Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2515 E. 2025/206 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin katılma yoluyla yaptığı istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince hatalı gerekçeyle reddedilmesi nedeniyle Yargıtay'a yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Katılma yoluyla istinafın, asıl istinaftan bağımsız bir hak olduğu ve tarafların bu yolla davanın tüm yönleriyle istinaf edebilecekleri gözetilerek, erkeğin asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ve reddedilen tazminatlara ilişkin katılma yoluyla istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince incelenmemiş olması hatalı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2589 E., 2024/69 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akkuş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/72 E., 2023/87 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek vekili tarafındankusur belirlemesi, asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, reddedilen tazminatlar, kabul edilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları yönünden temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

Taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı asıl ve birleşen davanın yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl boşanma davası yönünden birleşen davada boşanma kararı verildiğinden boşanma hususunda karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına maddi ve manevi tazminata, yoksulluk nafakasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı- davalı erkek vekili tarafından sunulan 07.09.2023 tarihli istinaf dilekçesi ile "kusur belirlemesi, kabul edilen tazminatlar, kadın ve çocuk için kabul edilen nafakalar ve miktarları" yönünden; davalı- davacı kadın tarafından ise 05.09.2023 tarihli istinaf dilekçesi ile "kabul edilen nafaka miktarları ve tazminat miktarları" yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, taraf vekillerinin istinaf dilekçeleri karşılıklı olarak tebliğ edilmiş, erkek vekiline istinaf başvuru dilekçesi e-tebligat suretiyle 05.09.2023 tarihinde teslim edilmiştir. Erkek eş vekili yasal süresi içinde vermiş olduğu 08.09.2023 tarihli istinafa cevap dilekçesi ile ''kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, reddedilen tazminatlar, kabul edilen tazminatlar, kadın ve çocuk için kabul edilen nafakalar ve miktarları'' yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Erkeğin sunduğu ikinci istinaf dilekçesi katılma yoluyla istinaf mahiyetinde olup, katılma yolu ile istinaf; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun'un) 348 nci maddesinde "katılma yolu ile başvurma" başlığı altında "(1) İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı iki hafta içinde cevap verebilir. (2) İstinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir" şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.02.2024 tarih, 2023/2-359 Esas, 2024/122 Karar sayılı kararında da; "...Diğer yandan, katılma yoluyla kanun yoluna başvurulabilmesi, aslında temyize veya istinafa cevap hakkının uzantısıdır. Taraflar cevap hakkından yoksun bırakılamayacağına göre, katılma yoluyla istinaf hakkından da yoksun bırakılamazlar (Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinafa Başvuru İstinaf İncelemesi ve İstinaf Mahkemesinin Verebileceği Kararlar, Eskişehir-2008, s. 168). Öyle ise katılma yoluyla istinaf hakkının, asıl istinaf yolundan bağımsız bir kanun yolu hakkı olduğunu söylemek; eşitlik ilkesi ile adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkına da uygun düşmektedir...Katılma yolu ile istinaf talebinde bulunma hakkı, özellikle istinaf yargılamasını gerçekleştiren bölge adliye mahkemesinin, bu yargılamayı yaparken aleyhe karar verme yasağı ile karşı karşıya kalmasının önlenmesi açısından fevkalade önem arz eden bir hak konumundadır. Bir an için aleyhe bozma ve aleyhe karar verme yasaklarının işlerlik kazanabilmesi yönünden, taraflardan yalnızca birisinin kanun yoluna başvurmuş olması gerektiği, dolayısıyla her iki tarafın da kanun yoluna başvurması hâlinde anılan yasakların işlerlik kazanamayacağı düşünülebilirse de; bu düşünce "katılma yoluyla istinafa başvuru hakkının, asıl istinafa başvuru hakkından bağımsız bir hak olduğu" olgusu ile örtüşmemektedir. Nitekim kararın bir an evvel kesinleşmesini sağlamak düşüncesiyle; asıl istinaf yoluna başvuru hakkından feragat eden, hükmü süresinde istinaf etmeyen veya hükmün bir kısmını istinaf etmekle birlikte kesinleşmesine razı olduğu kısımlara ilişkin istinaf sebeplerini ileri sürmeyen tarafın, asıl istinafa başvuru hakkından bağımsız olarak sahip olduğu katılma yoluyla istinaf hakkını kullandığı dilekçesinde yeni hususları ileri sürmesinin önünde kanuni bir engel bulunmamaktadır. Diğer yandan silahların eşitliği ilkesinin bir uygulaması olan katılma yoluyla istinafın, her ne kadar asıl istinaf başvurusundan bağımsız bir kanun yolu hakkı olduğu açıklanmışsa da, bu açıklamalar hiç şüphesiz ki katılma yoluyla istinafın kaderinin, asıl istinafa bağlı olduğu gerçeğini değiştirmez. Zira; asıl istinaf yoluna başvuran taraf nasıl ki karşı tarafın katılma yoluyla istinafa başvurabileceğini hesaba katmak zorundaysa, katılma yoluyla istinafa başvuran tarafın da hangi saikle olursa olsun yasal süresi içerisinde ileri sürmediği ancak katılma yolu ile ileri sürdüğü talepleri yönünden yapılacak olan incelemenin asıl istinafa bağlı olduğunu hesaba katması gerekmektedir. Nitekim 6100 sayılı Kanun'un 348 inci maddesinin ikinci fıkrasında; asıl istinaf yoluna başvuran talebinden feragat eder veya talebi bölge adliye mahkemesi tarafından reddedilirse, katılma yoluyla başvuranın talebinin de reddedileceği hükme bağlanmıştır. Tüm bu açıklamaların ışığı altında somut olay değerlendirildiğinde; katılma yoluyla istinaf başvurusunun değerlendirilebilmesi asıl başvurunun varlığına ve devamına bağlı olduğuna ve yargılama yapan Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin 21.01.2020 tarihli asıl istinaf başvurusunun esası incelendiğine göre, buna karşı kadın eş vekilinin katılma yoluyla ileri sürmüş olduğu 14.02.2020 tarihli başvurusunun hatalı gerekçe ile reddi usul ve yasaya uygun olmayıp incelenmelidir. " hususlarına yer verilmiştir.

Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince davacı- davalı erkeğin istinaf başvurusunun incelenmesinde, yalnızca kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden değerlendirme yapılmış, erkek vekilince süresinde sunulan ve katılma yolu ile istinaf mahiyetinde olan 08.09.2023 tarihli dilekçe değerlendirilmemiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek tarafından ''kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, reddedilen tazminatlar, kabul edilen tazminatlar, kadın ve çocuk için kabul edilen nafakalar ve miktarları'' yönünden temyiz edilmiştir.

6100 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında tarafların ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin gösterileceği; aynı Kanun'un 355 inci maddesinin birinci fıkrasında incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı yapılacağı ve 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasında hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, süphe ve tereddüt uyandırmayacak sekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ olunan tarafın kendisinin daha önce hükmü istinaf edip etmediğine bakılmaksızın ve karşı tarafın da istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın katılma yoluyla her iki davayı bütün yönleriyle istinaf etme hakkı bulunduğu gözetilerek, katılma yoluyla istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken, yukarıda da belirtildiği üzere, davacı-davalı erkek vekili tarafından katılma yoluyla istinaf başvurusunda asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü ve reddedilen tazminatlar yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmasına karşın, Bölge Adliye Mahkemesince erkek yönünden hatalı istinaf sınırlaması yapılarak erkeğin, asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü ve reddedilen tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun incelenmemiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.