıkmasın diye maaşının hepsini eşine vererek sadece günlük yol ve yemek parası kadar harçlık aldığını, hatta dışarıda sakız dahi alsa not alıp akşam eşine bilgi verir duruma geldiğini, ev işleri ve çocuklarla ilgilenmediğini, psikolojik sorunları olduğunu, tarafların 26.10.2019 tarihinden itibaren ayrı yaşadıklarını, evliliği süresince mutlu olamadığı gibi kadının sözlü ve fiziki şiddetleri ile kusurlu davranışları neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, aile konutu üzerine satılamaz şerhi konulmasına, ortak çocukların babaya verilmesine, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesine, davacı lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin evlilik birliğinin yükümlülüklerine yerine getirmediğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, kadına fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilinin evlilik birliğinin yüklediği tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, sevgi ve saygı göstermediğini, soğuk ve ilgisiz davrandığını, kadının konuşarak çözmeye çalıştığı konularda erkeğin aileleri araya soktuğunu, tarafların özel her sorununu aile meclisinin gündemi yaptığını, baskıcı tutum sergilediğini, aşağılamak, üzerinde baskı kurmak için aileleri bir araya topladığını, emrivaki konuştuğunu, geri zekalı, mazot, ahlaksız gibi hakaretlerde bulunduğunu, müvekkilinin sürekli olarak güzel bulmadığını, kilo aldığını ifade ederek müvekkilini yetersiz hissettirmeye çalıştığını, müvekkiline çalışmayacaksın, çalışırsan kartını bana vereceksin, bir evde iki muhtar olmaz dediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, tüm bu nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 1.000,00 TL nafaka, nafakaya her yıl artış oranı uygulanmasına, kadın için 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının erkeğe karşı eşini ailesine şikayet etmek, eşinin ailesini istememek "gün yüzü görmeyin diye beddua" etmek ve 12.06.2019 tarihli olayda ve dosyada mevcut darp raporundan anlaşılmasına göre şiddet uyguladığı, tanık Güner in kadının kocasına hakaret ettiğine dair beyanının 2-3 sene öncesine dayandığı; erkeğin kadına ise eşini ailesine şikayet etmek, 12.06.2019 tarihli olayda eşini darp etmek, "sokağın kadını" diye eşini aşağılayıp "ben kızınızdan memnun değilim" diye davalının ailesine serzenişte bulunmak, kadının maaşını ve kartını kendi uhdesine almak isteyip kadına ekonomik şiddet uygulamak, dışarıya, kursa gitmeyeceksin diye sosyal şiddet eylemini gerçekleştirmek suretiyle kusurlu oldukları, evlilik birliğinin sarsıldığı, taraflarca ortaya konan eylemlerde kadının az kusurlu erkeğin ise ağır kusurlu olduğuna kanaat getirildiği, tarafların ergin olmayan çocuklarının velâyetinin kime verilmesi gerektiği konusunda yapılan değerlendirme ve alınan sosyal inceleme raporu sonucunda; küçüklerin yaşı, bedensel ve zihinsel gelişimi, eğitim durumu, boşanmaya neden olan olayların oluşmasında tarafların kusurları, ekonomik ve sosyal durumlarına bakılarak anne sevgi ve şefkatinin çocuk açısından taşıdığı önem, düzenli yaşamı olan anne yanına bırakılmasının çocuğa sağlayacağı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ara karar ile ... için takdir olunan aylık 600,00 TL tedbir nafakası ile ... için takdir olunan aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı 750,00 TL iştirak nafakasına, nafaka miktarlarının her yıl üfe oranında arttırılmasına, kadına 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; ağır kusurlu olmadığını, kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, kadının ortak çocuklarla ilgilenmediğini, tüm gününü iş, kurs ve gezmelerde tüketen bir kişiliğe sahip olduğunu, kadının hayatını planlamada ve zamanlamada hep bencil davrandığını ve erkeğin ve ortak çocukların varlığını kabullenemediğini, evlilik birliği içinde olduğu gibi evlilik birliğinden sonra da erkeğin her daim ortak çocuklarıyla yakından ilgileneceği, çocukların kişisel gelişimleri için velâyetin babada kalması ortak çocuklar için daha menfaatin olacağını, ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının da fahiş olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve iştirak nafakası, reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; iştirak nafakasının ve tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu, kadın ise az kusurlu olduğu, kusur tespitinin yerinde olduğu, az kusurlu kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesi usul ve yasaya uygunsa da; tazminatların miktarı tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında az olduğu, ortak çocukların ergenlik döneminde oldukları, bu dönemde anne bakım, ilgi ve şefkatine ihtiyaç duydukları, çocukların bilişsel ve davranışsal gelişimleri açısından anne yanında kalmalarının üstün yararlarına olduğu, anne ile duygusal bağlarının kuvvetli olduğu sosyal inceleme raporunda belirtildiği, tanık anlatımlarından da annenin çocuklarla ilgilendiği, ebeveynlik sorumluluklarını yerine getirdiği çocukların velâyetinin anneye verilmesi yerinde olduğu, iştirak nafakası verilmesinin usul ve yasaya uygun ve miktarlarının makul olduğu gerekçesiyle kadının tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; birçok somut delilin hükme esas alınmadığını, ancak nedenini göremediklerini, bu haliyle gerekçeli kararın hukuka uygun olmadığı, tazminat miktarlarının da fahiş olduğunu ileri sürerek velâyet, maddî, manevî tazminat ve nafaka yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin ücretli matematik dersleri verdiğini, meslek lisesinde metal öğretmenliği yaptığını, atölye dersleri, döner sermaye gibi ek gelirleri bulunduğunu, bu sebeple belirlenen iştirak nafakasına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın doğru olmadığını, maddî ve manevî tazminat miktarlarının yine de oldukça düşük olduğunu ileri sürerek iştirak nafakalarının ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, velâyet, iştirak nafakaları ve kadın için hükmedilen tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.